AB piyasaları "ESMA" ile denetleyecek
2 Haziran 2010Finans piyasasını kontrol edecek olan ve baş harflerinin kısaltması "ESMA" olan Avrupa Tahvil ve Piyasalar Denetleme Kurulu özel reyting ajanslarının değerlendirme metotlarını şeffaflaştırıp, müşterileriyle kendi mali çıkarlarının örtüşmemesine özen göstermelerini sağlayacak.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin Avrupa’nın kendi reyting ajansını kurması yolundaki girişimi Almanya’da olumlu karşılandı. Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble yabancı reyting oligopolünün kırılması gerektiğini söyledi.
Reyting şirketleri ne yapıyor?
Dünya ekonomisinin krize sürüklenmesinden sorumlu tutulan ve ağır çıkar çatışmasına yol açmakla suçlanan Standard and Poors, Moody’s ve Fitch adlı reyting şirketleri devletlerin kredibilitesini hesaplıyor ve risk durumlarına göre kredi notu dağıtıyor.
Ancak kendilerini bağımsız ve yanılmaz sayan bu kuruluşların hiçbiri Lehman Brothers’in iflas edeceğini kestirememişti. Gayrı menkul krizine yol açan ikinci ve üçüncü sınıf ipotek senetlerine de reyting ajansları tarafından sağlam raporu verilmişti.
Piyasa aktörleriyle devletlerin kredi itibarını kontrol edip not dağıtan kontrolörleri kimin kontrol ettiği sorusunu Baader Bankası’nın hisse senedi analiz uzmanı Robert Halver, “Maalesef çok ender denetleniyor. Aslında tamamen ayrı olmaları gerekir. Yüzde yüz egemen ve bağımsız olmaları beklenir. Ama sanırım bu erişilmesi güç bir hedef” şeklinde yanıtlıyor.
Hauck und Aufhaeuser bankasının hisse senedi ticaretini yöneten Fidel Hemler reyting ajanslarının hiç de sanıldığı kadar yeterlilik avantajına sahip olmadıklarını belirtiyor. Hemler, “Reyting kuruluşlarında oturan birkaç kişinin piyasayı, özel bankalarda çalışan onlarca analiz uzmanından daha iyi tanıdıklarını sanmıyorum” diyor.
Devletler yine de güveniyor
Ama yine de devletler ve özel şirketler üç büyük reyting kuruluşunun tavsiyelerine güveniyor. Çünkü kredi ticaretinde faizler kredi notuna göre belirleniyor. Ödeme kabiliyetine kötü not verilmesi devlet bütçelerinde milyarlarca dolarlık oynamaya yol açabiliyor. Kredi derecelendirme notu pek iyi yerine geçen AAA ile sıfır not anlamına gelen D arasında değişiyor. Devletler, kredi notu değerlendirmesi için para ödemiyor. Reyting kuruluşları başka işlerle para kazanıyor ve bunu da bağımsızlıklarının referansı olarak tanıtıyorlar.
Analiz uzmanı Robert Halver şunları söylüyor: “Reyting kuruluşları emekli sandıklarına, sigortalara ve bankalara hazırladıkları analiz ve raporlarla para kazanıyorlar. Yabancı devletlerin hazine bonolarına para yatırmak isteyen kurumsal yatırımcı reyting şirketlerinin risk değerlendirmesindeki beceri ve tecrübesine güveniyor. Bankalar da kredi faizlerine, bağımsız reyting kuruluşlarını kaynak gösteriyor.”
ABD’ye öncelik mi veriliyor?
Avrupa ülkelerinde reyting dünyasındaki üç büyüğün ABD’nin ekonomik çıkarlarına öncelik verdiği izlenimi hakim. Nitekim, ABD’nin muazzam bir borç problemi olmasına rağmen kredi notu pek iyinin altına hiç düşmüyor.
Çözümün üç büyüklere denk bir Avrupa kredi derecelendirme kuruluşunda aranması gerektiğini belirten Robert Halver, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Avrupa Merkez Bankası’na ya da Avrupa Birliği Komisyonu’na bağlanmaması şartıyla bu yanlış bir adım olmaz. Aksi takdirde Avrupa reyting kuruluşu, derecelendirmede insaflı olması için baskıya maruz kalabilir. Bina meydan verilmemelidir.”
© Deutsche Welle Türkçe
Stephan Wolff, Çeviri: Ahmet Günaltay
Editör: Hülya Köylü