1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB liderleri Brüksel'de buluşuyor

Anke Hagedorn25 Mart 2004

AB devlet ve hükümet başkanları bugün Brüksel’de biraraya geliyor. AB liderlerinin gündeminde, ekonomiden Avrupa Anayasası’ne terörle mücadeleden Ortadou’daki gelişmelere dek pek çok konu var...

AB liderlerinin ağırlıklı konusunun ekonomi olması bekleniyor
AB liderlerinin ağırlıklı konusunun ekonomi olması bekleniyorFotoğraf: European Community, 2004

Brüksel’de toplanacak AB devlet ve hükümet başkanlarının gündeminde aslında ağırlıklı olarak ekonomik konuların yer alması öngörülmüştü. Ancak 11 Mart’ta Madrid’te meydana gelen saldırılar ve Hamas lideri Şeyh Ahmed Yasin’in öldürülmesi sonucu bölgede yaşanan gerginlikler, uluslararası terörle mücadele ve Ortadoğu sorununu ön plana taşıdı. Zirvenin bir diğer önemli gündem maddesini ise üzerinde mutabakat sağlama şansının arttığı Avrupa Anayasası.

Avrupa Anayasası’na karşı çıkan iki ülke Polonya ve İspanya’dan uzlaşma mesajları gelmeye başladı. Varşova’da önceki gün Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ile biraraya gelen Polonya Başbakanı Leszek Miller, bazı koşullarda anayasa konusunda olumsuz tavrından vazgeçmeye hazır olduğunu açıkladı.

İspanya’da seçimlerden zaferle çıkan Sosyalistler’in lideri Zapatero da daha önce Avrupa Anayasası konusunda verdiği ılımlı mesajları yine dün biraraya geldiği Schröder’e de yineledi. Ancak zirvede, henüz Zapatero’nun başbakanlık görevini devralmaması nedeniyle İspanya, Başbakan Jose Maria Aznar tarafından temsil edilecek.

AB’nin güvenliği

Avrupa Anayasası dışında zirvede gündeme gelmesi beklenen en önemli konulardan biri de Madrid saldırılarından sonra AB’nin güvenliği. 11 Mart’ta Madrid’te meydana gelen terör saldırısında bir Avrupa ülkesi ilk kez olarak El Kaide tarafından doğrudan hedef seçiliyordu.

AB içişleri bakanları geçen haftaki olağanüstü birleşimlerinde bu alanda ilk adımları atarak zirve buluşması sırasında onaylamak üzere iki ana noktadan oluşan bazı öneriler hazırlamışlardı. Birincisi; güvenlik konusundaki tedbirlerin alınması aşamasıda 25 ülke arasındaki koordinasyonu sağlayacak ve eldeki savunma imkanlarına ilişkin bilgileri tek elde toplayacak bir makamın oluşturulması. İkincisi; üye ülkelerin ulusal hükümetleri ve gizli haber alma servisleri arasıdaki iletişimin geliştirilmesi.

Anayasanın ”dayanışma" maddesi

Ayrıca AB Dönem Başkanı İrlanda, Avrupa Anayasa taslağının da öngördüğü ”dayanışma" maddesini, yani terör saldırısı tehdidindeki bir üyeye destek olma yükümlülüğü esasını, anayasanın tümü henüz olaylanmasa da, bir an önce işletmeyi amaçlıyor. İrlanda Dışişleri Bakanı Brian Cowen bu konuda şunları söyledi:

”AB’nin, terör belasına karşı ne denli kararlı adımlarla hareket ettiğine işaret olarak ”dayanışma" maddesini bir an önce işletmenin büyük önem taşıdığı kanısındayız. Terör tehdidinin oluşması halinde karşı önlemlerin en seri biçimde devreye girebilmesi için gösterdiğimiz çabaları hızlandırmamız için 11 Mart’ta İspanya’da yaşanan felaket en çarpıcı gerekçeyi sunmaktadır.”

AB bünyesindeki nabız yoklamalarını sürdüren İrlanda Başbakanı Bertie Ahern, son olarak Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ile yaptığı görüşmenin ardından anayasa konusundaki uzlaşmanın en geç Haziran ortasındaki AB zirvesinde sağlanacağını umduğunu belirtiyor. Anayasanın bütününe ilişkin mutabakat konusunda ise bu zirvede fazla bir ilerleme beklenmiyor.

Ekonomi gündemi

Anayasa ve terörle mücadele dışında Ortadoğu’daki son gelişmeler da AB liderlerinin gündeminde. Ayrıca Avrupalı liderler ekonomiyle ilgili sorunları da masaya yatıracaklar. Bundan dört yıl önce Lizbon Zirvesi‘nde, 2010 yılına kadar Avrupa’yı dünyanın başta gelen ekonomik bölgesi konumuna getirmeyi hedef seçen AB’nin şimdi bu atağı biçimleyecek adımları saptaması gerekiyor.

Bugüne kadar gerek gelişme hızı, gerekse isdihdam gibi iki önemli alanda pek ivme sağlayamayan AB liderlerinin bu kez bazı somut öneriler üzerinde tartışması bekleniyor. Almanya, Fransa ve İngiltere’nin zirve düzeyindeki son üçlü buluşmasında ortaya atılan, sadece ekonomik konularla ilgilenecek bir AB Komisyonu’na bir başkan yardımcısının atanması fikri bu önerilerin başında yer alıyor. Bunun dışında Alman muhafazakar ve liberal kanadı tarafından devlet başkanlığı için aday gösterilen IMF genel direktörü Horst Köhler’in yerine önerilecek Avrupalı bir isim üzerinde de mutabakat sağlanması bekleniyor.