1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Akdeniz Birliği tartışması

Ayhan Şimşek / DW3 Ağustos 2007

Avrupa Birliği'ne alternatif olarak Türkiye'nin de dahil olması önerilen Akdeniz Birliği, başta Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin girişimleriyle çeşitli uluslararası platformlarda konuşuluyor.

Türkiye'ye Akdeniz Birliği üyeliğini Sarkozy gündemde tutuyor.
Türkiye'ye Akdeniz Birliği üyeliğini Sarkozy gündemde tutuyor.Fotoğraf: AP

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine alternatif olarak önerdiği “Akdeniz Birliği” yeniden tartışma gündeminde.

Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, Çarşamba günü Paris’e yaptığı ziyarette, Sarkozy’nin düşüncesini “mükemmel bir öneri” olarak nitelendirdi ve Akdeniz Birliği projesinde yer almaya sıcak baktıklarını vurguladı. Mübarek, bu konudaki “beyin jimnastiğinin” sürdüğünü, projenin hem Avrupa hem de Kuzey Afrika ülkelerinin çıkarına olduğunu kaydetti.

İspanya'nın desteği

Akdeniz Birliği projesine bir destek de İspanya’dan geldi. İspanya Dışişleri Bakanı Miguel Angel Moratinos, Avrupa Birliği’ne paralel bir Akdeniz Birliği’nin kurulmasının vaktinin geldiğini söyledi.
Moratinos, El Pais gazetesine yazdığı makalede, Akdeniz Birliği’yle birlikte “yeni bir jeo-politik alan” yaratılacağının altını çizdi.

Bugüne kadar Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine güçlü destek veren İspanya’dan gelen çıkış, ilk başta birçoklarını şaşırttı. Ancak diplomatik kaynaklar, İspanya’nın Sarkozy’den farklı olarak Akdeniz Birliği’ni Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine bir alternatif olarak görmediğinin altını çizdiler. Diplomatlara göre İspanya, geleneksel olarak Avrupa Birliği’nin Akdeniz boyutuna verdiği önem doğrultusunda bu bölgeye yönelik politikanın güçlendirilmesini hedefliyor.

Moratinos'un makalesi

İspanyol Dışişleri Bakanı Miguel Angel Moratinos, El Pais’ye yazdığı makalade, Akdeniz Birliği’nin sahip olması gereken kurumsal ayrıntılara da yer verdi. Moratinos’a göre Akdeniz Birliği, tıpkı Avrupa Birliği gibi, stratejik kararların alınacağı devlet ve hükümet başkanları konseyi, ilgili konularda bakanların bir araya geleceği bir “bakanlar konseyi”, daimi bir Komisyon ve Parlamento’ya sahip olmalı.

Moratinos, Akdeniz Birliği’nin yasa dışı göçten, çevre konularına, bölgeyi ilgilendiren tüm sorunlarda önemli çözüm fırsatları yaratabileceğini vurguladı.

Madrid ve Paris'in farklılığı

İspanya ile Fransa’nın önerileri “Akdeniz Birliği” olarak, aynı isim altında buluşssa da, farklı beklenti ve hedeflerden hareket ediyorlar.

İspanya, Avrupa Birliği’nin 1995 yılında özellikle Akdeniz’e kıyısı bulunan Arap ülkelerine yönelik geliştirdiği Avrupa-Akdeniz ortaklığını daha da ileriye taşımayı hedefliyor. Barselona süreci olarak da adlandırılan bu politika, geçen 10 yılda beklenen başarıyı gösterememişti.

AB'nin ilgisi zorunlu

Ancak özellikle son yıllarda Arap dünyasında artan radikal eğilimler, güvenlik sorunları ve yasa dışı göç, Avrupa Birliği’nin bu bölgeye daha güçlü bir şekilde eğilmesini zorunlu hale getiriyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin Akdeniz’e kıyısı bulunan ülkelerle sınırlamaya çalıştığı “Akdeniz Birliği” girişimi ise, bir çok uzman tarafından Fransa’nın Avrupa’daki rakiplerini dışarıda tutarak, bölgede hakimiyet alanını genişletme girişimi ve Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini engelleme çabası olarak görülüyor.

Emerson'un değerlendirmesi

Brüksel merkezli Avrupa Siyaset Çalışmaları Merkezi’nin (CEPS) uzmanlarından Michael Emerson, Sarkozy’nin Akdeniz Birliği düşüncesini eleştirirken, şunlarını söyledi:

“Bu düşüncenin çok sorunlu olduğunu düşünüyorum. Çünkü Avrupa Birliği’nin zaten Akdeniz’e yönelik bir Barcelona süreci politikası, bunun oluşturulmuş yapıları ve mekanizmaları var. Bu mükemmel olmayabilir ama şu anda işliyor. Şimdi Sarkozy çıkıp Akdeniz’e kıyısı olan Avrupa ülkeleri ve diğer kıyıdaş ülkelerden oluşacak olan bir Akdeniz Birliği’nden söz ediyor. Bu amaçla yeni kurumsal yapılanma ve mekanizmalar geliştirmekten bahsediyor. Bu gerçekten Avrupa Birliği içinde büyük bir sıkıntı, karışıklık yaratır. Çünkü bugüne kadar oluşturalan tüm politikaları yerle bir edecektirb Pratik olarak da ticaretten, yardım politikasına kadar bir çok alanda Avrupa Birliği’nin işleyişinde içinden çıkılamayacak sorunlara neden olacaktır. Sarkozy cidden bu öneriyi getirip, yerleşmiş tüm bu politikaları yıkmayı göze alabilir mi? Ben sanmıyorum."