Berlin’in Tagesspiegel gazetesi Afganistan’ı barış ve istikrara kavuşturma görevinin başarısızlığa uğrayabileceği uyarısında bulunuyor:

“Afganistan askeri bakımdan kazanılamaz. Ama birçok bakımdan kaybedilebilir. NATO’nun inandırıcılığı da tehlikeye girer. Dünyanın en güçlü askeri ittifakı, el yapımı patlayıcı taşıyan bir avuç Taliban fanatiği ile başa çıkamazsa caydırıcı etkisini kaybetmiş olur. NATO’nun, ‘birimize saldıran, hepimize saldırmış sayılır’ şeklindeki tehdit anlayışı bundan böyle hiçbir saldırganın gözünü korkutamaz. Bunun dünyayı daha güvenli hale getireceği şüphelidir.”

Neue Osnabrücker Zeitung gazetesi yorumunda Alman silahlı kuvvetlerinin Afganistan’daki rolüne değiniyor:

“Her üç Alman’dan ikisi Alman askerlerinin Afganistan’da görev yapmasına karşı ise bunun sorumlusu, kesin operasyon hedefleri koyamayan hükümet ve parlamentodur. ‘Alman askeri orada savaşmıyor’ demek, insana eziyet edip savaş ve açlıktan geçinen radikal unsurlarla mücadele etmeden Afganistan’ın kalkındırılabileceği safsatasına inanmak anlamına gelir. Almanya’nın bu göreve şimdiye kadar neden üç milyar euro harcadığını ve Alman askerlerinin neden Afganistan’da öldüğünü Almanların çok azı anlayabiliyor.”

Bir diğer başkent gazetesi olan Tageszeitung da aynı konuya ayırdığı yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

“Almanya hükümeti ısrarla ‘Afganistan’da savaş yok, varsa da biz bu savaşın içinde değiliz’, diyor. Biz iyi Almanlar nasıl, köprü, çeşme ve okullar yapıp Afganistan’ın yeşeren demokrasisini altyapıya kavuşturduysak, şimdi de hava sahasını düzenlemek için AWACS gönderiyoruz. Bu uçaklarda görev yapacak olan askerler, tesadüfen üniforma giymiş kule personeli, AWACS uçuşları da yeni bir teknik kalkınma yardımı olarak takdim ediliyor. ‘Sağlam yeniden imar yardımı’ şeklindeki gülünç görev tarifi yeni bir boyut kazanıyor.”

Basın özetlerine Braunschweiger Zeitung gazetesinin İran’daki durumu konu alan yorumuyla devam ediyoruz:

“Tahran yönetimi, propagandanın el kitabından alıntı yaparak huzursuzluklardan sorumlu tuttuğu Batılı ülkeleri 'İran’a husumet beslemekle' suçluyor. Bu ucuz ve pis suçlamanın muhatapları arasında Almanya da var. Almanya’nın yıllardır kendi ilkelerini inkar edercesine tarafları yatıştırmaya çalıştığından tek kelime ile söz edilmiyor. İran yönetiminin, dikkatleri içteki felaketten kaçırmak için dış düşmana ihtiyacı var. Devletin zirvesi, İran gençliğinin ne kadar Amerikanvari olduğuna şaşırdığı için Batı’dan intikam almaya çalışıyor.”

Augsburger Allgemeine adlı gazetenin yorumunda ise Alman makine endüstrisinin durumu ele alınıyor:

“Kısa mesai sonsuza kadar uygulanamaz. Gerçi böylece işletmelerin yükü azaltılıyor. Ancak kapasite kullanımının düşmesiyle artan maliyeti kaldırmak her geçen gün biraz daha zorlaşıyor. Bu branşta faaliyet gösteren şirketlerin çoğunlukla, tecrübeli elemanlarını kaybetmek istemeyen aile şirketlerinden oluşması önemli bir avantaj. Ama piyasanın daha uzun süre canlanmayacak olması, bu şirketleri de küçülmek zorunda bırakacak.”

Almanya'nın doğusundaki Halle kentinde yayımlanan Mitteldeutsche Zeitung'un Almanya’nın nüfus yapısını konu alan yorumuyla basın özetlerini kapatıyoruz:

“2050’ye daha çok var. Ama yüzyılımızın yarısına gelindiğinde Almanların çoğunluğu en az 65 yaşında olacak. Bunun sonuçlarını şimdiden kestirebilmek zor. Devlet, kadınları teşvik etmeli, anne olmanın onlara mesleki dezavantaj doğurmayacağı bir ortam hazırlamalıdır. Genç ve iyi eğitim görmüş kadınların çalışma hayatında son derece esnek ve hareketli olduğu Almanya bu faktörü iyi değerlendirmelidir.”

Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Murat Çelikkafa