1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Aliağa'da tersane işçisi: Asbestli elyaflarla elimizi sildik

12 Temmuz 2025

Asbest nedeniyle meslek hastalığına yakalanan işçi, "Ellerimizle asbesti temizledik" diyor. Aynı şirket şimdi İngiltere'den gelen tartışmalı HMS Bristol gemisini sökecek.

İngiliz Kraliyet Donanması'na ait tartışmalı HMS Bristol gemisi Aliağa tersanesinde görülüyor
İngiliz Kraliyet Donanması'na ait tartışmalı HMS Bristol gemisiFotoğraf: Privat

13 yıl boyunca 30'dan fazla gemide söküm işinde çalıştı, yıllarca İngiliz savaş gemilerinin kablolarını çıplak elle kesti. Maske, eldiven, bot ya da koruyucu elbiseleri yoktu. Asbest sökümüne dair herhangi bir eğitimden de geçmemişlerdi.

2023'te akciğerlerinde asbest kaynaklı hasar tespit edildi. Malulen emekli edildi.

"Meslek hastalığı teşhisi konuldu, artık çalışırsan üç beş yıl içinde ölürsün dediler, havası temiz olan bir yerde yaşa dediler. Ancak böyle bir imkanımız olmadı. Bir oğlum var, geçici işlerde çalışmaya devam ediyorum. Hayat çok zor" diyor.

İsmini vermek istemeyen 45 yaşındaki emekli işçi, Aliağa'daki gemi sökümünde zor koşullardan çalışan işçilerden sadece biri.

Meslek hastalığı teşhisi Leyal Gemi Söküm şirketinde çalışırken kondu. Şimdilerde ise bu firma yeni bir gemi sökümü ihalesiyle gündemde: İngiliz Kraliyet Donanması'na ait tartışmalı HMS Bristol gemisi.

"Asbesti koruyucu kumaş sanıyorduk"

İşçi, Avrupa Birliği (AB) onaylı bir tesis olan Leyal'deki çalışma koşullarını şöyle anlatıyor:

"Asbesti borulara sarılı koruyucu kumaş sanıyorduk. Ellerimizle temizledik, asbestli elyaflarla elimizi siliyorduk. 2011'den 2023'e kadar çalıştım. Maske ya da gözlük iki yıldır veriliyordu, o da ayda bir tane. Denetim geleceği zaman gemiler süslenirdi, üstü örtülürdü. Asıl tehlikeyi kimse görmezdi."

İşçinin aktardığına göre, çoğu meslektaşı benzer koşullarda çalışıyor ancak hastalığını gizliyor, dava açmıyor:

"Çünkü herkesin çoluğu çocuğu var. Korkuyorlar."

Denize atık bırakıldığını, kimyasal toprağın gece kepçeyle taşındığını ve AB standartlarının gerçekte uygulanmadığını da sözlerine ekliyor.

İşçi ayrıca, HMS Bristol gemisinin de benzer tehlikeler taşıdığına dikkat çekiyor:

"İngiltere'den gelen son gemide çok fazla kimyasal var. Koşullar ise aynı."

HMS Bristol'un asbest raporu yetersiz

İngiltere Kraliyet Donanması'na ait 1967 yapımı HMS Bristol gemisi, 3 Temmuz 2025'te Aliağa'ya ulaştı.

NGO Shipbreaking Platform'a göre HMS Bristol, yüzlerce asbest parçası, kurşun bazlı boya, organotinli antifouling boyalar, CFC gazları ve PCB içeren ekipman barındırıyor. Tehlikeli Maddeler Envanteri (IHM) gemide 400'ün üzerinde asbestli parça, 283 kilogram kurşun boya ve 263,5 kilogram deniz yaşamına zararlı tributiltin (TBT) tespit etti.

3 Temmuz’da Aliağa’da FSO Sloug adlı gemide yangın çıktı. Geminin tanklarında yaklaşık 6 bin ton petrol vardı. Bu yangın, gemi geri dönüşüm sektöründe denetim ve düzenlemelerin acilen güçlendirilmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.Fotoğraf: Privat

DW Türkçe'nin edindiği bilgilere göre, HMS Bristol'e ilişkin olarak bugüne kadar tam kapsamlı bir asbest araştırması yapılmadı. İngiltere'deki mevzuata göre bir yapının yıkımı ya da sökümü öncesinde "Refurbishment & Demolition Survey" (Yenileme ve Yıkım Araştırması) yapılması gerekirken, HMS Bristol için yalnızca 2019 yılında hazırlanmış bir "Management Survey" (Yönetim Araştırması) bulunuyor. Bu belge güncellenmediği gibi, gemide asbeste dair yapılması gereken kapsamlı ve müdahaleli araştırmalar da gerçekleştirilmedi.

Uzmanlara göre mevcut yönetim araştırması, erişilebilir tüm asbest kaynaklarını tanımlamakta yetersiz kaldı. Örneğin, Gaz Türbini Odası'nda yalnızca "görsel örnekler" alındı. Bu alanda asbest dokuma bezi tespit edilmesine rağmen, aynı boru tesisatının uzandığı diğer bölümler incelenmedi. Bu durum, kayıtlara geçmemiş ciddi miktarda dağılabilir asbest içeriğinin bulunabileceği anlamına geliyor.

Gemi sökümü öncesinde IHM'de yer alan eksiklikler, geri dönüşüm öncesi gereken teknik hazırlıkların tamamlanmadığını gösteriyor.

"Kirlilik kronikleşti, denetim yok"

HMS Bristol Aliağa'ya doğru gelirken İzmir Tabip Odası, Ege Çevre ve Kültür Platformu Derneği ile Depo, Liman, Tersane ve Deniz işçileri Sendikası, İzmir Yaşam Alanları Platformu ve Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi, Aliağa’daki 22 gemi söküm tesisine ilişkin suç duyurusunda bulundu. Bu tesislerden 11'i AB sertifikalı.

Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan suç duyurusu, yalnızca şirketleri değil, aynı zamanda bu şirketleri denetlemesi gereken kamu görevlilerini, belge düzenleyen özel denetim firmalarını ve Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği'ni (GEMİSANDER) kapsıyor.

Başvuruda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İzmir Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, Aliağa Liman Başkanlığı, İş Sağlığı ve Güvenliği Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü Başkanlığının da denetim görevini yeterince yerine getirmediği öne sürülüyor.

Başvuruda çevreyi kasten veya taksirle kirletme, görevi kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik gibi suçlamalar yer alıyor.

 

Leyal Gemi Söküm'e çevre ve iş güvenliği ihlali suçlaması

Suç duyurusunda adı geçen tesislerden biri de Leyal Gemi Söküm şirketi. Buna göre şirketin AB denetim raporlarına yansıyan çeşitli çevre ve iş güvenliği ihlalleri bulunuyor.

2024 tarihli AB raporunda, Leyal tesisinde bir geminin gelgit hattında söküldüğü tespit edildi. Bu uygulamanın, deniz ekosistemine zarar verme riski taşıdığı belirtiliyor. Aynı raporda, kıyıdaki toprak yapısının karardığı ve tesisin sunduğu çevresel izleme verilerinde, askıda katı madde, fenol, ham petrol türevleri ve amonyak konsantrasyonlarının ulusal eşik değerlerin üzerinde olduğu kaydedildi.

Ayrıca aynı yıl yapılan denetimde, gemi çevresine yerleştirilen yağ bariyerinin sızıntıyı ve kirlenmeyi önlemekte yetersiz kaldığı bildirildi.

Zehirli asbest maddesinin yakından görünümüFotoğraf: Valery Voennyy/Zoonar/picture alliance

Daha önceki raporlarda ise ekipman etiketlemelerinde eksiklikler, asbest söküm süreçlerinde yetersiz belgelendirme ve teknik raporların yetersizliği gibi sorunlar yer aldı.

2023 yılında Betty Knutsen ve Petronordic adlı gemilerin sökümü sırasında hazırlanan asbest yönetim raporlarının da yetersiz olduğu, asbestin çıkarıldığı alanların yeterince tanımlanmadığı, görsel belgelerin eksik olduğu ve sürecin belgelendirilmesinde ciddi eksiklikler bulunduğu ifade edildi.

Tüm bu bulgular, şirketin HMS Bristol'ü sökme yeterliliğini sorgulatıyor.

Bölgenin kirlilik kapasitesi aşıldı

Suç duyurusunda 22 gemi söküm tesisinin Aliağa'da yıllar içinde biriken bir çevresel kirliliğe neden olduğu vurgulanıyor.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın 2019 tarihli Tertemiz raporu ve TÜBİTAK ile Ege Üniversitesi'nin 2021'de yayımladığı bilimsel çalışmalar, toprakta arsenik, kurşun, kadmiyum; deniz ortamında ise PAH, TBT ve diğer ağır metallerin sınır değerlerin çok üzerinde olduğunu ortaya koyuyor. Buna rağmen Çevre Bakanlığı başta olmak üzere ilgili kamu kurumlarının kirliliği önlemeye dönük adım atmaması suç duyurusuna gerekçe gösteriliyor.

AB raporları: Tehlike belgelenmiş durumda

Suç duyurusuna eklenen AB denetim raporlarına göre birçok tesiste sistematik olarak toprak ve sediment kirliliği olduğu, tehlikeli atıkların usule uygun bertaraf edilmediği, işçi sağlığına yönelik temel önlemlerin alınmadığı tespit edildi. AB tarafından onaylı olan tesislerde dahi bu bulgular yer alırken, denetime kapalı tesislerde riskin daha büyük olduğu vurgulanıyor.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının sadece su kalitesine dair izleme yaptığı; hava, toprak, tortu ve biyolojik izlemelerin ise yapılmadığı belirtiliyor. Dahası, çevresel izleme yetkisinin 2021 öncesinde GEMİSANDER'e devredildiği, ancak bunun yasal çerçevesinin belirgin olmadığı ve tesislerin kendi kendilerini denetlediği anlamına geldiği ifade ediliyor. Diğer yandan GEMİSANDER'e verilen sorumluluğun kapsamına ve yeterliliğine ilişkin endişeler Bakanlığın Tertemiz raporunda ve AB raporlarında da yer alıyor.

Sahte denetim, çevre kirliliği, yetersiz önlem

Suç duyurusunda, gemi söküm tesislerinde denetim süreçlerinin göstermelik yapıldığı, bazı özel denetim şirketlerinin uygun olmayan ekipmanlara sahte onay belgeleri düzenlediği ileri sürülüyor.

Ayrıca söküm işlemleri sırasında, yağlı, boyalı ya da asbestli parçaların yeterli temizlik yapılmadan işlendiği, bu nedenle toprağa ve denize toksik maddelerin karıştığı belirtiliyor.

Aliağa'ya 2022 yılında gelen ve tartışma yaratan Brezilya donanmasına ait Nae Sao Paulo adlı gemi Fotoğraf: DHA

Öte yandan Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) gemi sökümünü "en tehlikeli işler" arasında saymasına rağmen işçilere koruyucu ekipman sağlanmadığı, eğitim ve acil durum tatbikatlarının yapılmadığı ve iş güvenliği kayıtlarının eksik olduğu belirtiliyor.

Bu tespitler, söküm ihalesini Leyal şirketinin aldığı HMS Bristol gemisine ilişkin kaygıları daha da artırıyor. Sivil toplum kuruluşları gerek şirketin geçmiş uygulamaları gerekse sektördeki genel denetim zafiyetleri göz önüne alındığında HMS Bristol'ün sökümünün yeni bir kirlilik ve sağlık krizine yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Aliağa Çalışma Grubuna göre Çevre Bakanlığı tarafından HMS Bristol için gerekli izinlerin temin edilmemesi ve İngiltere'nin gemiyi Basel sözleşmesinin ilkeleri çerçevesinde sökülmesi amacıyla geri almasının değerlendirilmesi gerekiyor.

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl ulaşabilirim? 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik