1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB’nin gözü seçimlerde

Duygu Leloğlu/Brüksel17 Temmuz 2007

Seçim sürecini yakından takip eden Brüksel, Türkiye'deki 22 Temmuz genel seçimlerini, daha çok ülkenin AB ile ilişkileri kapsamında önemsiyor. Umulan ise AB yanlısı olan bir iktidarın iş başına gelmesi.

Avrupalı parlamenterler Türkiye'de reform sürecinin devam etmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Avrupalı parlamenterler Türkiye'de reform sürecinin devam etmesi gerektiğinin altını çiziyor.Fotoğraf: AP

Türkiye'de genel seçimler yaklaştıkça, AB'deki gözler de ülkedeki gelişmelere yönelmeye başladı. Avrupa Parlamentosu'nun yaz öncesi son toplantılarından biri olan Dışişleri Komisyonu'na üye parlamenterler Türkiye konusundaki görüşlerini dile getirdi.

Avrupa Parlamentosu'nun Sosyalist Grup Başkan Yardımcısı Jan Marinus Wiersma, AKP’nin seçim sonrasında tek başına iktidar olmasının, hem Türkiye hem de ülkenin AB ile olan ilişkileri açısından olumlu olacağı görüşünde.

Wiersma’ya göre “CHP ve AKP'nin birlikte hükümet kurması zor görünüyor. Ama tabii mümkün de olabilir. Ama ben Türkiye'de koalisyon hükümetinin, AB ile ilişkilerin geleceğini zorlaştıracağı görüşündeyim. Türkiye'yi ileri doğru götürmekte zorlanır. Bu nedenle bizim için AB ile ilişkişleri ileri götürecek, AB yanlısı bir hükümetin olmasını diliyoruz. Koalisyon hükümeti ise bu gelişmeyi yavaşlatır, mesela ordu gibi farklı grupların, milliyetçi eğilimlerin çıkarlarını da gözetmek zorunda kalır. İşte bu nedenle ben kişisel olarak AKP'nin tek başına ülkeyi yönetmeye devam etmesinin Türkiye açısından, reform süreci ve müzakerelerin geleceği açısından iyi olacağını düşünüyorum. Başka bir hükümet ise Kıbrıs konusunda, Kürt sorunu konularında açılımlar yapamaz“.

“Klasik Kemalizm’e meydan okuma“

Parlamento'nun Demokrat Liberaller grubundan, İngiliz parlamenter Andrew Duff, Türkiye'de modernleşmek için Kemalist ideolojinin dönüşüme uğraması gerektiği düşünüyor: “Bence çok heyecanlı bir seçim kampanyası. Türkiye'nin çözmesi gereken bir çok sorun, kampanyanın konuları arasında yer alıyor ve tartışılıyor. Fay hattı ise laikler ve diğerleri arasında yer alıyor. Bütün diğerleri! Yani AKP ve diğerleri. Seçimlerden sonra, klasik Kemalizm’e karşı nihai ve tarihi bir meydan okumaya tanık olacağız. Bu Türkiye açısından iyi bir gelişmedir.”

22 Temmuz'dan hemen sonra Türkiye'nin nabzını tutmak için İstanbul'a hareket edecek olan Duff, seçimlerde kimi desteklediğini söylememekle birlikte, AB yanlısı bir hükümetin iş başına gelmesini umuyor. Duff, “Türkiye'de Anayasal reformlarını, AB'ye üyelik müzakereleri ile birleştirebilecek bir hükümetin kurulmasını umuyorum. Demir paranın iki yüzü vardır. Bu ikisini birbiriyle bağlantılı olarak görmek lazım. Türkiye'nin AB'nin güvenilir bir ortağı olması için modernleşmesi gerekiyor.”

Parlamento'nun yeni üyelerinden Türk kökenli Bulgar parlamenter Metin Kazak da iktidar olacak partinin, Türkiye'nin çoğunluğunun isteğine uyarak AB ile ilişkileri önemesini diliyor: “Eğer bu yolda devam ederlerse, bence Türkiye'deki her parti AB ile ilişkilere yardımcı olur. Çünkü AB üyeliği Tükiye için stratejik bir seçim. AB'de Türkiye'nin yeri vardır. Türk halkının çoğunluğu AB'ye girmek istiyor. O yüzden umarım her parti bu isteğe saygı duyar.”

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik