1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

30.06.2011 - Avrupa basınından özetler

30 Haziran 2011

Yunanistan'da dün kabul edilen tasarruf paketi hemen hemen tüm Avrupa gazetelerinde ele alınıyor. Mısır'da halkın yeniden sokaklara dökülmesi ve Polonya'nın AB Dönem Başkanlığı, Avrupa basınının diğer konuları arasında.

Yunanistan Parlamentosu tarafından dün kabul edilen tasarruf önlemleri paketiyle ilgili yorumlara göz atıyoruz önce. İsviçre'nin Zürih kentinde çıkan Tages-Anzeiger gazetesinde şu satırlar dikkat çekiyor:

"Tüm dünya dün nefesini tuttu ve Yunan Parlamantosu'ndaki milletvekillerinin vereceği kararı endişeli gözlerle bekledi. Aslında küresel açıdan değerlendirdiğimizde Yunanistan bir cüce görünümünde. Ama Euro Bölgesi gibi büyük bir bütünün parçası olması nedeniyle Yunanistan gibi küçük bir ülkenin iflası bile dünya çapında dalgalanmalara neden olabilir. Yunanistan'a yapılan yardımlar ve Avrupa ortak para birimi euroyu kurtarmak için atılan adımlar devasa bir deneyi andırıyor. Dün işler yolunda gitti. Ama bu, tehlikenin geçtiği anlamına gelmiyor. Şu anda eksik olan en önemli şey güven duygusu. Euro Bölgesi'nde alınan önlemler ve Yunanistan'a verilen acı reçetenin gerçekten işe yarayıp yaramayacağı meçhul. İkinci yardım paketinde yatırımların teşvik edilmesi gerekiyor. Zira Yunan halkı, uygulanan şok terapiye ancak ekonomi yeniden büyümeye başlarsa tahammül edebilir."

Sol-liberal Danimarka gazetesi Jyllands-Posten ise ilginç bir benzetmede bulunuyor:

"Yunanistan, şu sıralarda ulusal çapta 'harakiri' yapmaktadır. Bu, Avrupa'nın ekonomik istikrarını da tehdit edebilir. Tüm uyarılara rağmen Yunanistan gibi bir ülke nasıl oldu da o zamanki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu'na dâhil edildi? Bunun cevabı aslında çok basit: O zaman bu kararı veren siyasiler, olayın ekonomik tarafından ziyade politik yönüyle ilgiliydi. Oysa şimdi Avrupa Birliği realist davranarak şu acı gerçekle yüzleşmek zorunda kalıyor: Burada söz konusu olan siyasi çıkarlar değil, ekonomik disiplindir. Yunan halkı da artık zengin Avrupalıların ödediği vergilerle değil, sadece kendi ürettikleriyle ayakta durabilmeyi öğrenmeli."

Avusturya'nın başkenti Viyana'da yayımlanan Die Presse ise Yunanistan konusunda Avrupa Birliği'nin plansız bir şekilde zamana oynadığını savunuyor ve ekliyor:

"Peki zamana oynamanın neresi kötü? Prensip olarak bunun aslında pek mahsuru yok. Hatta bazen yararı bile olabilir. Bir sorunu çözmek için biraz daha zaman kazanmak çoğu kez işe yarayabilir. Fakat tek bir şartla: Zamana oynarken, nihai hedefin 'çözüm' odaklı olması gerekiyor. İşte Avrupalılar, Yunanistan krizinde tam da bu noktayı ihmal ediyor. Çaresizce zaman kazanmaya çalışıyorlar ama bu zamanı nasıl değerlendireceklerine dair en ufak bir planları mevcut değil."

Mısır'da Hüsnü Mübarek yönetiminin halk ayaklanmasıyla devrilmesinden sonra ortalık nisbeten sakinleşmişti. Ancak iktidarı devralan askerî yönetimin reformları ağırdan alması ve eylül ayında yapılması planlanan seçimleri ertelemeye çalışması, halkı tekrar sokaklara döktü. Başta Kahire olmak üzere Mısır kentleri yine savaş alanına döndü. İtalya'nın başkenti Roma'da yayımlanan Il Messaggero gazetesi, son olaylar ışığında Mısır'da gelinen noktayı yorumluyor:

"Mısır'ın eski lideri Hüsnü Mübarek aylar önce devrildi ama bu, Mısır'daki devrim ateşinin söndüğü anlamına gelmiyor. Son olaylar bir kez daha gösterdi ki, Mısır'ın demokrasi yolunda katetmesi gereken uzun ve zorlu bir yol var. Kahire'de sadece devrim baharı bitti. Devrim yazının başlangıcı ise hayli sert ve keskin oldu."

Polonya, 1 Temmuz'dan itibaren altı aylığına Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı görevini devralacak. Rusya'nın başkenti Moskova'da çıkan Vedomosti gazetesi, Polonya'yı zorlu bir görevin beklediğini vurguluyor:

"Polonya'nın gelecek altı aydaki en önemli görevi, aktif ve güvenilir bir AB üyesi olduğunu göstermek olmalı. Polonya, AB Dönem Başkanlığı görevini, Rusya için son derece önemli bir zaman diliminde devralıyor. Rusya'nın Dünya Ticaret Örgütü'ne üyeliği ile AB ile imzalayacağı vize anlaşması kuvvetle muhtemel bu döneme denk gelecek. Rusya, Polonya'nın bu konularda etkin bir rol oynamasını temenni ediyor. Ancak Moskova yönetimi, Polonya'nın Belarus gibi hassas konulara da değineceğini hesaba katmalı."


© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Murat Çelikkafa

Editör: Beklan Kulaksızoğlu