'Çin çalışma kamplarında işkence yapılıyor'
25 Nisan 2013 Çin’in Liaoning Eyaleti’nde bulunan Masanjia kentindeki çalışma ve eğitim kampını neredeyse hiçbir haritada bulmak mümkün değil. Fakat bölgedeki köylüler kampın nerede olduğunu biliyor: Kent merkezinin dışındaki ekin tarlalarının ardında. Duvar ve dikenli tellerle çevrilmiş, dört katlı, beyaz ve kırmızı renkli bloklar aslında bir kamp. Kampın giriş kapısında "Liaoning Kadın Eğitim ve Çalışma Kampı" yazıyor. Buraya girenler kampın izlerini yaşamı boyunca taşıyor.
50 yaşındaki bir kadın, kampa ilişkin anılarını şöyle anlatıyor: "Beni ikinci çalışma grubuna verdiler. Aynı gün bir kadın polis tarafından vahşice dövüldüm. 20 dakika sürdü. Elektrikli copla yüzüme, kulaklarıma, karnıma, kollarıma ve bacaklarıma vurdu. Dayanılmazdı. İnledim, bağırdım.“
‘Günlerce yatağa kelepçeliyorlar’
2003 ile 2011 yılları arasında Masanjia kampında tutulanlardan bazıları, Pekin’deki Alman radyo televizyon kuruluşu ARD'nin bürosuna verdiği demeçlerde şiddete ve çeşitli işkencelere maruz kaldıklarını anlattılar. Mesela tutuklular çok acı veren pozisyonlarda saatlerce sandalyeye bağlı oturtuluyorlar. Ya da tutuklular günlerce kolları ve bacakları gerilmiş şekilde yatağa kelepçeleniyorlar. Bir de 57 yaşındaki bu eski tutuklunun anlattığı gibi asma pozisyonu var:
"Bileklerimi ayaklarım yere değmeyecek şekilde ranzaya bağladılar. Fakat bu yetmedi ve ayaklarımla debelenmeyeyim diye bacaklarıma sopalar bağladılar. Bir ara bilincimi kaybetmişim. Beni ne zaman indirdiklerini hatırlamıyorum.”
Kampın eski tutukluları mecbur bırakıldıkları çalışmanın da fazlasıyla ağır olduğunu söylüyorlar. Haftanın yedi günü çalışmak zorunda olan tutuklular, sabah saat altı buçuktan gece yarılarına kadar çalıştırılıyorlardı. Yaptıkları işlerin karşılığı olarak ayda 1 euro 20 sent almaları gerekirken, çoğu zaman tutukluların eline bu para da geçmiyordu. Kampa getirilmeden önce vergi dairesinde memur olan bir kadın tutukluluğundaki çalışma koşullarının kaldırılabilir olmadığını söylüyor:
"Bize verdikleri işi bitirmeden uyumamıza izin vermiyorlardı. Ne kadar hızlı çalışırsanız çalışın istedikleri iş o kadar çoktu ki bitirmek mümkün değildi. Verilen talimatlar yerine getirilebilecek gibi değildi.”
‘Amaç, onurunuzu elinizden almak’
Çalışma kamplarında kadınlar elbise ve arabalara koltuk kılıfı dikmek zorundaydılar. Sipariş geldiğinde bazen bütün gece çalışmak zorunda kalıyorlardı. Masanjia gibi çalışma kamplarında, tutukluların yaptıkları üretimden ticari kazanç sağlandığı sanılıyor. Üretilen ürünlerin ne kadarının iç pazarda satıldığı, ne kadarınınsa yurtdışına ihraç edildiği ise bilinmiyor. Kötü şöhretli bu kadın çalışma kampının yanında bir de erkekler kampı yer alıyor. 2011 yılında serbest bırakılan bu adam nispeten daha küçük olan erkekler kampında kötü muameleye maruz kaldıklarını söylüyor:
"Çalışma kamplarının amacı sizin onurunuzu elinizden almak. Halk düşmanı sayılıyorsunuz ve bu yüzden medeni bir insan değilmişsiniz gibi davranıyorlar. Sadece itaat etmelisin.”
Masanjia kentinde son yıllarda tutuklananlar arasında, yasaklanan ve bir çeşit meditasyon tekniği olan Falun Gong’un uygulayıcıları bulunuyor. Ayrıca uyuşturucu bağımlıları, küçük suç işleyenler, haksızlığa uğradıkları için resmi dairelere dilekçe veren ve bu yüzden huzursuzluk çıkarmakla suçlananlar da var. Şu anda kampta 5 bin tutuklunun bulunduğu sanılıyor.
Çin'de bir dergi yaklaşık on gün önce, kamptaki koşulları ortaya koyan kapsamlı bir araştırmayı internette yayınladı. Yazı sansüre uğradı ve silindi ancak yine de büyük tepki çekti. Yetkililer bunun üzerine bir açıklama yapmak zorunda kaldı. İddiaların araştırıldığı ve temelsiz olduğu sonucuna varıldığı ifade edildi. Ancak ARD'ye konuşan eski tutuklular bu açıklamaları kabul etmiyor. Çin'deki insan hakları kuruluşları ise ülkedeki yaklaşık 300 çalışma ve eğitim kampında da benzer uygulamalar olup olmadığını araştırıyor.
© Deutsche Welle Türkçe
DW/RK/DK/EC/NH