Çalışanlar kıdem tazminatında 60 yaş sınırına tepkili
12 Haziran 2020COVID-19 salgını, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ekonomiyi olumsuz etkilemeye devam ediyor. Salgın nedeni ile mart sonunda iş hayatının adeta felç olması, üretimde ağır kayıplara neden oldu. Son açıklanan verilere göre, sanayi üretimi nisan ayında yıllık bazda yüzde 31,4 düşerek rekor kırdı. Ekonomide ağır kayıplar yaşanan bu dönemde, çalışma hayatında da köklü değişiklikler kapıda.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "2022’de hayata geçireceğiz” dediği yeni emeklilik sistemi de çalışanların kıdem tazminatı hakkı konusunda soru işaretlerine neden oldu. Milyonlarca çalışan yeni sistemin nasıl işleyeceğini bilmezken, işçi sendikaları ve işveren örgütleri hükümetin yeni emeklilik tasarısına mesafeli yaklaşıyor. Sosyal güvenlik uzmanları ise, hükümetin Hazine’ye gelir sağlamak için ‘Kıdem Tazminatı Fonu’ projesinin raftan indirildiği görüşünde.
Erdoğan: 2022’de devreye alacağız
Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen Kabine Toplantısı sonrasında ekonomide atılacak yeni adımları açıklayan Erdoğan, tamamlayıcı emeklilik sigortasıyla ilgili çalışma başlatıldığını söyledi. Hayata geçirilecek karma modelle, işçilerin kazanılmış haklarının korunacağını vurgulayan Erdoğan, tamamlayıcı emeklilik sigortası ile emekli olanların ikinci bir maaş almasının sağlanacağını ifade etti. Tamamlayıcı emeklilik sistemine 2022'de geçilmesi planlanıyor. Ancak milyonlarca çalışan için yeni emeklilik sistemi pek çok belirsizlik barındırıyor.
Mevcut sistemde, her yıl için çalışanların brüt bir aylık ücreti kadar, kıdem tazminatı hakkı oluşuyor. Hayata geçirilmesi planlanan yeni emeklilik sistemine dair son günlerde medyada çıkan ve hükümet tarafından yalanlanmayan haberlere göre ise, kıdem tazminatı hakkına ilişkin çok önemli değişiklikler planlanıyor.
Peki yeni emeklilik sistemi neleri değiştirecek?
60 yaşından sonra yüzde 25’i çekilebilecek
Hükümet tarafından iki farklı modelle hazırlanan yeni sisteme göre ise çalışanların brüt ücretinin yüzde 3'ü her ay tamamlayıcı emeklilik hesabına aktarılacak. Yüzde 5.33 ise eskiden olduğu gibi işveren sorumluğunda kalacak. Yeni modelde çalışanlar 60 yaşına kadar kıdem tazminatı alamayacak. Yalnızca ilk konut alımı, evlilik ve ağır hastalık gibi gerekçelerle birikimin yüzde 10’u kullandırılabilecek.
60 yaşına gelindiğinde ise hesapta biriken paranın yüzde 25'i peşin olarak alınabilecek. Geriye kalan tutar ise aylık maaş olarak emeklilere verilecek. Diğer modelde ise taraflara seçme şansı sunulacak. Çalışanlar ya şu andaki mevcut sistemin devamını tercih edecek ya da yeni sisteme geçebilecek. Tamamlayıcı sigorta sisteminde her çalışan için zorunlu olarak bir emeklilik sigortası hesabı açılacak. Mevcut çalışanlar ve emekliliğine kısa süre kalanlar yeni sisteme dahil edilmeyecek.
Hükümet önceki yıllarda da kıdem tazminatlarının bir fona devredilmesine yönelik çalışmalar yürütmüş, ancak başta sendikalar olmak üzere, toplumdan gelen tepkiler üzerine bu girişimlerini askıya almıştı. “Tamamlanmış emeklilik sistemi” adı verilen son çalışmanın da aynı amaçla oluşturulduğunu dile getiren sosyal güvenlik uzmanlarına göre, hükümet sosyal tarafların taleplerini dikkate almadan bir düzenleme hazırlığında.
“Hükümetler 40 yıldır fon için uğraşıyor”
Çalışanlar için kıdem tazminatı hakkının 1930’lu yıllardan bu yana çalışma yaşamının en önemli kazanımlarından biri olduğunu dile getiren Çalışma Ekonomisi Uzmanı Doç. Dr. Aziz Çelik, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, “Kıdem tazminatı bir işveren yükümlülüğüdür ve dolayısıyla işveren açısından işçi çıkarmayı zorlaştırıcı bir unsurdur” diyor. Türkiye’de 1970’li yılların ortalarından itibaren hükümete gelen partilerin kıdem tazminatı hakkına göz diktiğini ifade eden Çelik, “Yani çok uzun yıllardır kıdem tazminatının fona devredilmesi, tazminatın sınırlandırılması gibi girişimler sık sık gündeme getirildi” diye de devam ediyor.
Çalışan kesimlerin tepkileri sonucu bugüne kadar kıdem tazminatına köklü bir değişikliğe izin verilmediğini belirten Doç. Dr. Çelik, “Bugünlerde yine yeni bir modelden söz ediliyor. Ama çalışma hayatını ilgilendiren bu kadar hassas bir konuda sendikalarla müzakere edilmiyor. Sadece basına bazı taslaklar sızdırılıyor” bilgisini veriyor. COVID-19 salgınının ekonomiye ağır hasar verdiği bu dönemde, kıdem tazminatı konusunun yeniden gündeme getirilmesine de dikkat çeken Aziz Çelik, şunları söylüyor: "Kıdem tazminatı meselesinin bugün neden gündeme getirildiği anlaşılır gibi değil. Ortak mutabakatı olmayan bu girişim umarım hayata geçmez.”
Hazine’ye ek gelir mi amaçlanıyor?
Hükümetin yeni emeklilik düzenlemesi ile son dönemde giderek artan bütçe açığına karşı, Hazine’ye yeni gelir yaratmayı amaçladığı da iddialar arasında. DW Türkçe’ye konuşan Sosyal Güvenlik Uzmanı Ali Tezel’e göre, "tamamlayıcı emeklilik", "bireysel emeklilik" gibi tanımlarla tarif edilen düzenlemelerin temel amacı devlete ek gelir yaratmak. Kıdem tazminatı hakkının çalışanlara işten çıkarıldıkları zaman konforlu bir iş arama süreci ve güvence sağladığını hatırlatan Tezel, “Ama ortaya atılan fon sistemleri, şu an yıllık olarak brüt 30 günlük maaş olarak hesaplanan kıdem tazminatını 11-18 güne indiriyor. Yani çalışanlar ciddi bir gelir kaybı yaşayacak” diyor.
“Devlet büyük bir fona kavuşacak”
Öte yandan düzenlemenin işverenler için de olumsuzluklar taşıdığına dikkat çeken Tezel, “İşverenler de sermaye olarak kullandıkları parayı devletin fonuna aktarmak zorunda kalacak. Fonun akıbeti de belli değil” diye konuşuyor. Bütçedeki kaynak ihtiyacının artması ile kıdem tazminatı düzenlemesinin yeniden akıllara geldiğini ifade eden Tezel, şöyle konuşuyor: “Devletin giderlerini karşılamak için kıdem tazminatı kullanılmak isteniyor. Bu uygulama ne çalışan için ne de işveren için iyidir. Bir tek devlet, bedava kullanacağı büyük bir fona kavuşmuş olacak. Fonların nasıl kullanılacağı da şu anda meçhul.”
“Kıdem tazminatını yedirmeyiz”
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, yeni emeklilik sistemini tanıtmak amacıyla aralarında Türk-İş ve Hak-İş’in olduğu işçi sendikaları ve TOBB ve TİSK gibi işveren örgütleri ile bir toplantı yaptı. Toplantıya Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ise davet edilmedi. Hükümetin yeni emeklilik sistemi planına hem çalışan hem de işveren örgütleri karşı çıkıyor. Ancak gerek işçi sendikaları gerekse, işveren temsilcileri yeni sistemin tüm ayrıntıları netleşmeden açıklama yapmayı uygun bulmuyor.
Söz konusu toplantıya çağrılmayan DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise “Kıdem tazminatını kimseye yedirmeyiz” diye konuşuyor. DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan DİSK Başkanı, hükümetin son günlerde kıdem tazminatı fonu uygulamasını hayata geçirmek için yeniden harekete geçtiğini söylüyor. İşçi, temsilcilerinin görüşü alınmadan yeni bir düzenleme hazırlanmasının kabul edilemeyeceğini vurgulayan Çerkezoğlu, “Kıdem tazminatı bizim en önemli iş güvencesi dayanaklarımızdan birisidir. Çalışanların geleceğe dair en önemli güvencesidir. Biz bu hakkın gasp edilmesine karşı bütün gücümüzle, sendikalı sendikasız bütün işçi arkadaşlarımızla mücadele edeceğiz.”
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun ( SGK) 2019 yılı verilerine göre, Türkiye'de 22 milyon sigortalı çalışan, 13 milyon da emekli bulunuyor.
Aram Ekin Duran
© Deutsche Welle Türkçe