1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Çin aşısında süreç nasıl işleyecek?

10 Aralık 2020

Sağlık Bakanı Koca, Çin menşeli Sinovac aşısının teslimatının birkaç gün içinde yapılacağını açıkladı. Peki, Çin aşısı ne kadar güvenilir, aşılamada süreç nasıl ilerleyecek? Uzmanlar DW Türkçe için değerlendirdi.

Fotoğraf: picture-alliance/Xinhua/Zhang Yuwei

Türkiye'de kısa vade içinde alınması kesinleşen tek aşı Çin’den ithal edilen Sinovac oldu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün akşam yaptığı açıklamada, Sinovac aşısının birkaç gün içinde teslimatının yapılacağını bildirdi. Bakanın açıklamasına göre 50 milyon doz aşı kademeli olarak gelecek. İlk aşamada kaç doz aşı geleceği ise açıklanmadı.

Peki, ne kadar sürede kaç kişi aşı olabilecek?

"Mart başında tamamlanır"

DW Türkçe’ye konuşan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Akova, aldıkları duyumlara göre 10 milyon dozun aralık ayı sonuna dek geleceğini, her ay 10 ila 20 milyon doz olmak üzere mart ayına kadar 50 milyon dozun tamamlanacağını söylüyor.

Aşılama süreci nasıl ilerleyecek?

04:10

This browser does not support the video element.

Akova, "Siz 25 milyon kişiyi öyle birkaç günde aşılayamazsınız. Bu aşıların dağıtımının yapılması, kimlerin aşılanacağı, kimlere öncelik tanınacağı, onların nereye başvuracakları şeklinde bir organizasyona da ihtiyaç var. Dolayısıyla bir zaman dilimi içerisinde bu aşılama yapılacaktır. Onun için de ben bunun iyimser bir tahminle şubat sonu, mart başına kadar ancak tamamlanabileceğini düşünüyorum" diyor.

Türkiye’de alınması planlanan Sinovac aşısıyla ilgili faz-3 çalışmalarının henüz tamamlanmadığına işaret eden Akova, "Halihazırda Brezilya’da ve Türkiye’de yürüyen iki tane çalışma var. Brezilya’daki çalışmanın sonuçlarının kısa bir süre içerisinde açıklanması bekleniyor. Çünkü oradaki çalışma Türkiye’dekine göre daha önde. Türkiye'de belki aralık ayının sonuna doğru bir ara değerlendirme gibi bir şey yapılabilir. Ancak o zaman belli olacak" diye konuşuyor.

Güvenilir bulunuyor

Aşının etkili olup olmadığı ile ilgili faz-3 çalışmaları devam ederken; güvenli olup olmadığına ilişkin yapılan faz-2 çalışmaları olumlu sonuçlandı.

Çin’de 350 bin, Brezilya’da 11 bin, Türkiye’de ise 3500’den fazla kişi Sinovac aşısının faz-2 çalışmaları için gönüllü oldu. Şimdiye dek ciddi bir yan etkisine rastlanmadı.

DW Türkçe’ye konuşan Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği Başkanı Prof. Dr. Selda Erensoy, gelinen noktada salgını doğal akışına bırakarak toplumda istenen yüzde 67’lik bağışıklık düzeyine ulaşmanın mümkün olmadığını, bu nedenle aşıların gündemde olduğunu vurguluyor. 

"Deneyimin en fazla olduğu aşılar"

Bu koşullarda olağanın dışında hızlı geliştirme ve deneme çalışmalarının sürdüğüne değinen Erensoy, "Şu anda Türkiye gündemindeki inaktive aşılar. Faz-3 çalışmalarının yaygın yapıldığı ve sağlık otoritesinin de aralık ayı içinde alınacağını söylediği inaktive aşılar, aslında en eski ve enfeksiyon hastalıklarında deneyimin en fazla biriktiği aşılar. Ancak elimizde resmi olarak bildirilen faz-2 çalışmaları var. Yani daha küçük ölçekli. Belli bir süre içinde faz-3 yani daha büyük, binlerce, onbinlerce sayı içeren sonuçları beklemekteyiz" diyor.

Prof. Dr. Selda ErensoyFotoğraf: Privat

Gelinen noktada aşıların güvenilirliğinin iyi göründüğünü belirten Erensoy, etkinlikleri için ise faz-3 çalışmalarıyla elde edilecek olan, aşının hastalıktan ne kadar koruyacağına dair verilerle bulaştırıcılıktan koruma verilerinin resmi olarak açıklanması gerektiğine işaret ediyor.

Türk Tabipleri Birliği de aşıların hangi ülkede, hangi firma tarafından üretildiğinin bir önem taşımadığını belirtiyor. Birliğe göre önemli olan aşının bilimsel ve etik kurallara uygun ruhsatlandırılmış olması.

"Yaygın aşıya geçmemiz gerek"

İletişimci yazar Ayşen Şahin ise Sinovac’ın faz-3 çalışmalarına gönüllü oldu, DW Türkçe’ye konuşan Şahin aşının ruhsatlandırma aşamasının daha kısa sürede tamamlanmasına destek olmak için bu adımı attığını söylüyor. Şahin, "Açıkçası toplumsal bir fayda gözeterek buna gönüllü oldum. Biz uzayan ortalama insan ömrünü geçmişte bu süreçlerden geçen aşılara borçluyuz. Bu aşı da yıllardır uygulanan aşılarla aynı teknikle üretilmiş biraz geleneksel bir aşı. Burada Sağlık Bakanı’nın beyanlarını değil, güvendiğim doktorların beyanlarını esas aldım. Kendi sağlığımdan da önce olabildiğince hızlı faz-3’ü geçmemiz ve yaygın aşıya başlamamız gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda bir faydam olabilir diye umdum" diyor. Önce PCR testi yapıldığını, sonuçlar çıktıktan sonra da aşının uygulandığını belirten Şahin, şimdiye dek bir yan etki hissetmediğini kaydediyor.

Ayşen ŞahinFotoğraf: Privat

"Organizasyona ihtiyaç var"

Çin aşısı, saklama koşulları en kolay aşı olarak biliniyor. Prof. Dr. Murat Akova’ya göre aile sağlığı merkezleri, eczaneler ve diğer tıp merkezleri aşıyı saklama koşullarına sahip. Akova, bu aşamada aşıların dağıtımının yapılması, kimlerin aşılanacağı, kimlere öncelik tanınacağı, onların nereye başvuracakları şeklinde bir organizasyona ihtiyaç olduğunu vurguluyor.

Peki, aşılamanın başlaması koronavirüsü hayatımızdan çıkaracak mı?

Akova, aşı olduktan sonra aşının koruyucu olması için minimum bir ay süreye ihtiyaç olduğuna işaret ederek şunları söylüyor: "Aşı olduğunuzun ertesi günü siz 'ben artık hastalıktan korundum, istediğimi yaparım' gibi bir davranış şekline giremezsiniz. Kaldı ki aşıların koruyuculuğu da hiçbir zaman yüzde 100 koruyuculuk değil. Aşı yapılan kişi de maske takmak zorunda, hijyene dikkat etmek, kalabalık ortamlardan kaçınmak zorunda. Bu önlemleri en azından önümüzdeki yılın ortalarına kadar yeterince insan aşılanıncaya dek devam ettirmek zorundayız."

"Kısıtlamalar gerekli"

Prof. Dr. Selda Erensoy ise bu süreçte enfeksiyonun toplumdaki yaygınlığını azaltabilmek için aşılamayla birlikte mutlaka insan hareketliliğinin azaltılması gerektiği görüşünde. Erensoy, "Yani önlemlere bireysel olarak devam edeceğiz. Otorite tarafından da resmi olarak yapılacak belli kapatmaların, kısıtlamaların gerekli olduğu şu an aşikar" diyor.

Sağlık Bakanlığı’nın açıklamasına göre Türkiye’de aşılama dört aşamada ilerleyecek. İlk aşamada sağlık çalışanları, 65 yaş üstü ile yaşlı, engelli, koruma evlerinde kalanlar gibi toplu ve kalabalık yerlerde yaşayan yetişkinler aşılanacak. Ardından toplumun işleyişinde gerekli olan ve kritik sektörlerde çalışanlarla 50 yaş üzeri kronik hastalara aşı yapılacak. Üçüncü aşama, 50 yaş altı en az bir kronik hastalığı bulunan vatandaşları, genç yetişkinleri, ilk iki grupta yer almayan sektör ve mesleklerde çalışanları kapsarken, dördüncü ve son aşamada ilk üç grubun dışında kalan tüm bireyler aşılanacak.

Pelin Ünker

© Deutsche Welle Türkçe

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik