Afgan Parlamentosu ilk kez toplandı
19 Aralık 2005Afganistan’da 30 yıllık aranın ardından seçimle iş başına gelen ilk meclis bugün ilk oturumunu yaptı. Eylül ayındaki seçimlerle iş başına getirilen meclisin açılış konuşmasını yapan Devlet Başkanı Hamid Karzai, bunu, “demokrasi yolunda önemli bir adım” ve “Afganistan'da birlik olduğunun göstergesi” olarak nitelendirdi. Kur'an-ı Kerim'in okunmasıyla başlayan ve meclis üyelerinin yemin etmesiyle devam eden ilk oturuma Amerikan Başkan Yardımcısı Dick Cheney de katıldı.
Afganistan'ın eski kralı 91 yaşındaki Zahir Şah da yaptığı konuşmada, onlarca yıl süren savaşlardan sonra ülkesinin tekrar yapılanması yolunda önemli bir adım olarak gördüğü meclisin açılışında bulunmaktan mutluluk duyduğunu belirtti. Zahir Şah'ın konuşması meclis üyeleri tarafından ayakta alkışlandı.
Afganistan'ın, bir milyondan fazla kişinin öldüğü darbeler ve Sovyet işgalinin olduğu 1973'den bu yana seçilmiş bir parlamentosu bulunmuyordu. Ülkedeki iç savaş 1990'lı yılların başlarında hız kazanmış ve bunu 4 yıl önce devrilen Taliban rejimi izlemişti.
30’u aşkın etnik grup var
Afganistan, otuzu aşkın etnik kökenden insanın oluşturduğu bir ülke. Bu halk grupları arasında Peştunlar, Tacikler, Özbekler, Hazarlar ve Türkmenler başı çekiyor. Afganlar ait oldukları aşirete karşı yükümlülükleri olduğunu düşündüğünden sosyal aidiyet, genelde siyasi ya da dini aidiyetten daha önemli görülüyor.
Ülkede, on yıllar boyunca yaşanan siyasi gelişmeler azınlıkların güçlenmesine yol açtı. Azınlıklarda siyasi bilinç uyandı, siyasi kuruluşlar ve askeri yapılar sağlamlaştı. Azınlıklar buna uygun olarak siyasi katılım ve kültürlerinin teşvik edilmesi imkanı talep ediyor.
249 sandalyeli Afgan meclisinin dağılımı ülkenin etnik yapısını yansıtıyor. Peştunlar 110 milletvekiliyle meclisin yüzde 44’ünü oluşturuyor. İkinci sırada 66 sandalyeyle yüzde 27’lik bölümü oluşturan Tacikler geliyor. Hazarlar 26, Özbekler de 19 sandalyeye sahip. Meclisin geriye kalan bölümü de Türkmenler, Sadatlar gibi küçük halk gruplarının temsilcilerinden oluşuyor.
Parlamentoda muhafazakarlar güçlü
Siyasi aidiyet temel alındığında muhafazakarlar ve gelenekçiler meclisteki yüzde 50’lik oranla en güçlü grup. Bu grup, böylece savaş yıllarından başlayarak cihatçı gruplara kaptırdıkları nüfuzlarını geri kazanmış oldu. Şeriat devleti ve teokrasi kurma amacı gütmeyen bu grup siyasi anlamda ılımlı olarak kabul ediliyor ve İslam öncesi gelenekler ve aşiret gelenekleriyle İslam’ı birleştiren ‚halk İslam’ını temsil ediyor. Bu gruba dahil milletvekilleri genelde sosyal yapı itibariyle kendi gruplarına bağlı kişilerin çıkarlarını temsil eden koruyucu güç işlevi görüyor.
Dini gruplar ise seçimlerde hayal kırıklığı yaşadı. Köktendincisinden ılımlısına dini baz alan gruplar bekledikleri yüzde 50’lik oy oranı yerine yüzde 30 ile yetinmek zorunda kaldı. Bu gruplar, ülkenin laik anayasasına rağmen bir İslami teokrasi kurulması için mücadele ediyor.
Laikler yüzde 20
Meclisin yüzde 20’sini oluşturan üçüncü grupta ise laik görüşlü çeşitli gruplar yer alıyor. Bu grup, liberal demokratlardan, solculara geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Laik görüşlü güçlerle İslamcılar arasındaki zıtlıkların mecliste yapıcı bir işbirliğini zorlaştırması bekleniyor. Milletvekillerinin meclis deneyimi olmaması bu durumda önemli rol oynuyor. Milletvekilleri de işlerinin kolay olmayacağının farkında. Kabil milletvekili Beşir Dost DW’ye verdiği demeçte yine de iyimser olduğunu söylüyor:
“Meclis deneyimimizin olmadığı doğru. Bu milletvekilleri için büyük bir sorun. Ama yine de milli çıkarlar, milli hisler ve milli vizyonlar çerçevesinde düşünürsek bu zorlukları aşabileceğimize inancım tamdır.”
Milletvekillerini bekleyen sorunlar
Yeni meclisi bekleyen çok sayıda çatışma noktası var. Bunlardan biri, Meclis Başkanı’nın kim olacağı. Bu görev için üçü kadın 15 aday var. Başkanlık sistemi dolayısıyla güçlü yetkilere sahip olan Devlet Başkanı Hamid Karzai, şimdi çeşitli siyasi cephelere ayrılmış bir meclisle karşı karşıya. Karzai mecliste çoğunluk arayışında çeşitli gruplara tavizlerde bulunmak zorunda olacak. Baskı altındaki Devlet Başkanı’nın hükümeti kurmakla görevlendireceği kişiyi de sadece becerilerine göre değil, aşiretlerin uygun bir şekilde temsilini gözetecek şekilde seçmesi gerekecek.
Yeni Afgan meclisi, yeni Afganistan’ın anlaşmazlıkları siyasi yollarla çözebilecek durumda olup olmadığını gösteren bir barometre işlevi görecek.