İbiza'da turkuaz renkli koylar, herkesi serinlemeye davet ediyor. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan İbiza tarihiyle büyülüyor. Daracık sokakları sade ve basit olsa da, gayrimenkul fiyatları, her bütçeye uymayacak kadar yüksek. Bunu, marinadaki devasa yatlardan da anlamak mümkün.

Adada zengin turizmi hâkim. Miami'nin ünlü Nikki sahil kulübü, adada şube açtı. Şampanya ve özel disk jokeyiyle tüm gün, zenginlerin dünyasına dalış yapmak mümkün.

Nikki sahil kulübünden James Burton, "İbiza'yı bu kadar özel kılan aynı anda hem üst sınıftan, zengin aileleri olanlarla hem de normal insanların adanın keyfini çıkarabilmesi. Bu karışım İbiza'yı İbiza yapıyor" diyor.

İberiko salamı ve tapas

Costa Bar 50 yıllık bir işletme. Turistler, burada, İspanya'nın meşhur İberiko salamını ve farklı tapas çeşitlerini tadabiliyor.

Bar sahibi Pepe Roej, "Burada adanın merkezinde yaşam diğer büyük turistik merkezlere göre daha rahat. Burada restoran ve barlar var. Sıradışı şeyler olmuyor ve sorun çıkmıyor. Buraya kalabalıktan uzak ve sakin olduğu için geliyorlar" diyor.

Ne var ki herkes sakin bir tatil geçirmek istemiyor. Adanın en büyük plajı Playa d'en Bossa'da animatörler gece mekanlarının tanıtımını yapıyor. Jet sosyetenin partileriyle ünlü ada, bu namı fazlasıyla hak ediyor. Dünyanın en büyükleri arasında yer alan diskotekler burada.

4 bin kişi kapasiteli Pacha, bu sayıyla en küçükler arasında sayılıyor. Dünyaca ünlü mekanın 11 ülkede şubesi bulunuyor.

Elektronik müzik yapan Berlinli Fritz Kalkbrenner, İbiza'da düzenli olarak çalıyor. Kalkbrenner şunları söylüyor: "Buradaki en büyük vaat, adadaki partilerin hiç bitmemesi. Burada bir sınırlama yok. Hafta içi ya da hafta sonu olmasının bir anlamı yok. Çünkü her gün parti var. Toplumdaki, 'bugün işe gidiyorum bugün ise gitmiyorum' anlayışı zaten yok. Adanın adını çıkaran da bu zaten."

Tüm bunlarla burada ilgilenen yok. Haftalık kurulan Las Dalias hipi pazarında zaman adeta durmuş gibi. Yaklaşık 30 yıldır her cumartesi burada binlerce kişi hipilerin izini sürüyor. Hipiler 1960'ların sonunda adayı ilk keşfedenlerdi.

Hipi mirası

Juanto Mari, "Burada adanın kuzeyinde hipi mirasını korumaya çalışıyoruz. Bunun burada sahip olduğumuz en önemli şey olduğunu düşünüyorum ve insanlar da bunu benimsiyorlar. Bu mirastan geçiniyoruz ve o yüzden de korumak zorundayız" diyor.

Yüzlerce aile geçimini, el yapımı sanat eserlerini sattıkları hipi pazarından sağlıyor.

50 yıl önce Almanya'dan İbiza'ya göç eden 75 yaşındaki Mora Schröder de onlardan biri. Tığ örgüsü elbiseler satan Schröder, pazarın tanınmış simalarından.

Mora Schröder şunları söylüyor: "Genç yaşlı fark etmez burada sahip olduğumuz özgürlük... Buradaki birçok genç erkek, genç kız, hepsi yaşlandıklarında benim gibi olmak istediklerini söylüyor. Buna bana birşeyler katıyor. Beni güçlendiriyor ve bir nine gibi damgalanmak yerine kendimi buraya ait hissettiriyor."

Hipi kültürü burada da hâlâ canlı kalmış. Cala Benirras'da her pazar akşamı, yaşlı-genç hipiler, güneşi trampetlerle uğurluyor. Genelde sakin olan koyda, gece yarılarına kadar eğlenceler düzenleniyor.

© Deutsche Welle Türkçe

DW/OS/GA/HS/NH