15 yıl sonra Çin...
4 Haziran 2004”Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun kendi halkının üzerine ateş açtığı, Pekin’de yüzlerce kişinin öldüğü ve yüksekokul öğrencilerinin ‘Demokrasi Tanrıçası’nı Tiananmen Meydanı’na diktiği siyasi reform hareketinin tank paletleri altında ezilmesinin 15‘inci yıldönümü. 15 yıl önceki bu görüntüler, dünya kamuoyunda büyük infial uyandırmış ve Çin halkında kaderine razı olma duygusu yerleşmeye başlamıştı.
15 yıl, uzunca bir süre... Pekin bu süreyi, dünya topluluğunun hamalı konumundan sıyrılıp, dünya ekonomisinin gelişme motoruna dönüşmesi yönünde kullanabildi ve herkes tarafından da kabul gördü. Doğal olarak Çin’de de çok şey değişti ve Çin halkı özel sektörde, -eskisiyle kıyaslanamayacak derecede- daha fazla özgürlüğe kavuştu. Ayrıca, ülke artık 90’lık ihtiyarlar tarafından değil, iki yönetim değişikliğinden sonra genç sayılabilecek teknokratlar tarafından yönetiliyor.
Ancak kimi önemli noktalar var ki, bunlarda 1989’dan bu yana hiçbir değişiklik olmadı: Yönetimdeki Komünist Parti hala, iktidar tekelini sarsacak hiçbir muhalefete izin vermiyor, bunlara karşı hala sert tepki gösteriyor. Parti, hala herşeyi denetliyor, ama partinin kendisi denetlenmiyor.
Ve Çin’de hala, dünyanın tüm ülkelerinde olduğundan daha fazla sayıda insan idam ediliyor. 15 yıl önce insanları sokağa döken kimi sorunlar da hala varlığını koruyor: İlk sırada, -kuvvetlerin ayrımı ilkesi olmaması dolayısıyla ortaya çıkan- yolsuzluk sayılabilir. Bunun yanısıra işsizliğin artması, enflasyon, yoksul ile zengin arasındaki gelir farkının gittikçe büyümesi gibi faktörler, 15 yıl öncesinde yaşanan hoşnutsuzluklara bugün de yol açıyor.
Çin’de 90’lı yıllarda kaydedilen ekonomik ilerlemeyle siyasi gerileme ters orantılı olarak gelişti. Aslında 4 Haziran 1989 tarihinden önce bile, sistemi kendi içinden reforme etme çalışmaları görülmüştü. Daha sonra devrilen Parti Genel Sekreteri Zhao Ziyang’ın başlıca hedefi de zaten, devlet ile partinin birbirinden ayrılmasıydı.
1989 yılındaki reform hareketinin bastırılmasından sonra siyasi reformlar konusunda bu boyutta kamuoyunda bir daha hiç konuşulmadı. Zhao Ziyang hala evinde gözaltında bulunuyor ve onunla birlikte çok sayıda yönetici, 1989 yılındaki olayların resmen ‘karşı devrimci kargaşa’ olarak değerlendirilmesinin bir son bulmasını bekliyorlar.”