1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB’nin Kıbrıs ikilemi

21 Ocak 2013

Avrupa ülkeleri zordaki Kıbrıs’ı kurtaracak adımları atma konusunda kararsız. Kıbrıs’a mali yardıma karşı olanlar, kara para aklama suçlamasının yanı sıra, ekonomik ve hukuki gerekçeler öne sürüyor.

Fotoğraf: picture-alliance/dpa

800 bin nüfuslu Kıbrıs’ın Gayrı Safi Yurtiçi Hâsılası (GSYH) 18 milyar euroyu ancak buluyor. Rum kesiminin milli geliri Euro Bölgesi’nde üretilen mal ve hizmet toplamının binde on beşi ediyor.

Fotoğraf: dapd

Ortaklarının bu mini devleti kaşla göz arasında kurtarabileceğini söylemek mümkün. Kurtarma operasyonunun maliyeti 17 milyar euroyu geçmez. Bu meblağ, Euro Bölgesi’nin Yunanistan’ın kurtarılması için gözden çıkardığı 240 milyar euronun yanında devede kulak kalıyor. Ancak göze az görünen sermaye ihtiyacı aynı zamanda Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ne kadar zor durumda olduğunu da gösteriyor. Çünkü küçük Kıbrıs’ın GSYH’sı 17 milyar euroyu geçmiyor. Kıbrıs’ın 17 milyarlık borcuna bir o kadar da kurtarmanın maliyeti bindiği takdirde ülkenin borç stoku milli gelirinin yüzde 180’ine fırlayacak ve Kıbrıs, Euro Bölgesi'nin borç rekortmeni olacak.

Kıbrıs'a eleştiriler

AB üyesi Kıbrıs, Yunanistan ile İrlanda karışımı bir durumda. Harap vaziyetteki bütçesi ve işlemeyen devlet kurumlarıyla Yunanistan’ı andırıyor. Finans branşındaki suni şişme ise İrlanda’nın en kötü günlerini bile gölgede bırakacak boyutlara vardı. Kıbrıs bankalarının toplam varlıkları milli gelirin dokuz katını buluyor.

Deutsche Bank analistlerinden Hicolaus Heinen, Kıbrıs finans piyasasını düzenleyen yasaların ezelden beri gevşek tutulduğuna dikkat çekiyor ve şunları kaydediyor:

“Avrupa Birliği’ndeki serbest sermaye dolaşımı Kıbrıs’a bol miktarda sermaye akmasına neden oldu. Elverişli sermaye akımı Kıbrıslılara kurumsal regülasyon ve reform zorunluluğunu unutturdu. Kıbrıs bu yüzden tehlikeli duruma geldi.”

Nasıl kurtarılacak?

Uluslararası Para Fonu, borç yükünün altından kalkılabilir pozisyonda kalması için Yunanistan’da olduğu gibi Kıbrıs’ın borçlarının da kısmen silinmesini öneriyor. Bu yatırımcının Kıbrıs’tan alacaklı olduğu paranın bir bölümünden feragat etmesi anlamına geliyor. Bir yıl önce Yunanistan istisna olarak kalacağını duyuran Euro Bölgesi, Kıbrıs’ın borçlarının makaslanmasını kesinlikle reddediyor.

Fotoğraf: dapd

Büyük ortaklar Kıbrıs’ın alacaklılarını ürkütüp kaçırmak istemiyorlar. Geriye de, vergi mükellefinin bir kriz ülkesini daha batmaktan kurtarması kalıyor. Bu noktada Euro Bölgesi ahlaki ikileme düşüyor. En düşük kurumlar vergisinin uygulandığı Kıbrıs, regülasyona da önem verilmediği için Rusların kara parası için yatırım cennetine dönüşmüştü. Alman dış istihbaratının tespitlerine göre, Kıbrıs bankalarının kasalarında 26 milyar dolar yatıyor. Almanya, yardım karşılığında, Kıbrıs’ın kara para aklamayla mücadele edeceğine dair somut taahhütte bulunmasını şart koşuyor.

Pazarlıklar uzuyor

Rum yönetimi ısrarla kara para aklamayla ilgilerinin olmadığını savunuyor. Aynı zamanda, başta özelleştirme olmak üzere reform yükümlülüklerini de reddediyor. Yardım isteyenle parayı verecek olanlar arasındaki pazarlığın uzaması bundan. İşin tuhaf yanı, Kıbrıs’ın kurtarılmak için hiç de acele etmemesi. Kıbrıs Merkez Bankası, Avrupa Merkez Bankası’ndan aldığı izinle para basarak devletin ve bankaların nakit ihtiyacını karşılayabiliyor.

Uzmanlara göre, Rum yönetimi pazarlığı lehine çevirebilmek için ayak sürüyor. Böylece Euro Bölgesi hem zayıf ortakları, hem de parasını kaybetmemek için her ne pahasına olursa olsun kriz ülkesinin kurtarılmasında direten yatırımcılar tarafından baskı altına alınmış oluyor.

Yatırımcıya ders olsun'

Kıbrıs’ın kurtarılmasına karşı olanlardan, ifo Enstitüsü Başkanı Profesör Werner Sinn ‘Kıbrıs kaderine terk edilsin ki, yatırımcı, hatalı yapılmış yatırımın para kaybettirebileceğini anlasın’ diyor.

ifo Enstitüsü Başkanı Profesör Werner SinnFotoğraf: ifo Institut

Ama bu tavsiyenin kulak ardı edilip Kıbrıs’ı kurtarmak için düğmeye basılacağına kesin gözüyle bakılıyor. Karar, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde devlet başkanlığı seçiminden sonra, mart ayında açıklanacak. Deutsche Bank uzmanı Nicolaus Heinen, Kıbrıs krizinin Almanya’nın başına hukuki sorun açabileceği uyarısında bulunuyor:

“Avrupa İstikrar Mekanizması ancak, bir üyenin sıkıntıya düşmesinin bütün Euro Bölgesi’ni tehdit etmesi durumunda devreye girebilir. Kıbrıs’ın bütün ortak para bölgesini tehlikeye düşürebileceği şüpheli. Bu nedenle, Euro’ya karşı olanların yeniden Alman Anayasa Mahkemesi’nin yolunu tutmaları mümkündür.”

© Deutsche Welle Türkçe

Danhong Zhang / Ahmet Günaltay

Editör: Ayhan Şimşek