1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Aşırı sağcılar "tersine göç" kavramını nasıl ele geçirdi?

David Ehl
16 Ocak 2024

2023 yılının en kötü Almanca kelimesi "Tersine Göç" (Remigration). Aşırı sağcıların bu kelimeyle kast ettikleri, kavramın orijinal haliyle ilgisi olmayan planları.

Almanya için Alternatif (AfD) partisinin Erfurt'taki bir gösterisi. Pankartta "Biz halkız" yazıyor - (08.01.2024)
Fotoğraf: Martin Schutt/picture alliance/dpa

2023 yılının en kötü Almanca kelimesi (Unwort) olarak pek de gösterişli olmayan bilimsel bir kavram seçildi: "Tersine Göç" (Remigration). Bu sözcükten sosyal bilimciler, hayatlarının belli bir bölümünü yurt dışında geçirmiş insanların geldikleri ülkelere dönmelerini anlıyor. Bu durum, örneğin bir savaşın sona ermesi ya da bir rejimin dağılması gibi, o yerdeki siyasi koşulların değişmesine verilen bir tepki olarak olarak ortaya çıkabiliyor. Tersine göç, bununla birlikte sürgün ya da sınır dışı etmenin bir sonucu olarak zorunluluktan da hayata geçirilebiliyor.

Kavramın orijinal kullanımı, bireylerin iradeleri dışında, yaşadıkları çevreden koparıldığı, zor kullanarak ülke dışına gönderildiği, devlet tarafından sevk ve idare edilen bir süreç anlamını içermiyor. Kasım ayında gizli bir toplantıda bu tarz planları tartışan aşırı sağcılar açısından ise mesele tamamen bundan ibaret.

Correctiv isimli araştırmacı gazetecilik ağının geçen hafta ifşa ettiği Potsdam'daki buluşmada, Alman İç İstihbaratı'nın kısmen aşırı sağcı olarak sınıflandırdığı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin temsilcileri de yer aldı. Anketlerde oy oranı bir hayli yüksek olan AfD Almanya'nın doğusundaki üç eyalette de eyalet seçimlerinde en güçlü siyasi parti konumunda.

2023 yılının en kötü kelimesi

Aşırı sağcılar ciddi bilimsel bir kavram olan bu kelimeyi bağlamından koparıp kendi siyasi amaçları için kullanmış oluyor. Alman Dili Cemiyeti (GfDS) yılın en kötü kelimesi seçimiyle de buna dikkat çekmek istiyor. Bu yıl jüride misafir üye olarak yer alan eski Hrıstiyan Demokrat Birlik (CDU) Partisi Genel Sekreteri Ruprecht Polenz yaptıkları seçim sonrasında bu yanıltmacanın artık çok da başarılı olamayacağı kanaatinde. Polenz "Zararsız görünen tersine göç kelimesi, AfD'nin etnik milliyetçileri ve Kimlik Hareketi (Identitäre Bewegung) tarafından kendi gerçek niyetlerini gizlemek için kullanılıyor. Niyetleri ise güya yanlış bir deri rengine sahip olan ya da yanlış bir ülkeden gelen herkesi, Alman vatandaşı bile olsalar, geri göndermek" diyor.

AfD temsilcilerinin aşırı sağcılarla toplantı yaptığı Potsdam'daki villaFotoğraf: Jens Kalaene/dpa/picture alliance

AfD kelimeyi uzun süredir kullanıyor

Correctiv'in ifşaatlarından beri Almanya'da bu gizli toplantı hakkında ve dolayısıyla "tersine göç" kavramına dair geniş bir tartışma yürüyor. Aşırı sağcılar ise bu kelimeyi uzun süredir kullanıyor. Jüri Sözcüsü Constanze Spieß "2016'dan beri sağ gruplar, göç araştırmalarından köklenen kelimeyi ideolojik olarak gasp etmeye ve anlamını dönüştürmeye çabalıyor" diyor.

Kavram yıl boyunca da Federal Meclis genel kurulundaki tartışmalarda kullanılageldi. Örneğin AfD Milletvekili Roger Beckamp, 5 Eylül'de kiralık konut piyasasıyla ilgili bir tartışmada "Ülkemiz için başarılı bir konut politikası, milyonlarca kere tersine göçtür" ifadelerini kullandı. Beckamp konuşmasında bunun "teknik açıdan mümkün" ve "ahlaken de gerekli" olduğunu söyledi. Duruma farklı bakılabileceğini söyleyen AfD milletvekili, ancak bu bakışa sahip olan parlamenterleri "yerlilere karşı düşmanlık" ile suçladı.

Roger BeckampFotoğraf: Julian Weber/dpa/picture alliance

Federal İdare Dairesi'nin verilerine göre Almanya'da 2023 yılı ortası itibarı ile 280 bin kişi hakkında sınır dışı kararı bulunuyor. Bu kişilerin önemli bir kısmı içinse sınır dışı prosedürünün ertelenmesi kararı verilmiş durumda. Erteleme verilmemiş olanların sayısı ise sadece 54 bin 330. Sayılara bakıldığında, Potsdam'daki buluşmada da konuşulan konunun ne olup ne olmadığını anlamak mümkün. "Milyonlarca kez tersine göç" isteyenler, bu sözle yürürlükteki yasalar uyarınca kalıcı bir biçimde Almanya'da yaşama hakkına sahip olan insanların sınır dışı edilmesini kast ediyorlar. Correctiv'in haberine göre de Potsdam'da ele alınan konu Alman vatandaşlarının sınır dışı edilebilmesi. Ancak bu "Cinsiyeti, soyu, ırkı, dili, yurdu ve kökeni, inancı, dini veya siyasi görüşleri dolayısıyla hiç kimse mağdur edilemez ve hiç kimseye imtiyaz tanınamaz" diyen Federal Almanya Cumhuriyeti Anayasası'nın 3'üncü Maddesi'nin ihlali anlamına geliyor.

Uzmanlar dolayısıyla aşırı sağcıların tersine göç kavramını kullanarak niyetlerini olduğundan daha zararsız gösterdiği konusunda uyarıyor. Aşırılıkçılık Uzmanı Alice Blum, "Kavram, her ne kadar kulağa heyecansız gelse de, tehlikesiz olmaktan uzak bir politika için kullanılıyor" diyor. Blum zararsız görünen bu kavramı kullananların ya da haberciliğinde eleştirel olmayan şekilde yayanların Yeni Sağcıların kavramla bağlantılı, şiddet yüklü ve tehditkar talebini de gizlemiş olacağını belirtiyor.

Aşırı sağcı NPD'nin 2014 yılındaki bir gösterisiFotoğraf: Ole Spata/dpa/picture alliance

Sosyolog Matthias Quent ise Frankfurter Allgemeine Sonntagszeitung'a yazdığı makalede, "Bu suç işleme niyetleri yeni değil ancak tersine güç planlarının ifşalar sonrasında da kamuoyu önünde benimsenmesi, savunulması veya bunların önemsizmiş gibi gösterilmesi ürkütücü" diyor. Quent AfD'nin tersine göç konseptini, "Irkçılık güdülü bir devlet suçu" işleme niyeti olarak değerlendiriyor. Tırnak içindeki ibare daha önce, Almanya'da uzun süredir faaliyet halinde olan aşırı sağcı Nasyonal Demokrat Parti (NPD) için başlatılmak istenen kapatma davasında mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda kullanılmıştı. Federal Anayasa Mahkemesi her ne kadar partinin anayasa düşmanı görüşleri olduğunu kabul etse de yasaklanması için hukuki dayanakların yeterli olmadığına hükmetmişti.

 

DW Türkçe'ye nasıl sansürsüz erişebilirim?