1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
FelaketTürkiye

Adana: "Bakıyorsun şöyle, hayatı sorguluyorsun"

12 Şubat 2023

Depremin vurduğu Adana'da vatandaşlar hem korkudan hem de hasarlı binalardan dolayı evlerine giremiyor. Koca şehir sessizliğe gömülmüş durumda.

Fotoğraf: Murat Utku/DW

"Enkazda çalıştım, bak. Psikolojim bozuldu."

Adana Büyükşehir Belediyesi yazılı sarı yelek giymiş bir arama kurtarma gönüllüsü, simsiyah olmuş ellerini gösteriyor. Burası, Kahramanmaraş merkezli depremin vurduğu illerden Adana’nın Güzelyalı mahallesi. Belediye gönüllüsü ile akşam saatlerinde yıkılmak üzere olan bir binanın önünde karşılaşıyoruz.

Adana'da Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın 10 Şubat tarihli açıklamasına göre Kahramanmaraş  merkezli depremlerde 408 kişi hayatını kaybetti. Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Serdar Gül'ün DW Türkçe'ye verdiği bilgiye göre, Adana'da 11'i apartman olmak üzere 20 bina yıkıldı. Diğer kentlere kıyasla can kaybı az olsa da Adanalılar hem korkudan hem de hasarlı binalardan dolayı evlerine giremiyor. Şehirde ışığı yanan çok az daire var.

Fotoğraf: Murat Utku/DW

"İnsanlar ya köylerine ya yazlıklarına gitti"

90 kişinin yaşadığı, yalnızca 7’sinin enkazdan kurtarılabildiği 12 katlı Zeray Apartmanı önünde AFAD'ın kurduğu afet koordinasyon merkezindeyiz. Burası, Turgut Özal Bulvarı. Merkez önünde AFAD personeliyle çay içen Mesut bey, bulvarın Adana’nın en işlek ve en pahalı yerlerinden biri olduğunu anlatıyor. Burası şimdi sessizliğe gömülmüş durumda.

“Hasarlı bina çok. İnsanlar ya köylerine ya yazlıklarına ya da müstakil evi olan tanıdıklarının yanına gitti. Kimse eve giremiyor. Ben tek yaşıyorum, eve akşam gidiyorum mecbur. Benden zor durumda olanlar kalsın.”

Mesut bey, yorgun ve çaresiz gözüküyor. Arama kurtarma çalışmaları sırasında başında beklediği Zeray Apartmanı enkazına bakarak konuşmaya başlıyor.

"Cesetlerin çıkarılışını gördük. Bakıyorsun şöyle, hayatı sorguluyorsun."

Çukurova Yurt Mahallesi Kapalı Semt Pazarı’nda kurulmuş AFAD çadırları Fotoğraf: Murat Utku/DW

Koordinasyon merkezinin etrafında ateş başında ısınmaya çalışanlar var. Az ileride ise "Sosyete Pazarı" olarak bilinen Çukurova Yurt Mahallesi Kapalı Semt Pazarı’nda kurulmuş AFAD çadırları var. AFAD çadırlarının kurulduğu semt pazarı, battaniye, yastık, yemek, su gibi ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan insanlarla dolu. İhtiyaç listesini sıralayanların havadaki uğultusu ara sıra “Yolu açın, yolu açın” diye seslenen AFAD personelinin nidalarıyla bölünüyor. Personel, gelen desteklerle takviye yapmaya çalışıyor.

Yerlerde odunlar, ekmek dilimleri, dolu meyve suyu kutuları, boş su şişeleri var. Burada da ateş etrafında ısınmaya çalışan insanlar var. Çadır alanının girişinde "telefon şarj deposu" yazılı alanda bekleyenler akıllı telefonlarından haber takip etmeye ya da sevdikleriyle iletişim kurmaya çalışıyor.

Çadırların kurulduğu pazarın etrafında yakılan ateşler nedeniyle her yer duman altı. Çadırlar birbirlerine oldukça yakın, depremzedeler neredeyse iç içe konaklıyor. Çadır alanının hemen yanında "AHBAP Hijyen Aracı" göze çarpıyor. Burada yaklaşık 10 kişilik AHBAP ekibi depremzedelerle ilgileniyor.

Zeray Apartmanı karşısında kurulu AFAD Koordinasyon Merkezi’nin önünde AFAD personeliyle sohbet eden Hatice Metin'le karşılaşıyoruz. Adana’da en çok konuşulan konu, Hatay’daki yıkım.

"Hatay’da cenazelerimiz var, buraya getiremiyoruz."

Hatice hanım (sağda) ve annesi Hacer ŞenerFotoğraf: Murat Utku/DW

"Çocuklarımın arkadaşları öldü"

Hatice hanım, biri 6 aylık bebek olmak üzere beş akrabasını kaybetmiş. Annesi Hacer Şener de Antep Islahiye’de üç akrabasını yitirmiş.

"Dün defnettik hepsini. Altı günde zor çıkardılar. Tek parça çıkardılar, en büyük tesellimiz o…"

Dokuz yaşında ikiz erkek çocuk annesi Hatice hanım ve annesi Hacer hanım, yıkılan Zeray Apartmanı’nın karşısındaki binada oturuyor. Ancak onlar da şu an birinci katta bulunan evlerine girmekte tereddütlü. Otuz yıldır oturdukları binada ufak tefek çatlaklar olsa da hasarın boyutunu bilemiyorlar. Bu nedenle evlerine yürüme mesafesinde bulunan Zeynel Abidin Üçgül Camii'sinde kalıyorlar.

"Çocuklarımın arkadaşları öldü. Okul müdürümüz öldü."

Beraber bir haftadır ev belledikleri camiye gidiyoruz. Camide genç yaşlı çocuk onlarca insan var. Genç bir kız yanında “Carlos” adlı kedisiyle yer minderinde oturuyor. Carlos o kadar korkmuş ki kutusundan çıkamıyor.

Camiye sığınanlar sıcak bir yer bulabilmiş olsalar da yakın gelecekte ne yapacaklarını bilememenin huzursuzluğu gözlerinden okunuyor.

Hacer hanım, 67 yaşında. Kızı, torunları ve damadıyla camide kalıyor ancak sağlık sorunları nedeniyle uyumakta zorluk çekiyor.

"Bu sandalye benim yuvam olmuş. Kaç gündür burada oturuyor, uyumaya çalışıyor ama uyuyamıyorum. Nereye kadar böyle camilerde kalacağız?”

Kızı Hatice hanım bizi çocuklarıyla tanıştırıyor. Çocukların elinde biri sarı biri pembe iki balon var. Şehre yardım için gelen bir sivil toplum kuruluşu çocuklara balon dağıtmış. Burada arkadaş oldukları bir başka çocuk elinde telefon, az ötemizde onları bekliyor. İkizler, annelerinin tanıştırma faslının bittiğinden emin olduktan sonra yanımızdan ayrılmak üzere izin istiyorlar.

"Biz film çekmeye gidiyoruz."

Burcu Karakaş Çalışmaları insan hakları alanında yoğunlaşan İstanbul merkezli gazeteci.