1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
İnançTürkiye

Aleviler 8 Kasım’da eylem yapacak: Kanun teklifi yetersiz

5 Kasım 2022

Kendileri ile ilgili kanun teklifini yetersiz bulan Aleviler, eylem yapacak. Aleviler, hükümetin asimilasyon politikası yürüttüğünü iddia ediyor. AKP ise, "Acil ihtiyaçlardan başlandı. Adım adım devam ediyor" diyor.

Semah dönen Aleviler
Fotoğraf: AP

Hükümetin, Alevilere yönelik bir süredir yürüttüğü çalışmalar sonrasında AKP’li vekillerce hazırlanan ve cemevlerine yönelik yeni düzenlemeleri içeren "Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi", geçen hafta TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda tartışmalar eşliğinde kabul edilmişti. Teklifin önümüzdeki hafta Genel Kurul gündemine gelmesi beklenirken, Alevi toplumunun kanaat önderleri, komisyon görüşmelerine katılarak teklifle ilgili tepkilerini dile getirmişti. Hazırlanan kanun teklifinin yetersiz olduğunu savunan dernek ve vakıf temsilcileri, teklifin geri çekilmesi talebinde bulunmuştu. Teklif, AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla Genel Kurul’a sevk edilmek üzere Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilmişti.

İzmir'de bir cemevinde cemFotoğraf: Idil Toffolo/Pacific Press/picture alliance

Aydınlatma giderlerini bakanlık karşılayacak

Teklifin Genel Kurul’da bu haliyle yasalaşması durumunda büyükşehir belediyeleri, belediyeler ve büyükşehir ilçe belediyeleri gerektiğinde, Alevi-Bektaşi kültürü ve erkan hizmetlerinin yürütüldüğü cemevlerinin yapım, bakım ve onarımını gerçekleştirebilecek, malzeme desteği sağlayabilecek. İl özel idareleri, il sınırları içinde mabetler, kültür ve tabiat varlıkları, tarihi doku ve kent tarihi bakımından önem taşıyan mekanlar ile cemevlerinin yapım, bakım ve onarımını gerçekleştirebilecek. Belediye ve bağlı kuruluşlar tarafından verilen indirimli veya ücretsiz içme ve kullanma suyu imkanı, cemevlerine de tanınacak. Cemevlerinin aydınlatma giderleri Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca karşılanacak. Bu arada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "Alevi-Bektaşi inanç önderlerine kadro verilecek" sözlerine ilişkin herhangi bir düzenleme kanun teklifinde yer almadı. Ancak, Alevi toplumu temsilcileri bir sonraki aşamada hükümetin maaş bağlayarak Alevi dedelerini memur olarak atamak istediğini ve bu şekilde Alevi toplumunu baskı altına almak istediğini iddia ediyor.

7 bileşen TBMM önünde eylem yapacak

Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilmesinin ardından kanun teklifini değerlendiren alevi örgütleri, 8 Kasım’da Ankara’da TBMM önünde eylem yapma kararı aldı. Eyleme, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Avrupa Alevi Birleşik Konfederasyonu (AABK), Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Alevi Dernekler Federasyonu (ADFE), Alevi Vakıflar Federasyonu (AVF), Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV), Alevi Kültür Dernekleri katılacak.

Gazi Cemevi'nde bir cemFotoğraf: Imago/Zuma Press

"Hükümet Alevilere yönelik asimilasyon politikası yürütüyor"

Eylemle ilgili DW Türkçe'ye bilgi veren Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Sekreteri İsmail Ateş, komisyon toplantısında yasa teklifinin bu haliyle taleplerini karşılamadığını anlattıklarını ifade ederek, "Ancak, özellikle AK Partili komisyon üyeleri tarafından aşağılandık ve hakarete varan cümlelerle karşılandık" dedi. Yasa teklifi ile Alevi kimliğinin yok sayıldığını iddia eden Ateş, "Taleplerin karşılanması bir yana, ibadethanelerimiz olan cemevleri ve ibadetimiz olan cemler bir sorun gibi gösteriliyor. Bizler bu yasaya karşı çıkıyoruz" dedi. Erdoğan’ın Alevi inaç önderlerine kadro verileceği sözünü de hatırlatan Ateş, Alevi dedelerine maaş bağlanmak istenmesine tepki gösterdi. Ateş, "Alevilik ocak geleneği üzerinden sürmektedir. Alevilerin ocaklarının temsilcileri ise dedelerdir. Dedelere maaş vererek yapılmaya çalışılan ocakları devletin bir kurumu, dedeleri de devletin bir memuru etmektir" ifadesini kullandı. Ateş, hükümetin Alevilere yönelik asimilasyon politikası yürüttüğünü de kaydediyor.

Peki Aleviler ne talep ediyor?

Aleviler, öncelikli olarak eşit yurttaşlık hakkı talebinde bulunuyor. Cemevlerinin ibadethane statüsüne getirilmesini de talep eden Aleviler, AİHM kararları doğrultusunda zorunlu din derslerinin ve müfredata konuların bütün dini içeriklerin kaldırılması, kaldırılamıyorsa seçmeli hale getirilmesini istiyor. Alevilerin diğer talepleri arasında Madımak Oteli’nin utanç müzesi haline getirilmesi, Alevi köylerine zorla yaptırılan camilerin kapatılması ve Alevi dergahlarının Alevilere teslim edilmesi geliyor.

Sivas Katliamı'nın gerçekleştiği Madımak OteliFotoğraf: ADEM ALTAN/AFP/Getty Images

AKP’li Güler: Acil ihtiyaçlardan başlandı

Kanun teklifinde imzası bulunan TBMM Adalet Komisyonu Başkanı AKP’li Abdullah Güler, eleştirilerle ilgili DW Türkçe'nin sorusunu yanıtladı. Şu anda teknik bir çalışma yürütüldüğünü belirten Güler, "İmar mevzuatından elektrik dağıtım işlemlerine kadar teknik bir çalışma. Daha sonra teşkilat yapısıyla beraber Kültür Bakanlığı bünyesinde Cemevi Başkanlığı kurulacak. Dolayısıyla çalışmalar, orada devam edecek. Süreç devam ediyor" dedi. Türkiye'de 2 bine yakın cemevi bulunduğuna dikkat çeken Güler, "Şu anda bir altlık oluşturuluyor. Acil ihtiyaçlardan başlandı. Adım adım devam ediyor" ifadesini kullandı.

Komisyonda hangi tartışmalar yaşanmıştı?

Kanun teklifinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda geçtiğimiz hafta devam eden görüşmeleri sırasında Alevi Vakıflar Federasyonu Genel Başkanı Haydar Baki, zorunlu din dersleri ile ilgili AİHM kararlarını hatırlatarak, teklifin geri çekilmesini istemişti. Baki, "Cumhurbaşkanı hiçbir Alevi kurumuyla, bizlerle görüşmedi. Burada Alevilik kültürel bir etkinlik. Benim inancıma nasıl 'kültürel' diyebilir. Bizi tanımlamaktan vazgeçmenizi istiyoruz" ifadesini kullanmıştı. Baki, teklifin vergi usul kanunu kapsamında görüşülmesine de tepki göstermişti. Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Mustafa Aslan da, teklifte Alevilerin tek sorununun su ve elektrik faturasıymış gibi yansıtıldığını vurgulayarak, teklifin torba yasadan çıkarılmasını istemişti. Aslan, "İbadetimiz 'cem', ibadethanemiz 'cemevi'dir. Cemevine ibadethane statüsü tanınmalıdır. Getirilen teklif bu topraklarda yüzyıllardır, inkar edilen, ayrımcılığa uğrayan, katliamlara maruz kalan bir inanç toplumunu yasal çerçevede de tekrar yok sayma teklifidir" demişti.