1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Af Örgütü'nden Almanya'ya 'kurumsal ırkçılık' suçlaması

10 Haziran 2016

Uluslararası Af Örgütü Almanya Genel Sekreteri Selmin Çalışkan,” Güvensizlik içinde yaşamak: Almanya, ırkçı şiddet kurbanlarını nasıl yüzüstü bırakıyor” adlı raporun ayrıntılarını DW Türkçe’ye anlattı.

Fotoğraf: picture-alliance/dpa/K. Nietfeld

Uluslararası Af Örgütü’nden Almanya’ya ırkçılık suçlaması

00:33

This browser does not support the video element.

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) hazırladığı raporla, Almanya'da ırkçılık sorununa ve ırkçılığın kurumsal boyutuna dikkat çekti.

Örgüt, Alman resmi makamlarının NSU skandalı karşısında neden başarısızlığa uğradığını, ırkçı klişelerin bazı kurumlarda nasıl kök saldığını ve yine bu kurumların sığınmacıları ırkçı saldırılardan korumakta neden yetersiz kaldığını ele alan 80 sayfalık bir rapor hazırladı. Rapor, “Güvensizlik içinde yaşamak: Almanya, ırkçı şiddet kurbanlarını nasıl yüzüstü bırakıyor” başlığını taşıyor.

Selmin ÇalışkanFotoğraf: picture-alliance/dpa/K. Nietfeld

"Kurbanlara suçlu muamelesi yapılması kurumsal ırkçılıktır"

DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Af Örgütü'nün Almanya Genel Sekreteri Selmin Çalışkan, NSU cinayetleri ile ilgili üçüncü araştırma komisyonunun toplandığını ve hala ana sorunun ele alınmadığını söylüyor. Çalışkan, ana sorunun Almanya'da güvenlik birimleri içinde kurumsal ırkçılığın sorgulanması ve bu olaydaki başarısızlığın ardında böylesi bir ırkçılığın yatıp yatmadığının irdelenmesi olduğunu belirtiyor. Af Örgütü Almanya Genel Sekreteri, kurumsal ırkçılığın ne anlama geldiğini şu sözlerle anlatıyor:“NSU cinayetlerinin araştırılmasına bakarsak, bu olayda kurbanlara alenen suçlu muamelesi yapıldığını görürüz. Bu, mesela kurumsal bir ırkçılıktır. İkincisi, suçların araştırılmasında ya da kovuşturulmasında kurbanların perspektifi her hangi bir rol oynamıyor. Başınızdan bir şey geçtiğinde polis sadece kendi izlenimlerini, bilgilerini kovuşturmaya dahil ediyor. Bunun dışında sizin ya da şahitlerin değerlendirmeleri genelde gözardı ediliyor. Almanya'da özellikle ırkçı saldırılarda polisin bu tutumunu sıklıkla görüyoruz.”

Çalışkan, kovuşturmaya girmeyen ırkçılıkla ilgili ayrıntıların mahkemelerde ırkçı saldırıların, adi bir suç gibi değerlendirilmesine ve suçun ya hiç ya da yetersiz cezalandırılmasına neden olduğunu söylüyor. Aynı şekilde raporu hazırlayan Marco Perolini de raporda buna dair pek çok örneğe yer verildiğini belirterek, polislerin çoğu kez bir ırkçı şiddet vakasıyla uğraştıklarının farkında olmadığını ifade ediyor.

Almanya'da ırkçı saldırılar artıyor

Selmin Çalışkan ayrıca, başta mülteci yurtlarına olmak üzere Almanya'da ırkçı saldırıların hiç olmadığı kadar arttığı uyarısında da bulunuyor. Bu çerçevede Çalışkan, geçtiğimiz yıl Alman hükümetinin resmi rakamlarına göre 1.295 ırkçı saldırı meydana geldiğine dikkat çekiyor. Selmin Çalışkan bu nedenle, "Af Örgütü olarak İçişleri Bakanları Konferansı'nda mülteci barınaklarının ırkçı saldırılardan korunması için federal düzeyde uygulanacak bir koruma konsepti talep ediyoruz” diyor.

“Çirkin saldırılar, Avrupa'ya kaçmadan önce zaten savaş ve zulmü yaşamış sığınmacılarda travmaya neden oluyor” tespitinin yapıldığı raporun yazarlarından Perolini ise Almanya'da insanların hemen her gün sağcı tacizlerle karşılaştığını ve mülteci yurtlarının ciddi tehdit altında olduğunu vurguluyor.

Irkçılıkla mücadele için neler yapılmalı?

Af Örgütü Almanya Genel Sekreteri, kurumsal ırkçılıkla mücadele noktasında ise özellikle NSU cinayetlerinin araştırılmasında tarafsız bir komisyon oluşturulmasını istiyor. Çalışkan bu komisyon çerçevesinde, "İlgili olayda kurumsal ırkçılığın olup olmadığı araştırılmalı varsa ne şekilde yerleştiği derinlemesine incelenmelidir” şeklinde konuşuyor.

Selmin Çalışkan, yabancıların suç potansiyeli taşıdıkları yargısının gerçekle bağdaşmadığını belirterek, yapılan son araştırmalarda Almanların ve yabancıların aynı oranlarda suç işlediğinin ortaya konulduğunu kaydediyor. Çalışkan, bu bilgiler ışığında polis teşkilatlarında ve birimlerinde “ırkçılık karşıtı” eğitimlerin artırılmasını talep ediyor. Genel Sekreter, özellikle polislerde yabancılara dair yerleşik önyargıların yıkılması ve mağdurları suçlu görme perspektifinin aşılmasına hizmet edecek çalışma ve projelerin hayata geçirilmesini istiyor.

©Deutsche Welle

Özlem Coşkun / Berlin

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik