Mısır'da anayasa referandumunun hafta sonunda tamamlanması ve anayasanın halkın onayını alması, gazetelerde geniş yer buluyor. İsviçre'den Neue Zürcher Zeitung, "Mısırlılar daha iyi bir hayat umut ediyor" başlıklı yorumda şu görüşlere yer veriyor: 

"Ordu yeni anayasa ile en önemli yetkilerini güvence altına almış oldu. Generaller şu sıralar sadece Devlet Başkanı Muhammed Mursi ve Müslüman Kardeşler ile kendi arzularına göre devlet kurabileceklerini idrak ettiler. Kendi bakış açılarına göre parçalanmış muhalefet iktidara gelebilecek olgunlukta değil. Referandumdan sonra da sürecek olan dinî gruplarla iktidar mücadelesi, laiklere, İslamcıların güvenirliğinin test edilmesi şansını sunuyor. Mursi ve ona sadık olanlar teslim olmak zorunda kalacaklar. Mısır'ın değişimini dindar söz ya da hükümler değil, daha iyi bir yaşam umudu ayakta tutacak."

İngiliz Guardian gazetesinin aynı konuyla ilgili yorumu ise şöyle:

"Çelişkili gibi görünebilir ama Mursi anayasa ile ilgili bu mücadeleden zayıflayarak çıktı. Yeni anayasanın hükümlerine göre Mursi yargıdan hiçbir temsilci belirleyemiyor, sadece Yargı Konseyi'nin sunduğu adayı onaylayabiliyor. Yasama yetkileri parlamentonun alt kanadının belirleneceği seçimler yapılana kadar, parlamentonun üst kanadı olan Şura Meclisi ile sınırlı. Ancak anayasa ile ilgili çıkan sonuç, ülkedeki gerginliği dindirmeyecektir. Seçimlere katılım düşük olmasına rağmen Müslüman Kardeşler yüzde 64 oranındaki kabul oylarını önemli bir zafer olarak nitelendirebilir. Mursi'nin şimdiki görevi görüş ayrılıklarını ortadan kaldırmak ve Hrıstiyan, Müslüman, liberal, muhafazakâr bütün Mısırlıları birleştirmek olacaktır."

Konuyla ilgili aktaracağımız son yorum Rus Kommersant gazetesinden. Gazeteye göre Mursi referandumdan zaferle çıkmış olmadı:

"Referandum sonucu Mursi için kesinlikle zafer değil. Seçimlere katılım çok düşüktü. Seçmenlerin sadece üçte biri sandık başına gitti. Bu durum muhalefete şikayet etmek için yeni bir fırsat verdi. Devlet Başkanı'na karşı olanlara göre Mursi topluma, çoğunluğun isteğine aykırı olan 'İslamcı Anayasa'yı dayatacak ve yeni bir protesto dalgası başlayacak. Toplumun İslamlaşmasını ve kadın haklarının kısıtlanmasını öngören yeni anayasa, Mısırlıları sadece dinî ve siyasi açıdan değil, ülke toprakları açısından da bölüyor. Devrimin kaderi başkentte belirleniyor. Ve Kahireliler referandumun gösterdiği gibi Mursi'yi desteklemiyor."

Gazetelerde yer bulan bir başka konu ise İtalya Başbakanı Mario Monti'nin istifa kararının ardından başbakanlığa tekrar yeşil ışık yakması. İspanyol El Pais gazetesi gelişmeleri şöyle yorumluyor:

"Monti'nin önümüzdeki parlamento seçimlerinde aday olmama ama gerektiğinde başbakanlık görevi için hazır olduğu yönündeki muğlak kararı bekleniyordu. Monti bu kararı yapılan kamuoyu yoklamalarının ışığında aldı. Anketlere göre Monti'nin açıkça desteklediği merkez sağdaki partiler, oyların mütevazı bir payını almayı umut edebilir. Monti, Berlusconi'nin tuhaf görev döneminden sonra Başbakanlık makamına yeni bir asalet getirdi ve finans piyasalarını da yatıştırdı. Şimdi tüm seçenekleri açık tutmak istiyor. Monti bunu yaparak seçimlerden sonra hiç kimsenin onu istememesi riskini de almış oluyor."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Ercan Coşkun