1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB’nin yeni dönem başkanı Portekiz

Ajanslar30 Haziran 2007

21 yıllık Avrupa Birliği üyesi Portekiz, üçüncü kez AB dönem başkanlığını üstleniyor. Altı ay süreyle AB’nin liderliğini yapacak olan Lizbon yönetimi, bunun için 51 milyon euroluk bütçe ayırdı.

Portekiz Başbakanı Jose Socrates, Sosyalist Parti'nin de lideri.
Portekiz Başbakanı Jose Socrates, Sosyalist Parti'nin de lideri.Fotoğraf: dpa

Portekiz, altı aylık AB dönem başkanlığını Pazar günü itibarıyla Almanya'dan devralıyor. AB üyesi olduğu 1986 yılından bu yana 1992 ve 2000 yıllarında iki kez dönem başkanlığı yapan Portekiz, ülkenin kuzeyindeki Porto kentinde bulunan Müzik Evi’ndeki klasik müzik konseriyle üçüncü kez dönem başkanlığını resmen başlatıyor.

Dönem başkanlığının ilk toplantısı, Başbakan Jose Socrates ve AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso başkanlıklarında, Portekizli bakanları ve AB Komisyonu üyelerinin katılımıyla Porto'da yapılıyor. AB dönem başkanlığı boyunca yapılacak toplantılar için diplomat, siyasetçi ve gazeteci, yaklaşık 50 bin kişinin Portekiz'e gideceği tahmin ediliyor.

Portekiz, dönem başkanlığı için 51 milyon euro tutarında bütçe ayırırken, bunun 46 milyon eurosunun Dışişleri Bakanlığı bütçesinden karşılanacağı, ayrıca sekiz ana sponsorun bulunduğu bildirildi.

Sosyalist Socrates hükümetinin ülkede güvenliği sağlamak için güvenlik görevlisi sayısını da artıracağı, Lizbon'da 18-19 Ekim tarihlerinde yapılacak AB devlet ve hükümet başkanları toplantısında polis sayısının altı katına çıkarılacağı belirtildi.

AB anlaşması önceliklerden

Portekiz'in öncelikleri 'yeni AB anlaşması', 'Lizbon gündemi', 'güvenlik, özgürlük ve adalet' ile 'dış ilişkiler" başlıkları olarak sıralanıyor. Bu çerçevede Portekiz, AB anlaşmasının önündeki siyasi çıkmazın 2009'a kadar giderilmesi, Lizbon gündemi kapsamında küresel rekabetin olumsuz etkileri, 11 Eylül'den sonra artan güvenlik tehditleri ile başa çıkma ve AB'nin uluslararası platformda rolünün güçlendirilmesi konularında çalışacak.

ABD, komşu ülkeler ve üçüncü ülkelerle ilişkilere ağırlık verecek olan Portekiz, ayrıca Rusya, Çin, Hindistan, Brezilya, Ukrayna ve Afrika Birliği ile düzenleyeceği zirvelerle küresel ısınma, enerji ve yoksulluğa karşı önlemleri ele alacak.

23 Temmuz tarihinde yapılacak Hükümetler Arası Konferans’ta yeni AB anlaşması metninin tamamen şekillenmesi ve Ekim ayındaki toplantıda 27 AB ülkesinin liderlerinin bunu kabul etmesi bekleniyor.

Ayrıca Portekiz'in dönem başkanlığında 8-9 Aralık tarihlerinde AB-Afrika toplantısı yapılacak. 27 AB ülkesi ve 50 Afrika ülkesinden liderler bu toplantıya katılacak.

Türkiye’nin üyeliği zorlu konulardan

Genişleme süreci, dolayısıyla Türkiye ile müzakereler de Portekiz'in gündemindeki maddeler arasında yer alıyor. Portekiz'in AB Daimi Temsilcisi Alvaro de Mendoça E Moura, dönem başkanlıklarına ilişkin yaptığı açıklamada, bu süre içinde Türkiye'nin, en zorlu konulardan biri olacağını belirtti.

Türkiye ile müzakerelerin ilerlemesine verdikleri önemi dile getiren Moura, yeni fasıllarda müzakereleri başlatmayı sürdüreceklerini kaydetti. Moura, Kuzey Kıbrıs için hazırlanan Doğrudan Ticaret Tüzüğü'nün önlerine gelmesi durumunda ise şimdiye dek fayda sağlamadığı için açık diplomasi yürütmeyeceklerini ifade etti.

AB'nin, Türkiye'ye kapıyı kapatmaması ve verdiği sözleri tutması gerektiğini düşünen Portekiz, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Akdeniz Birliği önerisine sıcak bakmıyor.

Ankara Portekiz’den umutlu

Öte yandan Almanya'nın dönem başkanlığı sona ermeden üç faslın açılacağına ilişkin taahhütlerin yerine getirilmediğini düşünen Ankara, bu çerçevede Portekiz'in dönem başkanlığına iyimser bakıyor ve Portekiz'den AB sürecinde objektif davranmasını temenni ediyor.

Portekiz'in bir Akdeniz ülkesi olduğuna ve bu ülkeden Türkiye'nin AB sürecine ilişkin gelen olumlu mesajlara işaret eden kaynaklar, Portekiz'in altı ay sürecek dönem başkanlığından AB sürecine ilişkin işbirliği ve anlayış bekliyor.

Kaynaklar, Portekiz dönem başkanlığı sırasında Türkiye'ye ilave yeni engellerin çıkarılmaması, bu yöndeki çabalara izin verilmemesi ve müzakerelere ilişkin teknik sürecin ilerlemesi gerektiğinin altını çiziyor ve AB sürecinde Türkiye'nin önünün açık bırakılmasının önemine işaret ediyor.

Yılbaşına kadar geçecek dönemde yeni fasılların açılmasını da bekleyen Ankara, Almanya'nın dönem başkanlığında Fransa'nın çekinceleri nedeniyle açılamayan ‘ekonomik ve parasal politika’ faslının, Portekiz dönem başkanlığı sırasında açılmasında ısrarlı davranacak.

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik