1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB'de boşanma karmaşası

Anke Hagedorn (DW Brüksel)6 Ağustos 2008

Avrupa Birliği, üye ülkeler arasındaki boşanma hukukunu eşitlemeyi, medeni hukuk alanında yaşanan sorunları böylece ortadan kaldırmayı hedefliyor. Bu yönde şimdiye kadar yürütülen çabalar sonuçsuz kaldı

Boşanma aşamasında karşılaşılan hukuki güçlükler ilişkiyi daha da yıpratıyor
Boşanma aşamasında karşılaşılan hukuki güçlükler ilişkiyi daha da yıpratıyorFotoğraf: Bilderbox

Somut örneğimizdeki kadın Fransız, erkek ise İngiliz. Çift uzun yıllardan beri İtalya'da yaşıyor. Erkek, kendisini aldatan eşinden boşanmak üzere İtalya'da dava açıyor. Peki ama bu durumda kadının vatandaşı olduğu Fransa'nın mı yoksa erkeğin vatandaşı olduğu İngiltere'nin mi kuralları geçerli olacak? Yoksa bütün bunların dışında dava İtalya'da yargıya intikal ettiği için İtalyan boşanma kanunları mı baz alınacak? Aldatma, İngiliz, Fransız ve İtalyan medeni hukukunda boşanma için sebep teşkil ediyor mu etmiyor mu?

Avrupa Birliği, mutlu biçimde hayatını birleştiren çiftlerin boşanma aşamasında durumlarının arap saçına dönmesini engellemek için atılımlar yaptıysa da şimdiye kadar başarı sağlanamadı. Üye ülkelerin boşanma konusundaki yasal düzenlemeri halen birbirinden çok farklı.

Belçika medeni kanununda reform yaptı

Brüksel'de avukat olarak çalışan ve aile hukuku konusunda uzman olan Mark van Roy, Belçika'nın geçen yıl yaptığı reformlarla boşanma hukukunu yenilediğini belirtiyor. Van Roy, reform sürecine kadar boşanma davalarında iki sebebin geçerli sayıldığını, bunlardan birincisinin eşlerden birinin hatalı davranışı olarak tanımlanan suç prensibi olduğunu ve buna aldatmanın örnek verilebileceğini söylüyor. Diğer sebebin ise çiftin son iki yılı ayrı geçirdiğini kanıtlaması olduğunu, bunun reform paketi ile 1 yıla indirildiğini anlatıyor. Suç prensibi boşanma kanununda kaldı ise, nafakaya etkisi kalamış. Bir de boşanma isteği mahkemede iki kez dile getirilirse ayrılık için sebep teşkil edebiliyor.

Suç prensibi olarak adlandırılan madde kaldıysa da nafaka konusunda belirleyici olmaktan çıkmış. Yani bir kadın eşini aldatmış olsa bile, ihtiyacı olduğunu kanıtlar ise aldattığı için suçlu taraf sayılsa bile nafaka hakkı doğabiliyor.

Göçmenlerin boşanması daha da karmaşıkFotoğraf: AP

Basit görünen bu düzenleme göçmenlerde karmaşık hale geliyor. Göçmenlerde örneğin çiftin son ikamet ettiği yer Belçika topraklarında ise normalde olay Belçika mahkemesine intikal ediyor. Göçmenler, mahkemenin anavatanlarında görülmesini talep edebilir, ancak boşanma davasının anavatanda açılması için hem kadının hem de erkeğin rızasını bildirmesi gerekiyor.


Yani Belçika'da oturan Belçikalı-Alman bir çift, boşanma davasının başka bir ülkede görülmesini talep etmediği sürece normal koşullarda dava bir Belçika mahkemesinde görülüyor.

Belçika- Almanya örneğinde farkların büyük olmadığı görülse de diğer Avrupa Birliği ülkelerinde işleyiş karmaşık olabiliyor. kimi ülkelerde ilk adımı atanın dileği boşanmanın seyrini ve yerini belirleyebiliyor. Polonya ile İsveç'in boşanma kanunları arasında örneğin uçurumlar var. Polonya'da aldatma boşanma sebebi sayıldığı gibi, aldatan kişi nafaka talebinde bulunamıyor.

Avrupa Birliği adalet bakanlarının çabaları sonuçsuz

Avrupa Birliği adalet bakanlarının, boşanma kanunlarını eşitlemek ve temel bazı prensipler üzerinde anlaşmak için iki hafta önce Brüksel'de yaptıkları zirve sonuçsuz kaldı. Hukukçu Mark van Roy, bütün üye ülkelerde aynı kanunların geçerli olmasının işlerini kolaylaştıracağını söylüyor. Van Roy, bir çok ülkede yasal düzenlemelerin onlarca yılda oluştuğuna dikkat çekiyor ve ortak bir medeni kanunu benimsemenin ve bütün üye ülkelerde uygulamaya geçirilmesinin de yıllar alacağını belirtiyor. Tecrübeli hukukçu, medeni hukuktaki değişikliklerin halk tarafından benimsenmesinin de uzun süre alacağı görüşünde.