1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Çözüm sürecinde kritik eşik aşılabilecek mi?

31 Ekim 2025

DEM Parti, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile son görüşmelerinin "olumlu" geçtiğini söylerken, dokuz yıldır hapisteki Selahattin Demirtaş'tan sürece dair eleştiriler geldi. Çözüm sürecinde gelinen aşama ne?

Silahlı ve kamuflajlı PKK militanları
PKK geçtiğimiz günlerde Türkiye'den güçlerini çekeceğini duyurduFotoğraf: Sterk tv

İktidarın "Terörsüz Türkiye" olarak adlandırdığı çözüm sürecinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde kurulan komisyon dinleme sürecinden rapor yazma aşamasına geçmeye hazırlanırken henüz hangi yasal düzenlemelerin yapılacağı ve bunların zamanlaması netliğe kavuşmuş değil.

Dün çözüm komisyonunda bir sunum yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bugün Ege Üniversitesi'nde süreçle ilgili konuşurken, beklenen yasalara ilişkin bir detay vermedi.

Tunç, "Komisyonun çizeceği rotada, milli iradenin tecelligahı TBMM'de alınacak kararlar çerçevesinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Milletimizi rahatsız edecek, şehit ailelerimizi incitecek hiçbir adım bugüne kadar atmadık, bundan sonra da atmayacağız. Ülkemizi terörden arındırarak yolumuza güçlü adımlarla devam edeceğiz" dedi.

Dokuz yıldır cezaevinde bulunan eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın T24 internet sitesinde yayımlanan ve çözüm sürecindeki eksikliklere dikkat çeken yazısı önemli bir diğer gelişme oldu.

Demirtaş, CHP'ye yönelik operasyonların yeni ayrışmalara neden olduğunu belirttiği yazısında şu ifadeleri kullandı:

"Muhalefete yönelik ve özellikle CHP'yi hedefe koyan 'mutlak butlan, iptal, tutuklama, kayyım, casusluk, rüşvet' operasyonlarıyla ayrışma iyice derinleştirildi. 30 yıllık hapis cezalarını bitirmiş siyasi mahpuslar, hasta mahpuslar bile cezaevinden çıkamadılar. Kayyım atanmış tek bir belediye bile halka iade edilmedi. Kürt-Türk kardeşliği pekiştirilmeden, üstüne Türk-Türk ayrışması eklendi."

Süreç hangi aşamada?

Sürecin "yavaş ilerlediği" eleştirileri yapılırken diğer yandan son günlerde bazı önemli gelişmeler de yaşandı.

PKK, 26 Ekim'de Irak'ta Kandil yakınlarında yaptığı basın açıklamasında "Türkiye'deki tüm güçlerini Abdullah Öcalan'ın da onayı ile Türkiye'den geri çekmekte olduğunu" duyurdu. KCK Yöneticisi Sabri Ok ise "PKK'ya özgü ya da sürece özgü özel yasaları istiyoruz. Herhangi bir af değil" sözleriyle beklentilerini dile getirmişti.

PKK'nin açıklamasının ardından iktidar kanadından da olumlu mesajar geldi. Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, "Bundan sonra da geçiş sürecinin hukukuna ilişkin hazırlıklar dahil gerekli hamlelerin bir bir gerçekleşeceği ve emin adımlarla hedefe yürüyüşün devam edeceği anlaşılıyor" dedi.

Komisyon rapor yazmaya başlayacak

TBMM'deki Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun 30 Ekim'deki 16'ncı toplantısında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ayrı ayrı sunum yaparak üyelerin sorularını yanıtladı.

TBMM'deki komisyon dinleme sürecini tamamlamaya yaklaşıyorFotoğraf: ANKA

Sunumlar başlamadan önce TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un talebiyle görüşmelerin basına kapalı yapılması oylandı ve çoğunluğun oyuyla gizli görüşme kararı alındı.

Oylamada komisyonun 51 üyesinden 5'i toplantının basına kapatılmasına karşı çıktı. TİP Milletvekili Ahmet Şık, EMEP Milletvekili İskender Bayhan, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, DP Milletvekili Haydar Altıntaş ve CHP Milletvekili Salih Uzun toplantının basına kapatılmasına karşı yönde oy kullanan isimler oldu.

Alınan karar ile komisyonun dünkü oturumunun tutanakları kamuoyuna 10 yıl süre ile açılmayacak.

Komisyonda gelecek hafta İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın'ın sunum yapması ve böylece dinlemelerin sonuçlanarak rapor aşmasına geçilmesi bekleniyor.

Komisyonun dünkü oturumunun başında konuşan Kurtulmuş, artık nihai raporu hazırlamaya doğru ilerlediklerini söyleyerek, şunları kaydetmişti:

"Komisyonumuzun görevi tek tek yasa metinlerini hazırlamak değil, genel çerçeveyi teklif ederek TBMM'ye göndermektir. Komisyon, örgütün kendisini tasfiye ettiği, ülkemizin güvenlik birimleri tarafından tespit ve tescil edildikten sonra gerçekleştirilmek üzere atılacak olan adımları belirleyen bir çerçeveyi TBMM Genel Kurulu’na sunacaktır."

Bu çerçevede MİT'in ve devlet birimlerinin PKK'nın çekilmesi ya da silah bırakması ile ilgili sunacağı raporun gerekli yasaların hayata geçirilmesinde belirleyici olması öngörülüyor.

Hangi yasal düzenlemeler bekleniyor?

Süreç kapsamında silah bırakan PKK'lılar ya da halen cezaevinde olan hükümlülerle ilgili hangi yasal düzenlemelerin yapılacağı henüz netlik kazanmış değil.

Meclisin gündeminde önümüzdeki günlerde bütçe görüşmeleri de yer alacağından çözüm süreciyle ilgili yasal düzenlemelerin yüksek ihtimalle Ocak ayında görüşülebileceği belirtiliyor. İnfaz düzenlemesi ile ilgili bir paketin Genel Kurul yoğunluğuna göre Kasım ayında da gündeme gelebileceği de konuşulan ihtimaller arasında.

Adalet Bakanı Tunç dün komisyon çıkışında yaptığı açıklamada "Adalet Bakanlığı olarak sürecin kolaylaştırılması, sürecin başarıya ulaşması noktasında bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz idari uygulamalardan kaynaklanan sorunların giderilmesi ile ilgili çalışmalarımızı milletvekillerimizle, komisyon üyeleri ile paylaştık" demişti.

Öcalan için İmralı'ya gidilecek mi?

Komisyonun ve sürecin gündemindeki önemli sorulardan biri de haftalardır gündemde olan ancak hâlâ netlik kazanmayan, PKK kurucusu Abdullah Öcalan ile görüşmek üzere İmralı'ya gidilip gidilmeyeceği.

Selahattin Demirtaş 9 yıldır cezaevinde bulunuyorFotoğraf: HDP/dpa/picture alliance

Öcalan ile olası bir görüşme hakkında partilerden çeşitli açıklamalar yapılırken, bu konu resmi olarak komisyon gündemine hâlâ alınmış değil. Meclis koridorlarında ya da komisyon katılımcıları arasında gayri resmi şekilde ele alınsa da iktidar kanadında da bu konuda oluşmuş net ve tek bir görüş bulunmuyor.

Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün DEM Parti İmralı heyetiyle yaptığı görüşmenin "olumlu geçtiği" şeklindeki açıklamaların ardından Öcalan ile görüşmeye dair beklentiler de yükseldi.

DEM Parti ve MHP, Öcalan ile görüşülmesi gerektiğini belirtirken, Yeniden Refah, DSP ve HÜDA PAR temsilcileri İmralı'ya gidilmesine karşı çıkıyor.

CHP ise komisyon gündemine resmen alınmadığı için bu konuyu henüz resmi olarak ele almadı. CHP'nin komisyon üyelerinin bazıları İmralı'ya gidilmesine karşı tutum sergilerken, bazıları sakınca görmüyor. AKP Grubu'nun da Öcalan ile görüşmek için çok istekli olmadığı biliniyor; ancak Erdoğan'ın kararı parti üstünde belirleyici olacaktır.

Öte yandan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Cumhurbaşkanlığı'nda düzenlenen resepsiyona sürecin önemli taşıyıcılarından Cumhur İttifakı ortağı MHP'nin katılmaması da kulislerde farklı şekillerde yorumlanıyor. Ortaklar arasında çatlak mı olduğu sorularına karşılık henüz taraflardan bir açıklama gelmezken, bu hususun süreci nasıl etkileyeceği de yakından takip ediliyor.

Gülsen Solaker Dış politika ve iç siyasi gelişmeler ağırlıklı olarak 1997’den beri çalışan gazeteci.