1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AKP köprüden önceki son çıkışı kaçırdı mı?

13 Kasım 2020

Anket şirketlerine göre AKP'nin oylarında belirgin bir düşüş var. Albayrak'ın gitmesi ve ekonomideki olası düzelme bu düşüşü geriye çevirebilir mi? AKP, köprüden önceki son çıkışı kaçırdı mı?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Turksih Presidency/M. Kula

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Berat Albayrak’ın istifası sürecinde AKP’nin deneyimli isimleri yeniden ön plana çıkarmasının ekonomik sorunları çözmede etkili olup olmayacağı ve AKP oylarındaki düşüşü geri çevirip çevirmeyeceği tartışılırken, Ankara'da AKP'nin bu krizi aşması için yargı başta olmak üzere ekonomiden daha fazla alanda adıma ihtiyacı olduğu tahmin ediliyor.

Merkez Bankası başkanlığına geçtiğimiz hafta sonu eski bakanlardan Naci Ağbal'ın atanmasının hemen ardından Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak Instagram hesabından yayınladığı bir açıklama ile istifasını duyurmuştu. Ancak Ankara kulislerinde Albayrak'ın istifasının tek nedeninin aralarının iyi olmadığı sır olmayan Ağbal'ın atanması olmadığı konuşuluyor. İstifanın kabulüyle sonuçlanan süreçte Albayrak'ın ani çıkışının perde arkasında Erdoğan'ın Albayrak'ın ekonomideki icraatlarını "bir çeşit test etmesine ve Albayrak'ın konumunu yeni isimlerle tahkim etmeye çalışmasına duyulan kızgınlık" olduğu belirtiliyor.

Albayrak'ın gidişinin ardından yapılan ilk grup toplantısında ise Erdoğan yeni ekonomi yönetimine tam desteğini açıklayarak yargı başta olmak üzere bazı reformların da işaretini verdi.

Deneyimli isimlere dönüşün sürmesi bekleniyor

Hafta sonu yaşanan köklü değişim kapsamında ön plana çıkanlar arasında Ağbal'ın yanı sıra, eski bakanlardan Lütfi Elvan ve Cevdet Yılmaz ile eski İçişleri Bakanı Efkan Ala gibi isimler bulunuyor. AKP'ye yakın kaynaklara göre, Albayrak'ın gidişinin ardından partinin eski bazı isimlere dönüşü bundan sonra da sürecek. Bu çerçevede Binali Yıldırım'ın yanı sıra Bülent Arınç'ın da daha çok söz sahibi olması beklentiler arasında.

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi olan Arınç istifa sürecinin hemen öncesinde yaptığı bir açıklamada ekonomide sıkıntılar olduğunu ve Albayrak’ın "bu sıkıntı psikolojik" söylemine itiraz ettiğini belirtmişti.

MAK Araştırma Şirketi sahibi Mehmet Ali Kulat'a göre de Cumhurbaşkanı Erdoğan bu süreci "deneyimli isimlerle olabildiği kadar tolere etmeye çalışacak". 

Kulat, Albayrak’ın istifasının nasıl bir anlam taşıdığını ise şu sözlerle aktarıyor:

"Kabinedeki tüm bakanlar değişse ama Berat Albayrak kalmış olsaydı kabine değişikliği oldu sayılmazdı. Ama Albayrak'ın istifası ciddi bir kabine değişikliğidir. Çünkü Albayrak'a biçilen rol fiili olarak bir başbakan rolüydü."

Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak Instagram hesabından yayınladığı bir açıklama ile istifasını duyurmuştuFotoğraf: picture-alliance/dpa/TASS/M. Klimentyev

"Bazı bakanlar rahat nefes aldı"

Albayrak'ın etkin konumu ve Erdoğan'a ailevi yakınlığı sayesinde sadece ekonomide değil, yargı ve medya gibi pek çok alanda söz sahibi olduğuna dikkat çekilirken, bu nedenle yokluğu ile artık bazı bakanların daha rahat hareket etmesi de bekleniyor.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül son yaptığı açıklamada, hukukun öngörülebilirliği ile ekonominin öngörülebilirliğinin doğru orantılı olduğunun altını çizerek Anayasa Mahkemesi kararlarının önemine dikkat çekti ve "Adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun" ifadelerini kullandı.

Ankara Enstitüsü'nden Araştırma Direktörü Osman Sert deneyimli isimlerin dönüşünü "Burada kimin geldiğinden daha çok kimin gittiği önemli" sözleriyle yorumluyor. Sert, Albayrak'ın ayrılmasını "bir anlayışın ayrılması" olarak değerlendiriyor ve şunları söylüyor:

"Albayrak sadece bir hazine ve maliye bakanı değildi, sadece bir bakan da değildi. Savunma ve birkaç alan dışında hemen hemen her alanda bir anlamı vardı. Dolayısıyla onun görevden ayrılmış olması kimin geldiğinden çok daha önemli."

Sert, Albayrak'ın gidişinin tüm bu alanlardaki etkisini tümüyle kaybedeceği anlamına gelip gelmediğini anlamak için ise zaman gerektiğini söylüyor.

Albayrak'ın hemen hemen her bakanlıktaki üst pozisyonlara kendisine yakın isimleri getirdiği Ankara'daki siyasi kulislerde bilinen bir durum.

"Erimeyi önlemek için daha fazlasına ihtiyaç var"

Erdoğan'ın deneyimli isimleri yeniden ön plana çıkarmasının ekonomideki kötü gidişatı kısmen durdurabileceği yorumları yapılıyor, ancak oylardaki erimenin geri döndürülmesi için bundan daha fazlasına ihtiyaç olacağı belirtiliyor.

MAK'ın son anketlerine göre AKP'nin oy oranı kararsızlar dağıtılmadan şu anda yüzde 35 civarında. Kulat, bu oranın bir dönem yüzde 30'lara kadar indiğini ancak gerek Azerbaycan'daki çatışmalar gerekse "Mavi Vatan" gibi milliyetçi söylemlerle sonradan yükseldiğini belirtiyor. Kulat, MHP'nin oylarında da düşüş olduğunu ancak bu oyların bir kısmının yine İttifak ortağı AKP'ye, bir diğer kısmının ise İYİ Parti'ye gittiğini söylüyor.

Konsensus Araştırma Başkanı Murat Sarı ise kendi anketlerinde Cumhur İttifakı'ndaki düşüşün kararsızlar da eklendiğinde çok fazla görünmediğini, ancak yüzde 50+1'in bıçak sırtı olduğunu belirtiyor. Sarı, "Evet oylarda bir erime var ama daha çok ittifaklar kendi içinde erime yaşıyor. Mesela AKP'nin MHP bağımlılığı biraz daha artmış durumda" saptaması yapıyor.

Bu arada Konsensus Araştırma tarafından 14 Eylül – 20 Ekim arasında yapılan Türkiye Gündemi Araştırması'na göre vatandaşların yüzde 53'ü ekonomik durumunun kötüye gittiğini dile getiriyor.

AKP son çıkışı kaçırdı mı?

Peki Albayrak'ın gidişiyle ekonomik koşullardaki olası bir düzelme AKP'nin oy oranını nasıl etkiler?

Sert'e göre burada irdelenmesi gereken en önemli soru "AK Parti'nin köprüden önceki son çıkışı kaçırıp kaçırmadığı". Davutoğlu'nun uzun yıllar danışmanlığını yapmış ve sahayı iyi bilen Sert, AKP'nin köprüden önceki son çıkışı ekonomideki ağır travma nedeniyle kaçırdığı görüşünde.

Erdoğan'ın ve yeni ekonomi yönetiminin bundan sonra atacağı adımların bu gidişatı çevirmeye yetip yetmeyeceğini zamanın göstereceğini söyleyen Sert, "Eğer ekonomideki fotoğraf göründüğü kadar kötüyse ki öyle görünüyor, sadece birkaç kişinin değişmesi ile dönüşüm mümkün değil" diyor. Sert, bununla birlikte Erdoğan’ın şimdiye kadar sayısız krizi atlatmış bir siyasetçi olduğunu da not düşüyor.

Kulat ise toparlanma ihtimali gördüğünü ancak bunun için sadece kadroları değiştirmenin yetmeyeceğini ifade ediyor ve şunları ekliyor:

"Toparlanma isteniyorsa bu sadece ekonomi ile olmaz. Cumhurbaşkanı Erdoğan eğer partisinin yeniden siyasetin belirleyici kurumu olmasını istiyorsa yapması gereken şey toplumun kendisinden ne beklediğini sorması ve aldığı yanıtları uygulaması."

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde yüzde 50 +1 oy gerektiğini hatırlatan ve Cumhur İttifakı’nın şu anda buna erişmesini mümkün görmeyen Kulat, bu nedenle bu sistemde revizyona gidilmesini de bekliyor.

Gülsen Solaker / Ankara

© Deutsche Welle Türkçe

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik

Daha fazla içerik göster