AB'den Türkiye'ye sığınmacılar için 1 milyar euro ek fon
17 Aralık 2024Avrupa Birliği (AB) Komisyonu başkanlığında ikinci dönemine başlayan Ursula von der Leyen'in Ankara ziyaretinin ana gündem maddelerinden biri Suriye'deki son gelişmeler ile mültecilerin durumu oldu. AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, AB'nin Türkiye'ye bu yıl için ek 1 milyar euro daha sağlayacağı açıkladı.
Ursula von der Leyen günü birlik ziyaretinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. İki liderin baş başa görüşmesinin ardından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın da katıldığı heyetler arası görüşmeler yapıldı.
AB Komisyonu Başkanı olarak 18 Temmuz'da yeniden seçilen von der Leyen'in ziyareti yeni döneminde yaptığı ilk Ankara ziyareti olması açısından önem taşıyordu.
Türkiye'nin önemi gerek milyonlarca sığınmacıya ev sahipliği yapması gerekse Suriye'de radikal İslamcı Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ile kurduğu yakın irtibat nedeniyle AB için artarken, iki liderin ortak basın açıklamasında verdikleri mesajlar ağırlıklı olarak Suriye ile ilgili oldu.
Sığınmacılar için ek fon
Von der Leyen basın toplantısında Suriyeli sığınmacılarla ilgili AB'nin tutumunu açıklarken, Türkiye'deki sığınmacılar için ek 1 milyar euro daha sağlayacaklarını duyurdu.
Türkiye'nin göç yönetimi konusunda Doğu Akdeniz'de kilit bir ortakları olduğunu söyleyen von der Leyen, ek 1 milyar euro mültecilerin sağlık koşullarını düzeltmek ile eğitim çalışmalarını desteklemek için kullanılabileceğini kaydetti.
AB, Birlik ülkelerinde son dönemde aşırı sağ partilerin güçlenmesinin sebepleri arasında gösterilen sığınmacı sorunu nedeniyle, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleriyle iş birliğini artırma yoluna gidiyor. Bu ülkelerin sınırlarında daha sıkı önlemler almaları için çeşitli anlaşmalara imza atan Birlik geçen yıl Tunus ve Mısır ile yaptığı anlaşmanın bir benzerini yakında Ürdün ve Fas ile imzalamayı öngörüyor.
Suriye'de Beşar Esad yönetiminin beklenenden çabuk düşmesinin ardından HTŞ lideri Ebu Muhammed el Colani ile temasa geçen AB ülkeleri istikrarın sağlanamamasından ve bu nedenle yeni Suriyeli sığınmacıların sınırlarına gelmesinden dolayı endişeli. Bu çerçevede Suriye'ye sınırdaş ülkelerin olası bir yeni göç dalgasında sınır kontrollerini sağlamaları Brüksel için büyük önem taşıyor.
Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas Pazartesi günü yaptığı açıklamada AB'nin Şam'a üst düzey diplomatik heyet gönderdiğini duyurmuştu.
Terör tehdidi vurgusu
Ortak basın açıklamasında Erdoğan Suriye'nin geleceğinde "YPG ve IŞİD gibi terör örgütlerine" yer olmayacağı vurgusu yaparken, Leyen ise IŞİD tehlikesine dikkat çekti.
Erdoğan, "Suriye'nin egemenliği ile toprak bütünlüğünün korunması başta olmak üzere katılımcı bir idarenin tesisi" konusunda von der Leyen ile hemfikir olduklarını söyleyerek, Suriye'de yaklaşık 1 milyon insanın öldüğünü, nüfusunun yarısının yerlerinden edildiğini hatırlatarak, Suriye halkının bu ağır yükün altından tek başına kalkmasının mümkün olmadığını kaydetti.
AB'yi ve uluslararası toplumu Suriye'nin inşa ve imar çabalarına destek olmaya çağıran Erdoğan, Türkiye'nin Suriyeli kardeşlerinin yanında olmaya devam edeceğini ifade ederek şöyle konuştu:
"Tabii bu süreçte ülkenin terör yuvası olmaktan çıkarılması gerekiyor. Gerek DAEŞ gerekse PKK ve uzantılarıyla mücadele görüşmemizde ele aldığımız hususların başında geldi. Türkiye her iki terör örgütünü sahada bozguna uğratan tek ülkedir. Yegâne NATO müttefikidir. Bu örgütlerin palazlanmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Bölgemizin geleceğinde ne DAEŞ'e ne PKK ve türevlerine yer yoktur."
Von der Leyen ise açıklamasında Esad rejiminin yıkılışının Suriye halkına yeni bir ümit vaat ederken, bunun getirdiği bazı riskler de olduğunu söyleyerek, sahada kırılgan ve değişken bir durum bulunduğunu, Suriye halkının toprak bütünlüğü ve egemenliğinin korunduğu barışçıl bir geçiş dönemine ihtiyacı olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin Suriye'ye istikrar gelmesi ile ilgili rolünün önemli olacağını söyleyen von der Leyen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Teröristler ile ilgili ise çok dikkatli olmalıyız. Özellikle de doğu Suriye'de DAEŞ'in yeniden canlanma riski var. Bunun olmasına izin veremeyiz. Türkiye'nin de meşru güvenlik endişelerine mutlaka cevap verilmesi gerekiyor ve bunların karşılanması gerekiyor. Aynı zamanda tüm Suriyelilerin bütün azınlıklar dahil olmak üzere güvende olmasını da sağlamak gerekiyor."
Suriye'deki çeşitliliğin, azınlıkların ve siyasi birliğin önemine de işaret eden von der Leyen, AB olarak atacakları adımlardan bahsetti. En üst seviyedeki diplomatlarının Şam'a döneceğini belirten von der Leyen, Suriye'nin bir an önce ayağa kalkması, elektrik, su ve altyapı gibi hizmetlerin sağlanması için çalışmaları artıracaklarını, insani yardımı bu yıl için 160 milyon euroya çıkardıklarını kaydetti.
Von der Leyen bunları yaparken aynı zamanda yaptırımların kaldırılmasından da bahsetmek gerektiğini belirterek, "Ancak tabii ki gerçek anlamda barışçıl bir geçiş dönemi yaşanırsa bu mümkün olabilecek" notunu da düştü.
Üyelik müzakerelerinin başladığı gün 17 Aralık
Von der Leyen'in ziyaretinin zamanlaması AB'nin Türkiye ile tam üyelik müzakerelerini başlatmasının 20'nci yıldönümünde gerçekleşmesi açısından da dikkat çekici oldu.
17 Aralık 2004 tarihindeki Brüksel Zirvesi'nde Türkiye'nin siyasi kriterleri yeteri ölçüde karşıladığı belirtilerek AB ile üyelik müzakerelerine başlanması kararı alınmıştı. Müzakerelere ise 3 Ekim 2005’te başlanmıştı.
Ortak basın açıklamasında Erdoğan AB ve üye ülkelerle temasların arttığı bir yılı geride bıraktıklarını söyleyerek, "AB üyeliği Türkiye için stratejik hedef olmayı sürdürüyor. Üyeliğimizin ülkemize olduğu kadar, birliğe de önemli katkılar yapacağı açıktır. Son gelişmeler Türkiye'nin kilit ülke konumunu daha da perçinlemiştir" dedi.
Von der Leyen ile görüşmelerin "öncelikli gündemini" ilişkileri canlandırmak için atılabilecek ortak adımlar olarak belirten Erdoğan, Ankara'nın uzun zamandır Brüksel'e yinelediği beklentileri ise şöyle sıraladı:
"Türkiye'nin üyelik perspektifini güçlendirecek yeni bir vizyon ortaya koymalarını beklediğimizi kendilerine ilettim. Ortak çıkarlarımızın bazı üyelerin kısır gündemlerine esir edilmemesi gerektiğini bir kez daha vurguladım. Türkiye ve AB arasında her zamankinden daha güçlü ve kurumsallaşmış bir ilişkiye ihtiyaç var. Aday ülke olarak biz bu iradeye sahibiz."
Erdoğan, iki gün sonra yapılacak olan zirvede "ilişkilerdeki tüm kısıtlamaları kaldıracak, askıya alınan yüksek düzeyli diyalogları canlandıracak, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi beklentilerine yanıt verecek ve vize serbestisi sağlanana dek vize süreçlerini hızlandıracak kararlar" alınmasını umduğunu da sözlerine ekledi.
Von der Leyen ise Türkiye-AB ilişkileri "karmaşık olduğu kadar da zengin bir ilişki" olarak tanımlayarak şöyle konuştu:
"Ancak net bir şey var. İleriye doğru devam eden bir ilişki. Bu nedenle ikinci görev süremin başında ziyaretlerimin ilkini Ankara'ya yapıyorum."
Avrupa Birliği Yatırım Bankası'nın Türkiye'de yeniden devreye girmesi için çalışmaları başlatacakları vaadi veren von der Leyen, Gümrük Birliği müzakerelerini başlatmayı umduklarını da söyledi.