1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

04.10.2011 - Alman basınından özetler

4 Ekim 2011

Tasarruf hedeflerini tutturamayan Yunanistan’la ilgili artan endişeler, ABD’deki Wall Street karşıtı gösteriler ve Suriye’deki olaylar, Alman gazetelerinden seçtiğimiz yorum konularından bazıları.

Yunanistan’ın azamî yüzde 7,6 olarak öngörülen bütçe açığı hedefini tutturamayacağını açıklaması dünya piyasalarında tedirginliğe neden oldu, borsalarda düşüşler meydana geldi. Başkent gazelerinden Berliner Zeitung, Yunanistan krizini masaya yatırdığı yorumunda ilginç bir de öneri ortaya atıyor:

“Yunanistan’ın Euro Bölgesi içinde kendi kaderini tayin edebilmesi imkânsız görünüyor. Bunu başarabilmesi için kendine ait bir para birimine ihtiyacı var. Diğer yandan bu ülkenin yardıma, borç indirimine, akla ve yatırıma da gereksinimi var. Peki, Yunanistan, AB’nin ilk ‘Özel Bölgesi‘ konumuna getirilemez mi? En azından bugüne kadarki hayalcilikte ısrar etmektense böyle bir yol, mâkul bir alternatif olabilir.“

New York’ta yaklaşık iki haftadır devam eden Wall Street karşıtı gösteriler geçen cumartesi günü doruğa ulaştı. Ünlü Brooklyn Köprüsü’nde trafiği felç eden göstericiler “Zenginler de vergi ödesin“ ve “Paraya sağlığımız için ihtiyacımız var, şirketlere peşkeş çekmek için değil“ türünden sloganlar attı. Protestoları irdeleyen Münih merkezli ulusal düzeydeki gazete Süddeutsche Zeitung şu saptamayı yapıyor:

“Giderek daha fazla Amerikalı, ülkede çoğunluğun refahından ziyade küçük bir elit zümrenin çıkarlarının ön planda olduğunu düşünüyor. Wall Street karşıtları, bu durumun değişmesini ve Amerika’nın daha âdil bir ülke haline gelmesini istiyor. Henüz onların da elinde somut bir reçete yok. Kimileri vergi artırımı talep ederken, bazıları da büyük finans kuruluşlarının parçalanmasından yana. Oysa Amerika’nın ivedilikle ihtiyaç duyduğu en önemli şey kapsamlı bir eğitim reformudur. Madem zenginlikler adaletsiz bir şekilde dağıtılıyor; hiç değilse bunun nimetlerine ulaşabilmek için iyi bir kariyer yapma imkânı herkese eşit olarak tanınmalıdır.“

İki Almanya’nın birleşmesinin 21’inci yıldönümü dün törenlerle kutlandı. Regensburg kentinde çıkan Mittelbayerische Zeitung, 3 Ekim Birleşme Günü hakkında şu değerlendirmede bulunuyor:

“Doğum günün kutlu olsun Almanya! İki Almanya’nın birleşmesinin üzerinden tam 21 yıl geçti. Bunu kutlamak için ortada pek çok neden var. Birleşik Almanya büyük işler başardı. Bir zamanlar ‘Avrupa’nın hasta adamı‘ olan ülke, yeniden bir ekonomik mucizeye imza atmaya muvaffak oldu. Almanya, sadece bu yönüyle örnek bir ülke olmakla kalmadı; aynı zamanda duvarların yıkılabileceğini, adaletsizliklerin bertaraf edilebileceğini ve toplumsal kenetlenmenin mümkün olabileceğini de gösterdi. Almanya işte bu sayede, en uçuk rüyaların bile gerçeğe dönüşebildiği bir ülke haline geldi.“

Son olarak Suriye’de devam eden rejim karşıtı gösterilerle ilgili bir yorum aktarıyoruz. Frankfurter Allgemeine Zeitung’da şu satırları okuyoruz:

“Suriye’de olup bitenler, ister istemez Libya’daki gelişmeler ışığında da değerlendiriliyor. Suriye Devlet Başkanı Esad, Libya’da Kaddafi’nin devrilmesi sürecinden kendince gerekli dersleri çıkarmış: Halkını âdeta ağır çekim hızıyla yavaş yavaş öldürüyor. Kaddafi, büyük kitle katliamlarıyla NATO operasyonunu tetiklemişti. Esad ise aylara yaydığı süreçte binlerce rejim muhalifini yavaş yavaş öldürttü. NATO’nun, Libya’daki direnişçilerin bir nevi ‘hava gücü‘ kimliğine bürünmüş olması, iyi bir resim vermedi. Bu nedenle BM Güvenlik Konseyi’nde benzer bir adımın Suriye için de uygulanması telaffuz dahi edilmedi. Diğer yandan Suriyeli rejim muhalifleri de Libya’daki sürçten gerekli dersleri çıkarmaya çalışıyor. Nitekim birlikten kuvvet doğar ilkesi gereği muhalifler bir ‘Ulusal Konsey‘in çatısı altında birleşti. Ancak Konsey, sadece yurtdışında toplanabiliyor. Bu durum değişmediği sürece de Ulusal Konsey’in Libya’dakine benzer bir etkiye kavuşması mümkün olmayacaktır.“

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Murat Çelikkafa

Editör: Başak Özay