1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

290709 Afrika Frauenrechte

31 Temmuz 2009

Kadın hakları açısından bakıldığında Afrikalı kadınlar hala oldukça dezavantajlı konumda. Afrikalı kadın örgütleri tarafından başlatılan bir kampanya ile bu soruna dikkat çekiliyor, çözüm yolları aranıyor.

Fotoğraf: DW/Stefanie Duckstein
Kampanyaya destek verenler arasında Nobel Barış Ödüllü Güney Afrikalı Başpiskopos Desmond Tutu da varFotoğraf: AP Photo

Birleşmiş Milletler'in kadınlara yönelik ayrımcılığa karşı mücadelesi bundan 30 yıl önce başladı. Bir Birleşmiş Milletler sözleşmesi olan “Kadına karşı her tür ayrımcılığın önlenmesi sözleşmesi” 1979 yılında imzalanarak yürürlüğe girdi. Afrika ülkelerinin de neredeyse tamamı bu anlaşmayı imzaladı. Afrikalı kadınların eşit haklara kavuşması için başlatılan mücadele bununla da kalmadı ve Afrika Birliği 2005 yılında kapsamlı bir önlem paketi uygulamaya koydu. Bu önlemlerle Afrikalı kadınlara karşı her tür ayrımcılığın bir son bulması amaçlandı. Siyasi düzlemde bu yönde gelişmeler olurken, günlük hayatta ise Afrikalı kadınlar hala büyük sorunlarla karşı karşıya. Bu durumun değişmesini isteyen Afrikalı kadın hakları örgütleri bir çok Afrika ülkesinde yürütülen bir kampanya başlattı, Afrikalı örgütler uluslararası insan hakları örgütü İnsan Hakları Ligi ile de işbirliğine gidiyor.

Kampanyaya katılım genişledi

Afrikalı büyük kadın örgütleri yaklaşık dört aydır Afrika ülkelerindeki kadınların erkeklerle eşit haklara kavuşabilmesi ve kadınlara yönelik ayrımcılığın son bulması için mücadele ediyor. Başlangıçta 70 derneğin destek verdiği kampanaya çığ gibi büyüdü; bugün kampanyaya 150 kadın örgütü destek veriyor. Afrikalı derneklerle işbirliği yapan uluslararası insan hakları örgütü İnsan Hakları Ligi’nden Kati Booth bunun büyük bir siyasi başarı olduğunu belirtiyor. Booth, “Kamerun ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti, kısa süre önce Afrika Şartı Kadın Hakları Protokolünü imzaladı. Bu protokolde, silahlı çatışmaların yaşandığı bölgelerde kadınların korunması, kadın sünneti başta olmak üzere kadınların sağlığına zarar veren uygulamaların önüne geçilmesi gibi kadınları korumaya yönelik maddeler yer alıyor. Bu protokol önemli bir araç. Protokolü imzalayan her iki ülkeyi de tebrik ediyoruz" şeklinde konuşuyor.

Afrika’da kadın haklarına dair elde edilen tek başarı, protokolün imzalanmış olması da değil. Örneğin Burkina Faso meclisinde kadın kontenjanı uygulanmaya başlandı; böylece meclisteki milletvekillerinden üçte birinin kadın olması hedefleniyor. Mali ise kadınlara aile içerisinde daha fazla hak verilmesini kararlaştırıldı. Ancak bu ülkede kadın sünnetinin ve çok eşliliğin hala yasal olması şiddetle eleştiriliyor.

27 ülkeden imza

Şimdiye kadar 53 Afrika Birliği ülkesinden 27’si Afrikalı kadınların durumunu iyileştirici yasal önlemlerin bulunduğu protokolü imzaladı. Kadına karşı her tür ayrımcılığın önlenmesine yönelik Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'ne katılım ise daha yüksek. Ancak sözleşmeyi henüz imzalamayan sekiz ülke kapsamlı istisnalar talep ediyor. Kadın hakları örgütleri ise “artık yeter” diyor ve her iki sözleşmenin de herhangi bir istisnaya yer verilmeksizin uygulamaya konmasını talep ediyor. Afrika ülkelerindeki kampanyaya destek veren uluslararası insan hakları örgütü İnsan Hakları Ligi’nin Başkanı Sohary Belhassen şöyle konuşuyor: “Bu kampanya Afrika’da bir ilk. İnsan Hakları Ligi için önemli olan bizim bünyemizde bulunan derneklerin de kadın hakları için daha güçlü bir mücadele sergilemesi ve daha çok kadının yetkili pozisyonlara getirilmesi. Afrikalı kadınların hukuki olarak eşitliğe kavuşabilmesi için en büyük Afrika kadın örgütleri ile işbirliği içindeyiz.”

Nobel barış ödüllü iki isimden destek

Kampanya 38 ülkede yürütülüyor. Örneğin Botsvana’da reşit olmayan genç kızların zorla evlendirilmesinin ve çok eşliliğin yasaklanması, Togo'da ise dul kadınların haklarının genişletilmesi için mücadele ediliyor. Belhassen, çalışmaları şöyle anlatıyor: “Sözgelimi Burundi’de medeni hukuk reformunun hızlandırılması için uğraş veriliyor. Yürürlükteki yasa, kadınları miras ve mülkiyet hakları gibi pek çok alanda ayrımcılığa uğratıyor. Bu reform üzerinde yaklaşık sekiz yıldır tartışılıyor ama hala hiçbir ilerleme yok. Milletvekillerine mektuplar yazıyoruz, protesto gösterileri düzenliyoruz, dilekçeli başvurularda bulunuyoruz.”

Kampanyaya iki ünlü isim, Nobel Barış Ödülü sahibi İranlı kadın hakları savunucusu Şirin Ebadi ile yine Nobel Barış Ödüllü Güney Afrikalı Başpiskopos Desmond Tutu destek veriyor.



Suzanne Krause / Çeviri: Başak Özay


Editör: Ahmet Günaltay

Şimdiye kadar 53 Afrika Birliği ülkesinden 27’si Afrikalı kadınların durumunu iyileştirici yasal önlemlerin bulunduğu protokolü imzaladıFotoğraf: picture alliance / Photoshot
İnsan Hakları Ligi’nin Başkanı Sohary BelhassenFotoğraf: picture-alliance/dpa
Burkina Faso meclisinde kadın kontenjanı uygulanmaya başlandı; böylece meclisteki milletvekillerinden üçte birinin kadın olması hedefleniyorFotoğraf: DW