1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Afrika'nın yeni kalkınma hedefleri

5 Nisan 2015

Dünya devletlerinin kalkınma, refah, barış ve temiz hava için yeni ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerini saptamasına altı ay kaldı. Hızla gelişen Afrika ülkelerin bu iddialı hedeflere ayak uydurabilecek mi?

Fotoğraf: Getty Images

Batı Afrika'daki Çad gölü tamamen kurudu. Nil deltasının verimli toprakları tuzlandığı için geniş arazilerde tarım yapılamıyor. Güney Afrika'daki zürafaların nesli tükenmek üzere.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nda görev yapmadan önce Senegal Çevre Bakanlığı'nda çalışan Bakary Kante şimdi ASCENT adlı sivil toplum kuruluşunun siyasi danışmanlığını yapıyor.

Bütün Afrika'yı dolaşan Bakary Kante doğal çevrenin kurtarılmasında geç bile kalındığını belirterek karar alıcılara daha fazla zaman kaybetmemelerini ihtar ediyor.

Afrika ülkeleri dünyanın en büyük sera gazı günâhkarları arasında yer almamasına rağmen bilim insanları iklim değişikliğinin Afrika'ya çok ağır bedel ödeteceğini belirtiyorlar. Senegalli çevre uzmanı Kante, insanlığı tehdit eden ısınma ve kirlenmeye karşı ‘bilinç seferberliği' başlatılması gerektiğini söylüyor:

“Mutlaka bir şeyler değişmeli. Nüfusumuz artıyor, ekonomilerimiz büyüyor. Bunun ekolojik sistemler üzerindeki dramatik etkilerini kulak ardı etmemeli ve olumsuz gidişatı tersine çevirecek noktayı aşmak üzere olduğumuzu unutmamalıyız.”

Bu yılın aralık ayında Paris'te dünya devletleri tarafından yeni bir iklim koruma anlaşması imzalanacak. Eylül ayında da BM sürdürülebilir kalkınma hedeflerini karar bağlayacak. Yeni hedefler bütün devletler için bağlayıcı olacak. BM yeni kalkınma hedeflerine açlık ve fakirlikle mücadelenin yanı sıra ilk kez olmak üzere çevrenin korunmasını ve sürdürülebilirlikle uyumlu ekonomiyi de dâhil ediyor. Bu program, şimdiye kadar kararlaştırılmış olan sekiz milenyum kalkınma hedeflerinin yerini alacak.

Fotoğraf: imago/Westend61

Milenyum hedeflerinin bilançosu

2015, milenyum hedeflerinin 15 yıllık bilançosunun çıkarılacağı yıl olacak. Birçok kalkınma halindeki ülkede fakirlik sınırının altında yaşayanların sayısını yarıya indirmek mümkün olurken Afrika'da bunu başarabilen ülkelerin sayısı altıda kaldı. Senegal, Kamerun ve Tunus gibi ülkelerde yoksulluk azaltılabildi. Nijerya, Kenya ve Orta Afrika Cumhuriyeti'nde ise bunun tam tersi oldu.

Hollanda'daki bir düşünce merkezinde çalışan Güney Afrikalı Fatan Aggad, BM'nin binyıl hedefleri sayesinde çevre ve kalkınma bilincinin arttığını söylüyor:

“Milenyum hedefleri, Afrika'nın çeşitli sorunlarına dikkat çekilmesine yardımcı oldu. Örneğin, ilkokula gönderilen çocukların sayısı hissedilir oranda arttı. Eğitim olanaklarından yararlanabilme imkânlarının en fazla arttığı kıta Afrika oldu. Günümüzde ise okul bitirip de iş bulamayanlar ordusuna çalışma olanakları yaratmak zorundayız.”

Kendimiz başarmalıyız'

Nairobi'deki ACORD adlı sivil toplum kuruluşunun sözcüsü Salina Sanou sürdürülebilir kalkınma için hazırladıkları uzun dilek listesindeki maddelerden hangilerinin BM tarafından benimseneceğini merakla beklediklerini söylüyor:

“Ulaşılamayan milenyum hedeflerine sürdürülebilir kalkınma programıyla ulaşabilmemiz gerekir. Ekonomik, sosyal ve çevre sorunlarına dikkat çekmek için Batı ülkelerinde uygulanan mekanizmalardan yoksunuz. Batı'da gelişmiş sağlık hizmetleri, sosyal güvenlik ve sigortalar var. Afrika'da ise herkes sevdiklerinin ve ailelerinin yardımıyla bu gibi ihtiyaçlarını giderebiliyor. Sosyal güvenlik karşılıklı bağımlılık sayesinde yaşatılabiliyor.”

Salina Salou milenyum hedeflerinin dünyayı yardım eden ve yardım alan ülkelere ayırdığını, oysa Afrika'nın azimli kalkınma ajandasını kendi imkânlarıyla başarabilmesi gerektiğini sözlerine ekliyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Julia Hahn