Avrupa Birliği Konsey Dönem Başkanı İsveç, İran'da 12 Haziran’da yapılan tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından gözaltına alınan kişilerin yargılandıkları son duruşmaları sert bir dille eleştirdi. AB Dönem Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, herhangi bir Avrupa Birliği ülkesi vatandaşına ya da büyükelçiliğine karşı yapılanların, tüm birliğe yapılmış kabul edileceği kaydedildi.

Batılı insan hakları örgütleri de davaların “göstermelik” olduğunu savunurken, Fransa ve İngiltere’de davaları eleştirdi. Sayıları 100'ü bulan sanıklar arasında Tahran'daki Fransız ve İngiliz Büyükelçilik çalışanları ve Fransa vatandaşı bir öğretmen de bulunuyor.

Yabancı güçler adına mı çalışıyorlar?

Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında gözaltına alınan reformcu siyasiler, muhalifler ve yönetim karşıtı protestocular hakkında görülen toplu davada sanık sandalyesinde oturan İngiliz ve Fransız Büyükelçilik çalışanları, İran aleyhine casusluk yapmakla suçlanıyor. Ayrıca rejim karşıtlığı için halkı kışkırtmak ve yabancı güçlerin desteğiyle siyasi iradeyi devirmeye teşebbüs de haklarındaki suçlamalar arasında yer alıyor.

Duruşmaları takip eden siyasi gözlemciler, mahkemede sanıklara ait olduğu öne sürülen itirafların da işkence altında alınmış olabileceğini belirtiyor. Cumartesi günü Tahran'da başlanan duruşmalar, İran’da 30 yıl önceki İslam Devrimi’nden sonra görülen en kapsamlı toplu yargılamalar.

1 Temmuz’da Tahran havalimanında gözaltına alınan Fransa vatandaşı Clotilde Reiss de hâkim karşısına çıkarıldı. Reiss İsfahan Üniversitesi’nde Fransızca okutmanlık yapıyordu.

İran resmi haber ajansı IRNA’nın haberine göre, Reis, seçimler sonrası düzenlenen protesto eylemlerine “meraktan” katıldığını ve pişmanlık duyduğunu ifade ederek affedilmesini istedi.

Habere göre 24 yaşındaki Reiss ayrıca Fransız Büyükelçiliğine protestolarla ilgili “yanlı” haber geçtiğini de itiraf etti. Fransa ise kendilerine yönelik casusluk iddialarını geri çevirdi.

MK/MÇ, AFP/AP/RTR