1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB İran'a baskıyı arttırıyor

23 Ocak 2012

AB İran’dan petrol ithalinin yasaklanmasında anlaştı. Ayrıca ülkeye uygulanan sert yaptırımlara da yenileri eklendi. Karar, 'Tahran yönetiminin endişe veren nükleer programı nedeniyle' alındı.

Fotoğraf: AP

Nükleer programında ısrar eden İran üzerindeki baskı artıyor. Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları İran'dan petrol ithalatına 1 Temmuz'dan itibaren yasak getirilmesini öngören plan üzerinde uzlaşma sağladı. Ayrıca İran'dan petrokimya ürünleri ithalatı da yasaklanırken, bu ülkeye enerji sektöründe kullanılması mümkün olan ekipman ve teknoloji transferi durduruldu. Yaptırımlar kapsamında AB'li petrokimya şirketleri İran'da yatırım yapamayacak ve ortaklıklar kuramayacak. İlave yaptırımlar çerçevesinde İran Merkez Bankası'nın AB'deki aktifleri, meşru ticareti ve borç ödemelerini engellemeyecek şekilde kısmen dondurulacak.Yaptırımlarla ayrıca İran Merkez bankası ve İranlı diğer kamu kuruluşlarına AB'de altın ve diğer kıymetli maden ticareti yasağı getiriliyor.

Nükleer programın kaynakları kurutulmak isteniyor

Bu sert tavrın arkasında, İran’ın gizlice atom bombası inşa ettiği yönündeki endişeler yatıyor. Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, "Nükleer silahlanma sadece bölge için değil, tüm dünya için bir tehlike teşkil eder. O yüzden AB’nin İran’ın nükleer programının malî kaynaklarını kurutacak kararlar alması doğrudur” şeklinde konuşuyor.

Guido WesterwelleFotoğraf: picture-alliance/dpa

Yeni yaptırımların etkili olacağına inanılıyor

Bugüne kadar Tahran’a yönelik uygulanan yaptırımların herhangi bir etkisi olmadı. Ancak Bakanlar Konseyi Dönem Başkanı ve Danimarka Dışişleri Bakanı Villy Soevndal, yeni kararların durumu değiştireceğine inanıyor. Soevndal, "Yaptırımların etkisini göstereceğine ve İran yönetimini zor duruma sokacağına kesinlikle inanıyorum” diyor.

Yaptırımlar sadece İran'ı zora sokmayacak

Ancak İran’dan petrol ithalatının yasaklanması bazı Avrupa ülkelerini de zor duruma sokacak. Örneğin, borç krizinin vurduğu Yunanistan petrol ihtiyacının dörtte birini İran’dan sağlıyor. Atina bu nedenle ithalat yasağının daha geç başlamasını talep etmişti. Aynı durum kısmen İtalya ve İspanya için de geçerli. AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, bu endişeleri göz önünde bulunduracaklarını belirtti. "Yaptırımların sadece uygulanan ülkelere değil, uygulayan ülkelere de nasıl yansıyacağını bilmemiz önemli." diyen Ashton, konuyu inceleyeceklerini ve tüm üye ülkelerin petrol ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için diğer petrol üreten ülkeler ile de temas halinde olduklarını kaydetti.

Catherine AshtonFotoğraf: AP

AB, Yunanistan için İran’ın yerini alabilecek yeni bir ülke bulunup bulunamayacağını Mayıs ayına kadar inceleyecek. İran’ın borçlarını ödemek için petrol sevk ettiği İtalya ise, petrol karşılığında para almadığı için ithalata 1 Temmuz tarihinden sonra da devam edebilecek.

Catherine Ashton yeni yaptırımların diplomatik hedefini ise "Yaptırım baskısıyla, İran’ın müzakere masasına geri dönmesi yolundaki talebimizi ciddiye almasını sağlamak istiyoruz” sözleriyle ifade etti.

Gözler Hürmüz Boğazı'nda

Öte yandan İran Parlamentosu Ulusal Güvenlik Komitesi Başkan Yardımcısı Muhammed İsmail Kuvsari, "İran petrolünün satışıyla ilgili herhangi bir engellemeyle karşılaşmaları durumunda, Hürmüz Boğazı'nın kesinlikle kapatılacağını" söyledi. Kuvsari, Hürmüz Boğazı'nın kapatılması durumunda ABD ve müttefiklerinin, boğazı yeniden açmaya muktedir olamayacaklarını savunarak, ABD'yi herhangi bir "askeri maceraya kalkışmaması” konusunda uyardı.

Carl BildtFotoğraf: AP

İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, bu tehdidi çok ciddiye almıyor. "İranlıların bu adımı atacaklarını sanmıyorum" diyen Bildt, "Zira bu onların açısından tamamıyla yapıcılıktan uzak olur. İhracatları Hürmüz Boğazı üzerinden dünyaya ulaşıyor. Bu onlara bizden daha fazla zarar verir” şeklinde konuşuyor.

'İran kendi bindiği dalı keser'

Alman Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü’nden enerji uzmanı Claudia Kemfert ise, Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasının uluslararası petrol sevkiyatı için ne anlama geleceği konusunda DW Televizyonu’nun sorusuna şu yanıtı verdi: “Burası çok önemli bir ticaret yolu. Tüm petrol sevkiyatının yüzde 40’a yakını Hürmüz Boğazı’ndan geçiyor. Boğazın kapatılacağı yönündeki bir tehdidin bile petrol fiyatlarının nasıl yükselmesine neden olduğunu geçmişte gördük. Diğer yandan bu noktaya gerçekten gelinecek mi? ABD hemen müdahale edeceğini söyledi. İran da, kendi bindiği dalı keser, zira böylelikle bu ülkenin petrol sevkiyatı da kesintiye uğrar. Krizin bu noktaya dayanıp dayanmayacağını bekleyip görmek lazım.”

© Deutsche Welle Türkçe

Christoph Hasselbach / Çeviren: Aydın Üstünel

Editör: Ahmet Günaltay

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik

Daha fazla içerik göster