Çıplaklar Kampı sırf plajda değil
20 Ağustos 2010Çıplaklar plajı, sadece Almanya’da değil, Avrupa’nın birçok ülkesinde gayet yaygın bir fenomen. Bu tür plajlar artık çoğu kişi tarafından kanıksanmış durumda. Çıplaklar plajlarına gidenler, tüm gün üzerlerine herhangi bir şey giymek zorunda olmadan dolaşmanın ve deyim yerindeyse havadar durumun rahatlığından memnun. Kendilerine nüdist diyen çıplaklar, vücutlarından utanmadan rahatlıkla sosyal olarak çıplak bir şekilde bir arada ve doğa ile bütünleşmiş halde bulunabilmeyi tercih ediyorlar.
Çıkış noktası endüstrileşmeye tepki
Pekâlâ, Nüdizm olarak da adlandırılan çıplaklık akımını doğaya en yakın ve en doğal hal olarak tanımlayanlar ne kadar haklı? İnsanlığın kültürel tarihine bakıldığında, Âdem ile Havva’nın bile incir yaprağı ile çıplaklıklarını örttükleri görülüyor. Bugünkü Nüdizm 19. yüzyılın ikinci yarısında şekillenmeye başlamış. Çıkış noktası ise, endüstrileşme ve şehirleşmeye tepki olarak gösteriliyor. Doğaya dönüş sloganıyla hareket edenler, hem doğal tedavi yöntemlerini, hem vejeterjan beslenmeyi, hem de çıplaklığı seçmiş ve dönemin hem fiziksel, hem de zihinsel korsesinden kurtulmaya çalışmış. Nüdizm terimi, 1900’lu yıllarda sesini duyuran Alman yazar Heinrich Pudor'dan geliyor. Bir yandan Yahudi düşmanı, ırkçı ve aşırı milliyetçi olan Pudor, aynı zamanda da sağlık konusunda çok titizliği ile tanınan ve feminist düşüncelere de yakın bakan bir isimdi. İnsanları havasız, ışıksız, dar konutlarda yaşamaya, kadınları daracık korseler giymeye zorlayan dönemin şartları göz önünde bulundurulursa, Pudor’un çıplaklık konusundaki görüşlerinin yandaş toplamasına şaşmamak lazım. Pudor, konu hakkındaki görüşlerini “Çıplak İnsanlar – Geleceğin Sevinç Çığlıkları” adlı bir kitapta derledi. Korse giyen kadınlara sokakta hayat kadını muamelesi yapılmasını talep etmeye varan aşırı bir içeriğe sahip kitap, büyük kitlelere ulaşamasa da ses getirdi.
Nüdizmin cinsellikle alakası yok
Zamanla nüdistlerin sayısı çoğalmaya başladı. Dernekler ve parklar kuruldu. 1930’lu yılların başında Almanya’da organize nüdistlerin sayısının 100 bini bulduğu tahmin ediliyor. Nazi rejiminde ise, nüdist gruplar sadece, nasyonal sosyalist ırkçı yasalara uydukları takdirde varlıklarını sürdürebildiler. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Nüdizm yeniden bir canlanma yaşadı. Çıplaklığa tolerans gösterilmesi için çaba sarf eden nüdistler, bu seçimin cinsellikle alakası olmadığını ve gelenlerin, ailecek geldiklerini anlatmak için epey uğraştılar. Özellikle de aşırı muhafazakâr 1950'li ve 60’lı yıllarda.
Doğu Almanya’da daha yaygındı
Demokratik Almanya Cumhuriyeti’nde ise Nüdizm batıdan çok daha yaygındı. Gündelik hayattaki tekdüzelikten kaçmak isteyenlerin bir kısmı, çareyi çıplaklar kampına gitmekte buluyordu. 1980’li yıllarda Baltık Denizi’ndeki plajların neredeyse yarıya yakını, çıplaklar plajı haline gelmişti.
Nüdist tatil köylerine rağbet büyük
Günümüzde nüdistler sadece çıplaklar plajı ile sınırlamıyorlar bu seçimlerini. Tatillerini çıplaklar kampında yapıyorlar, doğada çıplak yürüyüşlere çıkıyorlar, gemi seyahatleri yapıp, binicilik ve golf ile uğraşıyor, hatta son dönemde safariye bile gidiyorlar. Almanya ve Avusturya’da turizm uzmanları, bu konuda arz eksikliği olduğunu görerek, sürekli yeni tatil olanakları sunmaya başladı bile. Nüdist tatil köyleri büyük ilgi görüyor. Bu tatil köylerinde, alışverişten spora, barlara gitmekten resim kurslarına kadar her şeyi çıplak yapmak mümkün. Çırılçıplak bir tatil.
Yaş ortalaması giderek yükseliyor
Gözlemlenen bir nokta ise, Fransa’dan Almanya’ya, Avrupa’nın çeşitli ülkelerindeki çıplaklar plajlarında yaş ortalamasının epey yüksek olması. Gençler arasında Nüdizm meraklısı nispeten az. Nüdist derneklerin üye sayısı 1970’lerin başında 150 bin iken günümüzde 50 bin civarına düşmüş. Gençler arasında çıplak denize giren, çıplak güneşlenenler var, ancak nüdist derneklerine üye olmak, çıplaklar kampına ya da çıplak tatil köylerine gitmek, gençlere çok cazip gelmiyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Heide Soltau / Aydın Üstünel
Editör: Nihat Halıcı