1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Afşin-Elbistan A santrali havayı nasıl kirletiyor?

2 Eylül 2024

Afşin-Elbistan A Termik Santrali'nde kapasite artırımı için ÇED süreci devam ederken HRW'nin yeni raporuna göre bölgede kükürt dioksit ve partikül madde kirleticiler ciddi sağlık risklerine yol açacak boyutta.

Afşin-Elbistan termik santrali
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün raporuna göre Afşin-Elbistan santralinin yol açtığı hava kirliliği insan sağlığını tehdit edecek düzeydeFotoğraf: ANKA

Kahramanmaraş'ta bulunan Afşin-Elbistan kömürlü termik santralleri bilimsel araştırmalara göre ciddi sağlık risklerine yol açmasına rağmen santrallerden biri kapasite artışıyla gündemde.

Çelikler Holding tarafından işletilen Afşin-Elbistan A Termik Santrali'nin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu onaylanırsa santral, 688 megavatlık (MW) iki ünite daha eklenerek toplam 2043 MW'lik kurulu güce ulaşacak. 

36 yılda 16 binden fazla erken ölüm

Avrupa Sağlık ve Çevre Birliği'nin (HEAL) Ocak 2022'de yayınladığı raporda, Afşin-Elbistan A'nın kurulduğu tarihten 2020 sonuna dek 16 bin 530 erken ölüme yol açtığı belirtildi. Rapora göre, santralin yarattığı kömür kirliliği nedeniyle 88 bin 650 çocuk ve 9 bin 584 yetişkinde bronşit vakası görüldü. HEAL, santralin sağlık maliyetini 25,3 milyar euro olarak hesapladı.

Afşin-Elbistan A Termik Santrali 1984'ten beri işletiliyor. Santralin 2038'e kadar üretim lisansı var. Kamuya ait Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) tarafından işletilen Afşin-Elbistan B Termik Santrali ise 2005'ten beri faal, santralin 2052'ye kadar üretim lisansı bulunuyor. Her iki santral de bölgeden çıkarılan linyiti kullanıyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) yeni yayımladığı rapora göre, her iki santral de hali hazırda yerel halkın sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratıyor.

HRW, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na, Afşin-Elbistan A Termik Santrali'nin kapasite artışına ilişkin ÇED raporuna onay vermemesi için çağrıda bulunuyor.

HRW: Tehlikeli derecede yüksek hava kirliliği

İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne göre, 1984'teki kuruluşundan 2023'teki geçici kapanışına kadar yeterli emisyon azaltıcı teknolojiden yoksun olan A santralinden kaynaklanan emisyonlar özellikle endişe verici. A Santrali, daha yeni teknolojiler kullanılarak 2004 yılında inşa edilmiş olan B Santrali'ne 2,5 kilometre mesafede bulunuyor.

Kömürün ve özellikle linyitin yakılması, partikül maddeler ve kükürt dioksit (SO2) gibi her biri sağlığa ciddi ölçüde zarar verebilecek önemli kirleticileri açığa çıkarıyor.

Türkiye genelinde 380 hava kalitesi izleme istasyonu bulunuyor. Verileri kamuoyu ile paylaşılan Afşin-Elbistan A kömür santraline en yakın izleme istasyonu 22 kilometre uzaklıktaki Elbistan'da yer alıyor. Santrale üç kilometre mesafedeki diğer istasyonların verileri ise kamuoyu ile paylaşılmıyor.

HRW'nin Ocak 2021 ile Haziran 2024 arasındaki hava kalitesi verileri üzerinde yaptığı analizde, Afşin-Elbistan kömür santrallerini çevreleyen alanda tehlikeli derecede yüksek hava kirliliği seviyeleri tespit edildi.

Afşin-Elbistan santraliFotoğraf: ANKA

Copernicus Sentinel-5P misyonundan elde edilen uydu verilerinin analizinde, ortalama kükürt dioksit (SO2) konsantrasyonunun, santrallerin üzerinde ve çevresindeki köylerde, verileri yayınlanan en yakın hava kalitesi izleme istasyonunun bulunduğu Elbistan'a kıyasla belirgin şekilde daha yüksek olduğu görüldü. SO2 konsantrasyonu santralin hemen bitişiğindeki Çoğulhan köyünde, Elbistan'daki izleme istasyonu üzerinde kaydedilen ortalama yoğunluktan neredeyse üç kat daha yüksekti.

Mevcut kömür santraline yeni üniteler eklenirse, bölgedeki SO2 kirlilik seviyeleri artacak. 

Hangi hastalıklara neden oluyor?

Renksiz, kokusuz ve tatsız bir gaz olup karbon içeren yakıtların eksik yanması ile ortaya çıkan karbonmonoksit, birincil bir hava kirletici. Karbonmonoksit seviyelerinin kontrol altında tutulmaması, solunum yolu hastalıkları, zehirlenme, kardiyovasküler rahatsızlıklar ve nörolojik sorunlara yol açabiliyor.

Partiküler madde (PM) ise havada asılı katı veya sıvı maddelerin mikroskobik parçacıkları olup en tehlikeli hava kirliliği olarak tanımlanıyor. 

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 10 mikron ve altındaki partikül maddelerin (PM10) solunum yolu sorunlarına neden olabileceğine, özellikle astım gibi solunum yolu hastalığı olan bireylerde semptomların artmasına ve solunum fonksiyonlarında bozulmaya yol açabileceğine işaret ediyor.

Örgüte göte PM10'a uzun süre maruz kalınması; kalp krizi, inme, hipertansiyon gibi kardiyovasküler hastalıklar ve akciğer kanseri riskini artırabilir. Akciğer fonksiyonlarını olumsuz etkileyen PM10, KOAH gibi akciğer hastalıklarının semptomlarını kötüleştirebilir.

P2,5 ise PM10 parçacığının daha da küçüğü (dörtte biri ve ondan küçüğü) anlamına geldiğinden bu hastalıkların daha da ağırına sebep olabiliyor. 

Son bilimsel çalışmalara göre en önemli hava kirleticileri olan iki buçuk mikron ve altındaki partikül maddeler (PM 2,5), insanda sadece solunum sistemi ve akciğer hastalıklarına neden olmuyor, nörolojik hastalıklara neden oluyor, çocuklarda bilişsel gelişimi yavaşlatıyor. Düşük ağırlıklı doğum olaylarına neden oluyor. Demans ve Alzheimer ile PM 2,5 hava kirliliğinin ilişkisini ortaya koyan yeni çalışmalar var. 

AB standardının üç katı

PM2,5 için Türkiye'de bir limit olmadığı gibi istasyonlarda da ölçümleri düzenli olarak yapılmıyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Elbistan'da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na ait izleme istasyonunda Ocak 2021'den Haziran 2024'e kadar kaydedilen PM2,5 seviyelerine ilişkin analizi, ortalama PM2,5 konsantrasyonunun DSÖ'nün önerdiği yıllık seviyenin beş katından fazla ve önerilen 2030 Avrupa Birliği (AB) standardının neredeyse üç katı olduğunu ortaya koydu. 

Aynı dönemde P10 seviyelerine yönelik yapılan analiz de ortalama PM10 konsantrasyonunun DSÖ'nün tavsiye ettiği yıllık seviyenin dört katından fazla ve 2019 Türkiye standardının 1,75 katı olduğunu gösteriyor.

Arıtma tesisi olmadan yıllarca çalıştı

Afşin-Elbistan A santralinin çevre mevzuatının gerektirdiği arıtma tesisleri olmadan çalışmasına uzun yıllar boyunca izin verilmişti. Defalarca yapılan yasal itirazlar ve yürütülen kampanyalar sonucunda santral 1 Ocak 2020 tarihinde çevre mevzuatına uymadığı gerekçesiyle kapatılmış olsa da hükümet Mayıs 2020'de yeniden açılmasına izin verdi ve 6 Şubat depremlerinde hasar alana kadar da faaliyette kaldı. 

26 Aralık 2023 tarihinde A santralinin dört ünitesinden sadece birine ilk kez kükürt arıtma sistemi kuruldu ve bu ünitenin yeniden faaliyete geçmesine izin verildi. 

HRW'ye göre kükürt arıtma amacıyla kullanılan mevcut en iyi teknoloji SO2 emisyonlarını önemli ölçüde azaltabiliyor olsa da yeniden faaliyete alınmasına izin verilen ünitede hangi teknolojinin kullanıldığı bilinmiyor. Hava kirletici filtrelerinin zaman içinde performans verimliliğini kaybettiğine dair endişeler de bulunuyor.

Önceleri kamuya ait bir şirket olan EÜAŞ tarafından işletilen Afşin-Elbistan A santrali, Kasım 2018'de özel bir şirket olan Çelikler Holding'e devredilmişti.

"Kömürden çıkış sekteye uğrayabilir"

EÜAŞ ile Çelikler Holding arasındaki anlaşmanın şartlarının bilinmediğine dikkat çeken İnsan Hakları İzleme Örgütü, anlaşmanın kilit önemdeki detaylarının kamuoyuna açıklanması gerektiğini vurguluyor.

Türkiye'nin Paris Anlaşması kapsamındaki iklim eylem planı, 2023 tarihli Güncellenmiş Ulusal Katkı Beyanı'nda, elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının payının artırılması hedeflense de kömürden çıkış için bir tarih belirlenmiş değil. Türkiye'nin faal durumdaki kömür santralleri 2015-2023 yılları arasında yüzde 34 oranında arttı. Bu yılın ilk çeyreğinde kömürlü termik santrallerin toplam kurulu gücü 20,2 GW'a ulaştı.

HRW'ye göre Afşin-Elbistan A kömürlü termik santralindeki mevcut 1.355 MW'ye toplam 688 MW kapasiteli iki yeni ünitelerin eklenmesine izin verilmesi, kömürden çıkışı sekteye uğratabilir.

 

DW Türkçe'ye sansürsüz nasıl erişebilirim? 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik