1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
PolitikaAmerika Birleşik Devletleri

Çin'den ABD'ye Tayvan uyarısı: Ateşle oynama

29 Temmuz 2022

Çin ve ABD liderlerinin üç saatlik telefon görüşmesine Tayvan krizi damgasını vurdu. Gerilim Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi'nin Tayvan'ı ziyaret edeceği haberleriyle artmıştı.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping
Çin Devlet Başkanı Şi CinpingFotoğraf: Huang Jingwen/Xinhua News Agency/picture alliance

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile ABD Başkanı Joe Biden'ın yaklaşık üç saat süren bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiği bildirildi. Çin yönetiminden görüşmeyle ilgili yapılan yazılı açıklamada Şi'nin ABD'yi, "Tek Çin ilkesi"ne riayet etmesi için uyardığı, Tayvan'ın bağımsızlığına ve dışarıdan müdahaleye izin vermeyecekleri mesajını ilettiği belirtildi.

Şi'nin görüşmede "1,4 milyar nüfuslu Çin halkının, ülkenin ulusal egemenliği ve toprak bütünlüğünün korunmasında çelik gibi bir iradeye sahip olduğunu" söylediği ve Biden'a "Ateşle oynayan kendi yanar" dediği aktarıldı.

Biden: ABD'nin politikası değişmedi

Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada ise Başkan Biden'ın Şi'ye, "ABD'nin Tayvan konusundaki politikasının değişmediğini, Tayvan Boğazı'nda barış ve istikrarı zayıflatacak ya da statükoyu değiştirecek tek taraflı çabalara karşı olduğunu" söylediği bildirildi.

ABD Başkanı Joe BidenFotoğraf: White House/ZUMAPRESS.com/picture alliance

Washington, resmi olarak "Tek Çin" politikası izliyor ve Tayvan'ı bağımsız ülke olarak tanımıyor. Ancak ABD hukuku gereği Tayvan'ın demokratik yollarla seçilmiş hükümetine destek veriyor. ABD Kongresi Tayvan'a desteğin daha da artırılması yönünde hükümet üzerindeki baskıyı son dönemde artırmıştı.

Pelosi'nin ziyareti ipleri gerdi

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Tayvan'ı ziyaret planına Çin sert tepki göstermiş, Pekin-Washington hattında ipler gerilmişti. Pelosi'nin ziyareti henüz resmen teyit edilmedi.

Biden-Şi görüşmesi sonrasında Tayvan yönetiminden yapılan açıklamada ise desteği için Biden'a teşekkür edildi, Tayvan'ın ABD ile güvenlik alanındaki ortaklığı güçlendirmeye devam edeceği belirtildi.

Tayvan ve Çin'in yolları, 1949'da ana karada Komünistlerin zaferiyle sonuçlanan iç savaşın ardından ayrılmıştı. Çin, Tayvan'ı topraklarının bir parçası olarak görüyor ve gerekirse askeri güç kullanarak kontrolü altına alabileceği mesajı veriyor.

İsmi açıklanmayan ABD'li bir üst düzey yetkili, Çin'in Tayvan ile ilgili benzer sert söylemlerde geçmişte de bulunduğuna işaret ederek ABD ve Çin'in, aralarındaki görüş ayrılıklarının bilincinde olduğunu, Şi-Biden görüşmesinde Tayvan konusunda da "direkt ve dürüstçe" konuşulduğunu kaydetti.

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy PelosiFotoğraf: J. Scott Applewhite/ASSOCIATED PRESS/picture alliance

Yüz yüze görüşme planlanıyor

İsmi açıklanmayan ABD'li yetkili, bugün görev başında beşinci telefon görüşmesini gerçekleştiren iki liderin, ilk kez yüz yüze görüşme imkanını da ele aldıklarını ve böyle bir görüşmenin organizasyonu için ekiplerine talimat verdiklerini kaydetti. Görüşmenin, Endonezya'da Kasım ayında Çin Devlet Başkanı Şi'nin de davetli olduğu G20 zirvesinde gerçekleşebileceği belirtiliyor.

Yetkili, iki liderin ayrıca iklim değişikliği, sağlık güvenliği ve uyuşturucuyla mücadele gibi iş birliğinin geliştirilebileceği alanları ele aldıklarını ve iletişimi sürdürmenin önemi konusunda mutabık olduklarını belirtti.

Çin tarafından yapılan açıklamada Şi'nin, dünyanın en büyük iki ekonomisinin makroekonomi politikaları, küresel sevkiyat zincirleri ile küresel gıda ve enerji güvenliğinin sağlanması konularında iletişimi sürdürmesinin gerekliliğine vurgu yaptığı belirtildi.

Görüşmede Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin de gündeme geldiği belirtiliyor. Çin resmi olarak diyalog ve savaşın sona erdirilmesi çağrısında bulunmasına rağmen Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısını kınamış değil. Şi ile Biden arasında Mart ayında yapılan son telefon görüşmesinde Biden Çin'i Rusya'ya askeri destek vermemesi konusunda uyarmış, bunun sonuçlarının olacağı tehdidinde bulunmuştu.

Beyaz Saray, bugünkü telefon görüşmesinin çok önceden planlandığını ve Çin ile iletişim kanallarının geliştirilmesi ve "farklılıkların sorumluluk bilinci içinde yönetilmesi" çabalarının bir parçası olduğunu kaydetti.

rtr,AFP/BK,EC

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik