Dagens Nyheter adlı İsveç gazetesi Suriye’deki kanlı baskı yöntemlerine ayırdığı yorumda şu satırlara yer veriyor:

“Suriye’deki şiddetin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından son derece itinalı hazırlanmış bir kararla kınanmasında geç kalınmıştır. Beşar Esad’ın saf dışı edilebilmesi için ortaya ortak irade konmalı Şam rejimine yoğun baskı yapılmalıdır. Maalesef, halka uygulanan baskının sona ereceğine dair herhangi bir belirti yok. Reform safsatası ve muhalefet partilerine izin verileceği şeklindeki açıklamalar ‘boş bir sedadan’ ibarettir. Gerçek ise, giderek acımasızlaşan şiddettir.”

Avusturya gazetesi Salzburger Nachrichten, ABD’ndeki borçlanma tavanının yükseltilmesi için son anda varılan uzlaşmayı konu alan yorumunda, borç krizinin Başkan Barack Obama’ya yarayabileceğini yazıyor:

“Obama'nın güçlü lider imajını zedeleyen borç krizi uzun vadede ona yardımcı olabilir. Cumhuriyetçilerin zoruyla geri adım atmaya mecbur kalmasını, ekonomiyi canlandırması şartıyla, 2012’de yeniden seçilmek için sıçrama tahtası olarak kullanabilir. Yaklaşan seçim kampanyasında başkan kesin bir aykırılık çizgisi çizebilir, kendisinin uzlaşmacı olduğu, Cumhuriyetçilerin ise kökten muhalif kanadı temsil ettikleri imajını işleyebilir. Demokrat Parti’nin sol kanadı, başkanı aşırı taviz verdiği gerekçesiyle eleştirse de Obama, ABD’ndeki seçimlerin akıbetini tayin eden siyasi yelpazenin merkezinde kendine yer edinebilir.”

İngiliz The Times gazetesi dünya ekonomisinin durumunu ele aldığı yorumda, dengesiz büyüme oranlarının önemine dikkat çekiyor:

“Amerika iflasın eşiğine sürüklendi, Avrupa’daki borç krizi de ilk kez, büyüklerden biri olan İtalya’ya sıçradı. Dünyanın ekonomik manzarası acınacak durumda. Yatırımcı geleceğe güvenemediği için bütün borsalar adeta çöktü. Büyüme zaafına karşı salt milli reçeteler uygulanamaz. Küresel ekonomi aşırı borçlanma yüzünden İkinci Dünya Savaşı sonrasının en ağır krizine yakalandı. Acı gerçek, küresel toparlanmanın sağlam mali politika ilkelerine dönülmesine bağlı olduğudur.”

Paris’te yayımlanan liberal Fransız gazetesi Le Monde, İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’nin borç kriziyle ilgili hükümet açıklamasını yorumluyor:

“Mayıs ayındaki mahalli idareler seçimleriyle hazirandaki halkoylamaları Berlusconi’yi zayıflattı. Çoğunluğu sallantıda olan bölünmüş bir hükümete başkanlık eden Berlusconi’nin finans piyasalarındaki gelişmelere etkili bir şekilde tepki gösterebilecek durumda olmadığı anlaşılıyor. Son hükümet açıklaması da bunu gösterdi. Konuşmasında enerjik ve kararlı öneriler yoktu. Berlusconi’nin derdi, Avrupa’yı nasıl tehlikeye attığına aldırmadan 2013 yılına kadar iktidarda kalabilmek. Ama piyasalar, İtalyanlar kadar sabırlı olmayacaktır.”

İtalyan La Stampa gazetesinin yorumunda ise, finans piyasalarının bütün ülkelerin ekonomik ve mali zaaflarını ortaya çıkardığı dile getiriliyor:

“Finans piyasalarındaki türbülans, Berlusconi’nin, İtalya’nın krizin müsebbibi değil kurbanı olduğu şeklindeki sözlerini neredeyse haklı çıkaracak raddeye geldi. Bu sözde kısmen de olsa gerçek payı var. Bütün zengin sanayi ülkelerinde büyüme hissedilir şekilde hız kesiyor. ABD borçlarını ödeyemez duruma düşmekten, kırılgan bir uzlaşma sayesinde kurtulabildi. Euro Bölgesi hükümetleri, borçlarını ödemekten aciz bir ülke olan Yunanistan’ın durumuna uygun bir reçete bulamadı. Ama Berlusconi ile dayanışmayı abartmayalım: İtalya’nın, daha doğrusu hükümetinin de bunda payı var.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Beklan Kulaksızoğlu