1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Aile birleşimi konusunda yeni girişim

7 Haziran 2011

Almanya'da muhalefette bulunan Yeşiller ve Sol Parti, aile birleşiminin kolaylaştırılmasını ve Almanca zorunluluğunun kaldırılmasını talep ediyor. Meclis İçişleri Komisyonu, konuyla ilgili uzmanların görüşlerini dinledi.

Fotoğraf: picture-alliance/dpa
Alman vatandaşı ile evlenen Türklerden, Almanya’ya gelmeden önce temel düzeyde Almanca öğrenmeleri isteniyorFotoğraf: picture-alliance/Frank May
2007 yılında göç yasasında yapılan değişikliklerin yürürlüğe girmesinin ardından, aile birleşimi yoluyla Almanya’ya gelen Türk vatandaşlarının sayısı yüzde 67,5 düştüFotoğraf: picture alliance/dpa

Almanya’da 2007 yılında Hrıstiyan Birlik Partileri-Sosyal Demokrat Parti koalisyonu tarafından göç yasasında yapılan değişiklikler hâlâ tartışılıyor. Yasanın aile birleşimini düzenleyen maddelerine göre, Alman vatandaşı ile evlenen yabancıların, Almanya’ya gelmeden önce temel düzeyde Almanca öğrenmesi gerekiyor. Almanca sınavını geçemeyenlere vize verilmiyor. Bu da aile birleşiminde ciddi zorluklara yol açıyor.

"Aile birleşimi kolaylaştırılsın"

Alman hükümetinin verilerine göre, aile birleşimi için vize alanların sayısı geçen bir yıl içinde az da olsa arttı. Muhalefetteki Sol Parti, bu sayının hâlâ 2007 yılından önceki düzeyde olmadığına dikkat çekiyor. Aile birleşimi için 2006 yılında yaklaşık 40 bin kişi vize alırken, 2009’da bu sayı 33 bin civarında kaldı. Bu yasadan en çok etkilenenlerin başında ise Türk vatandaşları geliyor. 2007 yılında göç yasasında yapılan değişikliklerin yürürlüğe girmesinin ardından, aile birleşimi yoluyla Almanya’ya gelen Türk vatandaşlarının sayısı yüzde 67,5 düştü. Bu düşüşün en büyük nedeni ise Alman vatandaşı ile evlenen Türklerden, Almanya’ya gelmeden önce temel düzeyde Almanca öğrenmelerinin istenmesi. Almanya’da muhalefette bulunan Yeşiller ve Sol Parti bu uygulamanın kaldırılmasını ve aile birleşiminin kolaylaştırılmasını talep ediyor. Her iki parti de, küçük kentlerde ve köylerde Almanca kurslarının bulunmaması nedeniyle Almanca öğrenmenin neredeyse imkânsız bir hâle geldiğini savunuyor. Bunun yanı sıra Almanca zorunluluğunun sadece bazı ülke vatandaşlarından isteniyor olması nedeniyle, yasa "ayrımcı" olarak nitelendiriliyor.

"Yasa temel haklara aykırı"

Yeşiller'in aile birleşiminin kolaylaştırılması talebiyle hazırladığı yasa teklifi ile Sol Parti'nin verdiği önerge, pazartesi günü Alman Meclisi'nin İçişleri Komisyonu'nda ele alındı. Kamuoyuna açık olarak gerçekleştirilen oturumda, konuyla ilgili uzmanların görüşleri dinlendi.

Federal Alman Meclisi İçişleri Komisyonu’nda görüş bildiren İki Uluslu Aileler Derneği Genel Sekreteri Hiltrud Stöcker-Zafari bu uygulamaya karşı olduklarını belirtti. Bu düzenlemenin ailelere maddi ve manevi yük getirdiğini vurgulayan Stöcker-Zafari, özellikle de eğitim düzeyi düşük ve dar gelirli insanların bundan olumsuz etkileniyor. Bu uygulama yüzünden eşlerini kısa bir zaman içinde yanlarına alamıyorlar. Bazı durumlarda, eşler aylarca, yıllarca birbirinden ayrı kalıyor. Bizim bakış açımıza göre, bazı sosyal grupları seçici ve aile düşmanı olan bu düzenleme, ulusal ve Avrupa düzeyinde temel haklara ve insan haklarına aykırı" şeklinde konuştu.

Frankfurt Goethe Üniversitesi Hukuk Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Thomas Gross da bu uygulamanın öncelikle Alman anayasasına aykırı olduğunu belirtti. Gross, bu yasanın zorla evlendirmeleri engelleme hedefine de ulaşmadığına dikkati çekti. "Çok sayıda belgeyi, önergeleri, Alman hükümetinin üzerinde tartıştığımız raporunu inceledim. Bu uygulamanın, zorla evlendirmeleri engellemede etkin bir yöntem olduğuna dair güçlü bir kanıt bulunduğunu söyleyemem.”

Almanca öğrenmenin avantajları

Bunun yanı sıra eşlerin uzun süre birbirinden ayrı kalması, uyumun önünde bir engel olarak görülüyor. Bu nedenle uygulamayı eleştirenler, Almanca kurslarının Almanya’da yapılması gerektiğini savunuyor. Buna karşılık Hessen Eyaleti İçişleri Bakanlığı’ndan Wilfried Schmäing, Almanya’ya gelmeden önce Almanca öğrenilmesi gerektiği görüşünde. Schmäing, bu çerçevede Hessen Eyaleti’ndeki yabancılar dairelerinin de olumlu izlenimleri olduğunu dile getirdi ve ”Yapılan görüşmelerde, temel düzeyde Almanca bilgisi olan göçmenlerin daha açık, motivasyonlarının güçlü olduğu dikkati çekiyor. Almanca kurslarıyla ilgileniyorlar. Memleketlerinde aldıkları temel Almanca bilgisi ile ilk korkuları giderilmiş oluyor. Almanca öğrenmeye devam etmek ve uyum kurslarına katılmak için motivasyonlarının yoğun olduğu dikkati çekiyor” şekline konuştu.

Aile birleşimi için Almanca öğrenmek zorunda olanlar Goethe Enstitüsü’nün sınavını geçtikten sonra vize alabiliyorlar. Goethe Enstitüsü İstanbul Şubesi Müdür Yardımcısı Erika Broschek de Almancanın Almanya’ya gelmeden öğrenilmesinin avantajları olduğunu belirtti. "Kursiyerlerimizin çoğunu öğrenmeye alışık olmayan, eğitim düzeyi düşük kişiler oluşturuyor. Bu kişilere soyut kurallarla dilbilgisi öğretemezsiniz. Her şeyin anadil ile karşılaştırılması gerekiyor. Bu nedenle de kurs öğretmeni ve kursiyerlerin birbirilerini anlayabilecekleri, aynı dili konuşmaları büyük önem taşıyor, bizim örneğimizde bu dil Türkçe.” Broschek, kurs öğretmenlerinin çoğu Almanya'da yaşamış olduğu için, Almancanın yanı sıra Almanya'ya ilişkin bilgiler de aktardıklarını söyledi.

Ancak Yeşiller ve Sol Parti, Almancanın Almanya’ya gelmeden öğrenilmesini bir avantaj olarak görmüyor. Yeşiller’in sunduğu yasa tasarısı ve Sol Parti’nin önergesinin önümüzdeki aylarda Federal Alman Meclisi’nde de görüşülmesi bekleniyor.



© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Jülide Danışman / Berlin

Editör: Murat Çelikkafa

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik

Daha fazla içerik göster