1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AfD'nin başarısı dünya basınında: Almanya'da siyasi deprem

2 Eylül 2024

Almanya'nın Thüringen ve Saksonya eyaletlerindeki seçimlerde, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin gösterdiği başarı, dünyada da gözleri Almanya'ya çevirdi.

AfD'nin Thüringen'deki başbakan adayı Björn Höcke.
AfD'nin Thüringen'deki başbakan adayı Björn Höcke.Fotoğraf: Daniel Vogl/dpa/picture alliance

Almanya'nın doğusundaki eyaletlerde Pazar günü yapılan seçimlerde, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin Thüringen'de birinci ve Saksonya'da ikinci olması, dünyada da gözleri Almanya'ya çevirdi.

ABD'nin etkili gazetelerinden Wall Street Journal, AfD ile Sol Parti'den kopan Sahra Wagenknecht'in partisi BWS'nin önemli başarıya imza attığı seçimlerde iktidar partilerinin çöküşüne vurgu yapıyor:

"Saksonya ve Thüringen'deki seçim sonuçları, geleneksel partilerin çöküşü ve başkaldıranların yükselişiyle tedirgin durumdaki Avrupa kıtasında kaygıları artırdı. Daha büyük sorun, hükümeti oluşturan partiler çökerken AfD ve BSW'nin eş zamanlı yükselişinin ne ifade ettiği. Ülkedeki anketlerin bir yılı aşkın süredir söylediği, seçim sonuçlarıyla teyit edilmiş oldu. Seçmenler Başbakan Olaf Scholz'dan ve göçü yönetemeyen, ekonomiye verdiği belirgin zarara rağmen iklim hedeflerine sıkı sıkıya yapışan bir koalisyondan bıktı. Böylece isyancılara karşı ana akım tek alternatif, Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) kaldı. İşlevini yerine getiremeyen hükümet partilerine karşı sabrı tükenen Alman seçmen suçlanamaz. Suçlanması gereken, seçmenin öfkesi artarken çok yavaş hareket eden ve sadece kendiyle meşgul olan yerleşik politikacılardır."

Londra'da yayımlanan The Guardian gazetesi Thüringen ve Saksonya eyaletlerindeki seçimlerde AfD'nin elde ettiği başarının tedirgin edici sorulara yol açtığına işaret ediyor.

"Kasım 1989'da Berlin Duvarı'nın yıkılmasının ardından Batı Almanya'da dönemin başbakanı Willy Brandt, Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesiyle 'birbirine ait olanın birlikte büyüyeceği' öngörüsünde bulunmuştu. Ancak aradan 35 yıl geçtikten sonra bu düşünce çok iyimser kalıyor. Thüringen ve Saksonya'daki seçim sonuçları, Almanya'nın doğu ve batı bölgelerinin birbirinden uzaklaştığı bir tablo ortaya koyuyor. Aşırı sağcı, göçmen karşıtı Almanya için Alternatif, Avrupa'nın en büyük ekonomisi olan ülkede popülist bir dalga üzerinde büyüyor. Anketlere göre eğer yarın Almanya'da federal seçimler yapılsa, parti Alman parlamentosundaki ikinci siyasi güç olacak konumda. Ancak Thüringen'de partisinin kazandığı zaferin ardından eyalet teşkilat başkanı Björn Höcke'nin yaptığı gibi, AfD bir eyalet hükümeti kurma görevi için sadece doğuda hak iddia edebilir. Diğer partiler, aşırı sağcılar çevresindeki güvenlik kordonunu korumayı ve mutlak çoğunluğa ulaşmalarını engellediği sürece, AfD'nin iktidar isteği sadece bir hayal olarak kalacak. Buna rağmen, AfD'nin bölgesel bir güç olarak yerleşmesi, Almanya'nın siyasi kimliği ve bu tür siyasi güçlerin gelecekte nasıl engellenebileceği yönünde tedirgin edici sorular yaratıyor."

Zürih'te yayımlanan Neue Zürchner Zeitung da Thüringen'de AfD'nin birinci siyasi güç olarak çıktığı seçimler sonrasında Sosyal Demokrat Parti, Yeşiller ve Hür Demokrat Parti'den oluşan koalisyon hükümetinin uğradığı hezimete dikkati çekiyor.

"Seçim sonuçlarının yarattığı fiyasko, Olaf Scholz kabinesinin itibarının serbest düşüşte olduğunu gösteriyor. AfD'nin zaferi, birçok seçmenin iç istihbarat kurumlarının hazırladığı raporlardan, siyasi rakiplerin uyarılarından ve endişeyi dile getiren köşe yazılarından etkilenmediğini gösteriyor. AfD, nefret söylemi dolu eyalet teşkilat başkanı Höcke'ye rağmen, doğuda belirleyici güç konumunda. Halkın merkezini gözden kaybeden bir siyasetin, kenarların güçlenmesine şaşırmaması gerekiyor."

İtalyan La Repubblica gazetesi ise "Putin'in zaferi" başlıklı yorumunda, seçim sonuçlarının Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in işine yaradığı görüşünü dile getiriyor:

"Yaşlı kıta Avrupa, olası bir savaş ve demokrasi enfarktüsünün bıçak sırtında ilerlerken aynı zamanda bir iç düşmanla da uğraşmak zorunda. Avrupa kurumsal sisteminin içine sızılmış durumda. İtalya, Fransa ve giderek daha da açık bir şekilde Almanya'da. Putincilik mikrobu, sağlam demokrasi geleneğine sahip ülkelerde bile yayılıyor. Almanya'nın Saksonya ve Thüringen eyaletlerinde gördüğümüz, bunun son kanıtı. Kremlin'in sözcüleri şimdi Avrupa'nın göbeğinde. Rusya Devlet Başkanı Putin, alışılmadık, tedirginlik verici bir siyasî zafer kazanmış oldu. 'Faşist' sağ AfD ve nostaljik Sol Parti, Fransa'daki Ulusal Birlik ya da İtalya'daki Lig Partisi gibi oluşumlarla birlikte AB'deki ileri karakol hattında yer alıyor. Ukrayna'daki savaş konusundaki sorumsuzluklarını, güya barışa yönelik çaba gösterdikleri görüntüsüyle örtbas ediyorlar."

DW/BK,JD

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?