‘AB’nin hayaleti biz miyiz?’
27 Haziran 2012Kıbrıs Cumhuriyeti, 1 Temmuz’da AB Dönem Başkanlığı’nı devralmaya hazırlanırken, çözümsüzlük nedeniyle yıllardır izolasyon altında yaşayan Kıbrıs Türkleri, ilginç bir gösteri düzenledi.
Kendilerini, “AB'nin görünmeyen yurttaşları” olarak nitelendiren göstericiler, hayalet kılığına girip, maskeler takarak, Brüksel caddelerinde yürüdü, AB kurumları önünde eylem yaptı. Kıbrıs’tan protesto için iki uçakla Brüksel’e gelen sivil toplum, üniversite ve iş dünyası temsilcileri, ilk olarak Avrupa Parlamentosu önündeki Luxembourg Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Bu sırada bazı Avrupa milletvekilleri protestocuların yanına gelerek onları dinledi.
Ulusal Birlik Partisi Lefkoşa milletvekili Hasan Taçoy, gösteriyle seslerini Avrupa’da duyurmak istediklerini belirterek, gördükleri ilgiden memnun olduklarını söyledi. DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Taçoy, “Kıbrıs Türk’ünün görünmez olmadığını, orada olduğunu göstermek istedik. Aralarında AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Helene Flautre’nin de olduğu Avrupa milletvekilleri eylemcileri ziyaret etti, destek verdi. Bunlar çok olumlu şeyler” dedi.
8 yıldır süren hayal kırıklığı
Kıbrıs sorununa çözüm bulunması ve adanın birleşik bir şekilde AB'ye üye olabilmesi için yürütülen çabalar 2004 yılında başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Uluslararası toplumun desteğine sahip olan Annan Planı, 24 Nisan 2004’te yapılan referandumlarda, Kıbrıs Türk tarafında yüzde 65’lik evet oyuyla kabul edilmiş, Kıbrıs Rum tarafında ise yüzde 76 ile reddedilmişti. Çözüm bulunamamasına rağmen, Rumların yönetimindeki Kıbrıs Cumhuriyeti tüm adayı temsilen 1 Mayıs 2004’te AB’ye tam üye olmuştu. AB Konseyi, Kıbrıs Türklerinin izolasyonuna son verme taahhüdünde bulunmuştu.
Brüksel’de düzenlenen gösteriye katılan Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Günay Çerkez, aradan geçen 8 yılda, izolasyonlara son verecek kapsamlı adımlar atılamadığını belirterek, AB’den daha fazla destek beklediklerini söyledi.
DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Çerkez, “Kıbrıs’ın kuzeyi de AB toprağı olmasına rağmen, bizlerin de AB vatandaşı olmamıza rağmen, doğrudan ticaret yapamıyoruz, Avrupa Birliği kurumlarında temsil edilemiyoruz. Serbest seyahat yok. İzolasyonlar, ambargolar hâlâ devam etmektedir” dedi. Çözümsüzlüğün Kuzey Kıbrıs ekonomisine, toplumsal yaşama ağır darbe vurduğunu söyleyen Çerkez şunları dile getirdi: “Düşünebilir misiniz, bir AB toprağında yaşayan bir Avrupalı, ürettiği bir ürünün ticaretini, diğer AB üyeleriyle direk olarak yapamıyor. Satamıyor. İşte biz sesimizi duyurmak için, bizim Kuzey’de hayalet olmadığımızı, var olduğumuzu Avrupa’nın dikkatine getirmek için bu eylemi yapıyoruz. AB vatandaşı olarak hakkımızı aramak, sesimizi duyurmak istiyoruz. 1 Temmuz’da bir ironi yaşanacak. Bölünmüş bir üye ülke, birleşmiş bir AB’nin Dönem Başkanı olacak. “
Van Rompuy'a mektupla çağrı
Aralarında Kıbrıs Türk Ticaret, Sanayi, Esnaf ve Zanaatkârlar Odaları, işadamları, spor federasyonları, üniversitelilerin de bulunduğu yaklaşık 400 kişilik grup, gösterilerini Avrupa Parlamentosu’nun ardından, Avrupa Birliği Komisyonu ve Konsey binalarının bulunduğu Schuman Meydanı’nda sürdürdü.
Ardından grup adına temsilciler, AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy’a hitaben yazılmış mektubu teslim etti. Mektupta, Kıbrıs Türklerini görmezden gelmeyerek onlara sahip çıkmanın, Kıbrıs’ta barış ve çözümü katkıda bulunmanın, AB’nin “tarihsel sorumluluğu” olduğu vurgulandı. AB’den, BM çerçevesinde süren barış görüşmeleri için daha fazla ağırlığını koyması istendi.
Göstericiler eylemleri boyunca, “Avrupa’nın unutulmuş yurttaşları, Kıbrıs Türkleri”, “Bize hayaletmişiz gibi davranmayın”, “Ambargolar son bulsun”, “Kıbrıs’ın diğer yarısı” başlıklı pankartlar taşıdı.
© Deutsche Welle Türkçe
Ayhan Şimşek / Brüksel
Editör: Başak Sezen