Ludwigsburger Kreiszeitung gazetesi, Başbakan Merkel'in bu yaşananların tekrarlanmasına asla izin vermemesi gerektiğini kaydediyor:

“Herkesin beklentisi farklı; Joachim Gauck’un kurban yakınları ile kurmak istediği diyalog, kimlerine göre ciddi bir ilginin göstergesi, kimilerine göre ise devletin çaresizliğinin bir kanıtı. Yine de dün başkent Berlin’deki Bellevue Sarayı’na davet edilen ve yıllarca korkunç suçlamalara maruz kalmış kişilerin hepsini, ortak bir paydada buluşturan bir şey var. O da; cinayetlerin hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması beklentisi. Ve tabii böyle bir şeyin Almanya’da bir daha asla yaşanmayacağının güvence altına alınması. Başbakan Angela Merkel bundan yaklaşık bir yıl önce kurban yakınlarına, tam da bunun sözünü vermişti. Gerçekten de terör hücresi NSU’nun ortaya çıkarılmasının ardından ilerlemeler kaydedildi. Ama bunlar yeterli değil. Örneğin İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich’in bu konuda gerekli kararlılığı bazen gösteremediği açıkça ortada. Merkel’in bu tür şeylerin tekrarlanmasına izin vermemesi gerekiyor.”

Berlin merkezli Tagesspiegel gazetesi ise ortada hâlâ yanıt bekleyen bir çok soru olduğuna dikkat çekiyor:

“Joachim Gauck, en azından konumunu belirlemek için birşeyler yapıyor. Gelecekte Neonazi cinayetlerinin açıklığa kavuşturulması ve soruşturma sırasında yapılan korkunç hatalar konusunda söz sahibi olmak istiyor. Belki de kurban yakınlarına dünkü buluşmada verdiği en önemli mesaj buydu. Bununla birlikte basına kapalı olarak yaptığı konuşmada yanıttan çok soru vardı. Prensipte bu da yanlış değil, ancak Neonazi cinayetleri ile ilgili tartışmalarda şimdiye kadar eksikliği çekilen şey, kurum ve kişiler arası bağlantıların tanımlanması ve sonuçların ifadesi.”

Geçiyoruz Almanya’dan Akdeniz’e…Frankfurter Rundschau gazetesi, Güney Kıbrıs'taki devlet başkanlığı seçimleri vesilesiyle Kıbrıslı Rum ve Türkleri bir anlaşmaya varma konusunda sıkıştırma zamanının geldiğini kaydediyor.

“Güney Kıbrıs’taki devlet başkanlığı seçimlerinde muhafazakâr politikacı Nikos Anastasiadis oyların yüzde 45 buçuğunu aldı. Seçimler böylece ikinci tura kaldı. Geriye yüzde 5’lik bir kesimin ona ikinci turda oy vermesini umut etmek kaldı. Zira Anastasiadis, küçük ada ülkesinin mart ayı sonunda iflas etmemesi için gerekli milyarlarca euroluk yardım paketini çıkarabilmek için AB, Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu’ndan oluşan troykayla işbirliğine hazır. Borç krizi Avrupa’nın baskıyı artırması için büyük bir şans. Kıbrıslı Rumları, adadaki Türklerle bir anlaşmaya varmaları için sıkıştırmanın zamanı gelmiştir.”

Basın turumuzu Münster’de çıkan Westfälische Nachrichten gazetesinin aynı konuya ilişkin yorumu ile noktalıyoruz:

"AB, Kıbrıs’ın iflas etmesine izin vermeyecek. Avrupa’daki borç krizinde bir nebze olsun nefes alınmaya başlandı. Yunanistan şokundan sonra muhtemelen yeni bir kuyu daha açılmasından korkuluyor. Bir zamanlar Afrodit’in bir midye kabuğu içinde çıktığı rivayet edilen kıyılarda, el değmemiş doğal gaz rezervleri bulunması da cabası. AB’de kimse bundan vazgeçmek istemeyecektir. Hem de bunu, Suriye kaynarken Akdeniz’de yeni bir üssü seve seve kabul edecek Rusya’ya kaptırmak hiç istemeyecektir."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Demir

Editör: Beklan Kulaksızoğlu