1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB Anayasası için çözüm arayışı

Barbara Wesel/DW15 Mayıs 2007

Almanya Başbakanı Merkel, altı ay sürecek olan Avrupa Birliği dönem başkanlığını devralırken, AB Anayasası çıkmazına bir çözüm bulacağına dair söz vermişti. Bugün ise 27 üye ülkenin özel temsilcileri, nasıl bir ilerleme kaydedilebileceğini tartışmak üzere bir araya geliyor.

Dönem başkanlığını devretmeden önce, Angela Merkel'in halletmesi gereken birçok mesele var.
Dönem başkanlığını devretmeden önce, Angela Merkel'in halletmesi gereken birçok mesele var.Fotoğraf: AP

Zaman baskısı artıyor, anayasa tartışmalarına bir çözüm bulmak için AB Dönem Başkanı Almanya’nın sadece beş haftası kaldı. Almanya Başbakanı Angela Merkel bu alanda kararlılığını somut bir şekilde dile getirdi. Haziran ayındaki AB zirvesinde sadece yeni müzakere edilecek konular hakkında değil, aynı zamanda geriye kalan içeriğin ana noktaları konusunda da fikir birliğine varılmasını hedefliyor.

Birçok değişlik söz konusu. Örneğin İngiltere’nin talebi doğrultusunda ’anayasa’ kelimesinin kaldırılmasına karar verildi, çünkü İngiltere’nin yazılı bir anayasası bulunmuyor. Ayrıca İngiltere, Temel Haklar Anlaşması’nın metinden çıkarılmasını istiyor. Fransa’nın yeni Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy de yeni bir referanduma gidilmeden, parlamentodan Avrupa Birliği Reformu adı altında geçirebileceği bir metni tercih ediyor.

Doğu Avrupa’lılar ise ’Avrupa süper devletini’ oluşturacak ya da kendi bağımsızlıklarından ödün vermeyi gerektirecek her adıma karşı çıkıyor. Aynı zamanda, Avrupa Marşı, Avrupa Bayrağı ve diğer semboller de bu değişikliklere kurban ediliyor.

Dışişleri bakanı sorunu

Halledilmesi gereken birçok mesele daha var. Örneğin AB Dışişleri Bakanı meselesi. İsim değişikliği ile ‘Avrupa Birliği Dışişleri Bakanı’ tartışmalarına bir çözüm bulunabilir. ‘Süper devlet travması’ nedeniyle bu tanım yerine ‘dış politikadan sorumlu yetkili’ ya da buna benzer bir tanım kullanılabilir.

Sonra, ‘dış politikadan sorumlu yetkili’nin sorumluluk alanına ilişkin tartışmalar da sürüyor. Polonya dış politikada arka plana itilme endişesiyle ‘dış politikadan sorumlu yetkili’nin sorumluluk alanının genişletimesine karşı çıkıyor. Polonya aynı zamanda, iki sene önce oy ağırlığı konusunda zar zor alınan kararın da değiştirilmesini istiyor. Ayrıca Avrupa Birliği hakkında karar alınırken hangi konularda gerçekten oy birliği sağlanması gerektiği de tartışılıyor.

Londra ve Varşova

Siyasi gözlemcilere göre aslında AB projesinin başarısı iki büyük ‘Avrupa karşıtı‘ üye yüzünden tehdit altında. Bunlardan biri olan İngiltere Başbakanı Tony Blair. Her ne kadar Blair, İngitere için fedarlık yapamaya hazır olsa da halefinin buna izin verip vermeyeceği henüz belli değil. İkinci tehdit ise Varşova’dan geliyor ve oradaki hükümetin ne yapacağı tahmin dahi edilemiyor.

Fakat AB içinde üzerinde fikir birliliğine varılan noktalar da bulunuyor. Yüzlerce sayfalardan oluşan bir anayasa taslağının yerine birkaç sayfalık bir anlaşma yapılması gerektiği ve Avrupa Birliği kurumlarının reforma ihtiyacı olduğu, ancak bu şekilde AB'nin işlevselliğini koruyabileceği konusunda tüm üyeler hemfikir.