1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ahmedinejad bir yılı devirdi

Peter Philipp / DW2 Ağustos 2006

İran’ın Batı’ya ve İsrail’e karşı sert ve popülist söylemleri ile tanınan Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın göreve başlamasının üzerinden bir yıl geçti. Peki Ahmedinejad’ın bu söylemlerini kendisine iç ve dış politikada puan kazandırıyor mu? DW’den Peter Philipp geçen bir yılın bilançosunu çıkardı…

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Batı ve İsrail karşıtı söylemleriyle gündeme geliyor
İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Batı ve İsrail karşıtı söylemleriyle gündeme geliyorFotoğraf: dpa

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, “Eğer birgün hazine kasaları, banka hesaplarımız boşalırsa, Allah şahidimdir, ben ve hükümetim buraya gelip tarım işçisi olarak elimizde çaba, çalışmaya hazırız. Ve bundan gurur duyarız“ geçtiğimiz Mart ayında Loristan Eyaleti’nde kendisini karşılayan kalabalığa böyle sesleniyordu.

İran’ın 40 yaşındaki lideri Ahmedinejad’ın kalabalıkları etkileme formülü çok basit: Halktan biri olduğu hissini vermek… Diğer yandan Ahmedinejad gerçekten orta sınıf bir aileden gelen ve eski yaşam tarzını muhafaza eden, dahası diğer pek çok İranlı politikacının aksine, halka yolsuzluktan uzak durduğu inancını aşılayan bir lider.

Seçim zaferi

25 Haziran 2005’te, ikinci turda da olsa, Ahmedinejad’a seçim zaferini getiren de ilk etapta bu imajdı. Rakibi, eski Cumhurbaşkanı Ali Ekber Rafsancani’yi oyların yüzde 61’ini alarak geride bırakan Ahmedinejad, seçimlere hile karıştığı yönündeki iddialara rağmen 3 Ağustos’ta göreve gelmeyi başardı.

Ahmedinejad’ın seçim zaferinde etkili olan diğer faktörler ise İranlıların politik yılgınlığı ile imtiyazlı olmayan kesimin İslam Cumhuriyeti kurulduktan sonra da karşılanmamış umutlarıydı. Mühendislik eğitimi alan Ahmedinejad, iki yıl önce Tahran Belediye Başkanı iken halka ucuz konut kredisi vadetmişti. Bu sözünü tuttuğu gibi sağlık sigortası yaptırmayı da kolaylaştırdı.

BM’deki konuşması

Yakınlarını önemli bakanlıklara getirmesi ve bu kişilerden bazılarını yetersizlikleri nedeniyle görevden almak zorunda kalması ise Ahmedinejad’a puan kaybettirdi; bu puan kaybını ise dış politikadaki çıkışları ile gidermeyi tercih etti. Aynı BM Genel Kurulu önünde yaptığı konuşmada olduğu gibi. Ahmedinejad, “Adalet bu örgütün en yüksek ilkesi olmalıdır. BM Şartı’na göre her üye ülke eşit haklara sahiptir. Diğerlerinden daha güçlü ya da zengin olan ülkelere daha fazla hak tanınmamalıdır” diyordu.

Ahmedinejad’ın BM’deki konuşması sırasında yeşil bir hare gördüğü, tüm üyelerin kendisine hayran kaldığı şeklindeki sözleri ülkesinde alay konusu oldu. Ancak bu tepkiler bir süre sonra unutuldu. Çünkü Ahmedinejad, İran’ın nükleer programı olsun, İsrail ve Amerikan karşıtı sözleri ile olsun kendinden emin tavrıyla dikkat çekmeye başladı.

İsrail karşıtı açıklamaları

İran’ın nükleer programı konusundaki her uzlaşı önerisini ve uyarıyı reddeden Ahmedinejad’ın “İsrail haritadan silinmeli” şeklindeki sözleri hala hatırlarda. Bir yandan Yahudi soykırımını “bir efsane, bir masal” diye nitelerken, diğer yandan bu olayın Filistinliler açısından sonuçlarına dikkat çekiyordu:

“Avrupalılara sesleniyorum. Eğer soykırım suçunu gerçekten işlediyseniz neden, bunun cezasını Filistin halkına çektiriyorsunuz? Bizim önerimiz hala aynı: Bu suçu işlediyseniz en uygun olan, kendi ülkenizden bir parçayı Yahudilere vermeniz. Avrupa, ABD, Kanada ya da Alaska farketmez. İran halkının buna karşı çıkmayacağına emin olun!”

Popülizmi arttırdı

Bu sözleri uluslararası alanda tepki toplayan Ahmedinejad, daha sonra popülizmin derecesini arttırarak ABD’yi Cengiz Han’a, İsrail’i de Hitler’e benzetti. Dahası seleflerini de gölgede bırakan bu tavrı, kendisine sadece iç politikada değil, Arap dünyasında da puan kazandırdı.

Göreve geldiğinden bu yana kitleleri etkilemeyi başaran Ahmedinejad politik açıdan ülkesini köşeye sıkıştırdı. Bunun ise bir tek açıklaması olabilir: Ahmedinejad, İslam Cumhuriyeti’nin kuruluş dönemlerindeki atmosferi yeniden yaratmaya çalışıyor. Çünkü teokratik bir sistem, kendisini dış dünyaya açan değil, kapatan ülkelerde uzun sure varlığını sürdürebilir.