Avrupa’ya göç etme planı olanlar kesinlikle İsveç’e gitmeli. Çünkü göçmenlerin topluma entegre olma şansı diğer ülkeler nazaran çok daha yüksek. En azından Avrupa Birliği’nin desteklediği araştırmanın sonucu buna işaret ediyor. Bir düşünce kuruluşu olan “Göç Politikası Grubu”, İngiliz Kültür ve neredeyse yirmi kadar organizasyonun katılımı ile gerçekleştirilen araştırmada 25 Avrupa Birliği üye ülkesinin, İsviçre’nin, Norveç’in ve de Kanada’nın entegrasyon politikaları karşılaştırıldı. Ancak en yeni üye olan Bulgaristan ve Romanya bu çalışmanın bir parçası değildi. Petra Lambeck’in haberi:

Araştırmaya katılan ülkelere, aynen okullarda olduğu gibi notlar verildi. Alınabilecek en yüksek not 100 iken, İsveç 88’e ulaşabildi. Onu hemen 79 puan ile Portekiz takip etti. Listenin en altında ise, 30 puanla Letonya yer aldı. Her ülke için birer rapor hazırlandı ve ülkenin hangi alanlarda daha başarılı olduğu, hangilerinde ise, yetersiz kaldığı ele alındı.

Kriter arayışı

Göç Politikaları Grubu’nun Başkanı Jan Niessen, hedefin, entegrasyon politikası alanında ülkelerin karşılaştırılması olduğunu söyledi: “Avrupa Birliği üye ülkeleri her geçen gün entegrasyon konusunda daha fazla işbirliğine gidiyor. Burada ortaya çıkan soru ise şu: Ülkeler birbirlerinden birşeyler öğrenebilir mi? Kendi durumlarını karşılaştırabilirler mi? Eğer evet ise, kriterler nelerdir? Bizim amacımız ise, bu işbirliğine katkıda bulunmak. Diyoruz ki, belirlenen kriterlere bakın, karşılaştırmanızı yapın sonra da ‘kendi durumumu iyileştirmek için ne yapmam gerekiyor?’ sorusunu sorun.”

Politikaları karşılaştırma cesareti

Göçmenler ve entegrasyon için önemli olan altı temel alan belirlendi. Bunların arasında iş piyasası, seçim hakkı ve vatandaşlık hakkı yer alıyor. İsveç tüm bu alanlarda ilerideyken, Fransa, Lüksemburg ve İrlanda ile birlikte, Almanya orta seviyede yer alıyor. Ancak bu araştırma göçmenler için bir tavsiye niteliğini taşımıyor. Jan Niessen’a göre anahtar deyim: ‘nerede daha iyi yaşanırdan’ ziyade ‘ülkelere nasıl yardımcı olunabilir?’

Jan Niessen şunları söylüyor: “Avrupa Birliği ülkeleri uyguladıkları politikaları karşılaştırma cesaretini gösterebilmeli ve ortak prensiplere bağlı olmalı. Mesela, biz ayrımcılık yapmıyoruz dediklerinde, belirlenen prensiplere bakılmalı. Biz bir çeşit ayna yarattık ve üye ülkelerin bu aynaya bakmalarına yardımcı oluyoruz.”

İsveç’in başarı kriterleri

Bu durum da aslında, Avrupa Birliği üye ülkelerinin şu an olduğundan çok daha iyi durumda olabileceklerini gösteriyor. Her ne kadar genel tablo çok da iç açıcı olmasa da bazı ülkelerin entegrasyon politikası diğerlerine nazaran çok daha iyi. Örneğin, İsveç’te bir yıllık oturma izni alan kişi hemen hemen her türlü işte çalışabiliyor, hatta kendi işini bile kurabiliyor. Yani bir Avrupa Birliği vatandaşı muamelesi görüyor. Ayrıca üç yıldır İsveç’te yaşayan bir göçmen bölgesel ve yerel seçimlere katılabiliyor. Araştırmada en üstlerde yer alan diğer ülkeler ise, Norveç ve Finlandiya.

Cem Özdemir’in değerlendirmesi

Avrupa Parlamentosu Milletvekili Cem Özdemir sonuçları şöyle yorumluyor: “Bu aslında, ilginç bir şekilde tüm partileri kapsayan pragmatik yaklaşım ile alakalı. Örneğin İsveç’te hükümet değişti fakat entegrasyon politikasının temeli değişmedi. Sanırım, entegrasyonun başarılı bir geçmişe sahip olmasının gizli formülü bu. Bizim işimize ne yarıyor, onların işine ne yarıyor ve bu ikisini nasıl bir araya getirebiliriz? Almanya’da ise, entegrasyon politikası tartışıldığında, bilim ya da ilgili verilerden ziyade ideoloji üzerine tartışılıyor.”

Avusturya’daki ayrımcılık

Araştırmanın son sıralarında ise, Kıbrıs, Letonya ve Avusturya yer alıyor. Özellikle konu uzun dönemli oturma izni ya da iş piyasasına giriş olduğunda Avusturya ayrımcılıkla mücadele konusunda başarısız bir ülke olarak ön plana çıkıyor. Araştırmanın ikincisinin ise, 2009 yılında yayınlanması planlanıyor. Amaç, ülkelerin hangi alanlarda kendilerini geliştirdiklerini saptamak. Ayrıca ikinci araştırmaya, bu sefer dahil edilmeyen eğitim gibi diğer alanların da eklenmesi hedefleniyor.