1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Şehir hastanelerinde mali yük U dönüşü yaptırdı

16 Kasım 2019

Hükümet şehir hastanelerinin finansmanında yüksek maliyetli Kamu Özel Ortaklığı (KÖİ) modelinden vazgeçti. Muhalefet devasa hastaneleri bütçedeki “kara delik” olarak adlandırılıyor.

Fotoğraf: DW/G. Solaker

Kamuoyunda şehir hastaneleri olarak bilinen ve devletin Kamu Özel Ortaklığı (KÖİ) modeliyle, özel şirketlere yaptırdığı hastaneler, bütçede yeni bir kara delik olmaya aday. Ancak Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bütçe görüşmeleri sırasında, ilk kez Kamu Özel Ortaklığı (KÖİ) yönteminden vazgeçtiklerini açıkladı. Şehir hastanelerinin kamuya yüklediği ağır yük nedeniyle böyle bir değişikliğe gidildiği belirtiliyor.

Halen 10’u işletmede, onunun da yapım süreci devam eden şehir hastaneleri için bütçe kaynaklarından yapılacak ödemelerin katlanarak artması bekleniyor. İşletmede olan hastaneler için önümüzdeki üç yıl için, devlet kasasından özel sektöre 57 milyar 483 milyon lira aktarılacak. Bu rakam, Sağlık Bakanlığı’nın bütçesinin yüzde 27,8’ine denk geliyor.

Merkezi yönetim bütçesi ise yılın ilk 10 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre 100 milyar 714 milyon Türk Lirası açık verdi.

"Yanlıştan geç de olsa dönülmesi olumlu"

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bütçe görüşmeleri sırasında, ilk kez Kamu Özel Ortaklığı (KÖİ) yönteminden vazgeçtiklerini açıkladı. Koca, bundan sonra yapılacak şehir hastanelerinin bütçe kaynaklarıyla yapılacağını belirtti. Koca, bütçe kaynaklarıyla 6 bin 100 yatak kapasiteli üç şehir hastanesi için ihale ilanına çıktıklarını duyurdu.

CHP Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Mehmet Bekaroğlu, başından beri KÖİ finansman modelinin bir milletin geleceğini ipotek altına almak olduğunu savunduklarını ve şimdi bu yanlıştan geç de olsa dönülmesinin olumlu olduğunu belirtti. 

Bekaroğlu, gelişmiş ülkelerin bu modelin yanlışlığını görüp çoktan vazgeçtiğini de hatırlatarak, “Bu modelde herhangi bir 59 milyar dolarlık yatırım karşılığında, devlet 130 milyar dolarlık gelirden vazgeçiyor. Bütçe’de konan rakamlar sadece kira bedeli, bir de krediler geri ödenmediği zaman büyük bir kara delikle karşılaşacağız” dedi.

Türkiye ekonomisinin daralma sürecinde olduğu bir dönemde şehir hastanelerinin bütçeye ilerleyen yıllarda getirdiği yük büyük bir tartışma konusu oldu.

Kanunsuz borç garantisi

Toplam proje bedeli 11 milyar dolar olan 20 şehir hastanesi için özel sektöre borç üstlenim garantisi (kredi garantisi) verildi ve belirli süreler için kullanım bedeli (kira bedeli) ödeniyor. IMF ile imzalanan stand by programı şartlarından birisi olarak kaldırılan Hazine garantileri 2012’de Başbakan Yardımcısı Ali Babacan döneminde geri getirildi. O dönem Bakanlar Kurulu eliyle kullanılan yetki, Cumhurbaşkanlığı sistemiyle Cumhurbaşkanı’na geçti.

Sayıştay’ın 2018 Denetim Raporu'nda şehir hastaneleriyle ilgili pek çok tartışmalı nokta yer aldı. Rapora göre özel sektöre borç üstlenim garantisi yetkisi "usulsüz ve kanuna aykırı” şekilde Sağlık Bakanlığı’na verildi. Sayıştay raporunda Bakanlığın, "Kanuna aykırı olarak borç üstlenim taahhüdünde bulunduğu anlaşılmaktadır” denildi. Sağlık Bakanı Koca, Sayıştay’ın tespitleriyle ilgili olarak Komisyon’da "bakanlık olarak borç üstlenim taahhüdünde bulunmadıklarını” söyledi.

Fotoğraf: DW/G. Solaker

Kamu değil şirket yararı

Rapora göre, sözleşmedeki şartları yerine getirmeyen şirketler için, bakanlıktan mahkeme kararı istenirken, sözleşmenin feshi durumunda şirketin bakanlıktan tazminat talep etmesi için mahkeme kararı gerekmiyor. Sayıştay raporunda bu durum için, "hakkaniyet ve kamu yararına aykırı” deniyor.

İdare’nin Sayıştay’a konuyla ilgili yanıtında "mahkeme süreçlerinin uzaması nedeniyle, kreditörler bu durumu risk olarak görüyorlar. Bu da finansman maliyetini artırıyor” denildi. Raporda, "Şirketin kusuru halinde İdare’nin neden ödemek zorunda olduğu anlaşılamamıştır” ibaresi yer aldı. Sayıştay bu durumu "kreditörlerin menfaatinin kamunun menfaatinin önüne geçmesidir” şeklinde tanımladı.

Sayıştay’ın tespitini sorduğumuz Sağlık Bakanlığı’nın ilgili bürokratı, "Yargının her zaman kamu idaresinin lehine çalıştığını ve her sözleşmenin içinin farklı olduğunu” söyledi.

Sayıştay: Bakanlık sözleşmeleri vermedi

Sayıştay raporunda "Bakanlıktan şehir hastanelerinin ihale dokümanı ile yatırım ve işletme dönemine ait sözleşme ve ekleri (müşavirlik hizmetleri alımları dâhil) yazılı ve sözlü olarak talep edilmiş olmasına rağmen istenilen şekilde temin edilememiştir" denildi.

Sayıştay’ın denetiminde öne çıkan tespitlerden bazıları şöyle "Hizmete giren şehir hastanelerine ilişkin temin edilen sözleşme ve eklerinin incelenmesi neticesinde; sözleşme nüshalarında farklılıklar bulunduğu” belirtildi.

Raporda ayrıca her türlü ihtilafın tahkim yeri Mersin Şehir Hastanesinde İstanbul, diğer yedi şehir hastanesinde ise Londra olarak belirlendiği ve bu durumun kanun ve yönetmeliklere aykırı olduğu belirtildi. Sayıştay raporunda "mevzuat ile sözleşmeler arasındaki uyumsuzlukların değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir” ifadeleri yer aldı.

Sağlık Bakanlığı'nın resmi verilerine göre, özel sektörün işlettiği şehir hastanelerine 2022 yılına kadar 31 milyar lira kira parası, 26 milyar lira da hizmet bedeli olmak üzere toplam 57 milyar 483 milyon lira ödeme yapılacak. Devlet kasasından yapılacak bu ödeme 20-25 yıl boyunca artarak devam edecek. 

Şehir hastaneleri için önümüzdeki yılın bütçesine 10 milyar 414 milyon lira başlangıç ödeneği konuldu. Bu hastanelere yapılacak yıllık ödemeler 2021'de 16 milyar 808 milyon liraya, 2022'de ise 21 milyar 910 milyon liraya yükselecek.

Aslı IŞIK

© Deutsche Welle Türkçe

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik