1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basını: Netanyahu'yu kim durduracak?

13 Haziran 2025

İsrail'in İran'a saldırılarıyla Ortadoğu'da tırmanan gerilimin muhtemel sonuçları, Alman basınında mercek altına alındı.

Benyamin Netanyahu
İsrail Başbakanı Benyamin NetanyahuFotoğraf: GPO/AFP

İsrail'in, İran'ın askeri üslerine, nükleer tesislerine ve üst düzey askeri yetkililerine saldırmasıyla yükselen tansiyon, Alman basınında geniş yer buldu.

Handelsblatt: Küresel ekonominin ihtiyaç duyduğu en son şey

Handelsblatt gazetesinde "Benyamin Netanyahu'yu kim durduracak?" başlığıyla yayımlanan yorumda "İsrail ve İran arasında korkulan kontrolsüz savaş senaryosu, Tahran'ın nükleer programına yapılan saldırı ile gerçeğe dönüştü" deniyor.

İsrail'in saldırısının boyutlarının "şaşırtıcı" olduğuna, Netanyahu hükümetinin İran'ın nükleer tesislerini hedef almakla yetinmediğine dikkat çekilen yorumda, ABD'nin bu saldırıyı önlememiş olduğunun altı çiziliyor, "Bölgedeki en güçlü iki aktör arasında kontrolsüz ve uzun süreli bir savaş, jeopolitik çalkantıların yaşandığı bu dönemde küresel toplumun ve küresel ekonominin ihtiyaç duyduğu en son şey" vurgusu yapılıyor.

İsrail hava saldırılarının Tahran'da yol açtığı yıkım. Fotoğraf: TASNIM NEWS/AFP via Getty Images

"İsrail'in mevcut tırmanışı her şeyden önce bir şeyi gösteriyor: Netanyahu giderek daha kontrolsüz bir şekilde ve iç siyasi saiklerle hareket ediyor" görüşüne yer verilen yorumda, "Yalnızca iç siyasi saiklere dayalı bir dış politika hiçbir zaman sürdürülebilir olmamıştır. Üstelik jeopolitik çatışmaların en karmaşık olanında bu yaklaşımın ölümcül olduğu açık" deniliyor.

Bild: "İsrail'in yaptığı meşru müdafaadır"

Bild gazetesi ise "İsrail her ülkenin yapacağını yapıyor" başlığıyla yayımladığı yorumda, İsrail'in İran'a saldırısının "meşru müdafaa" olduğu belirtiliyor.

Yorumda İsrail'in her egemen ülkenin yapması gerekeni yaptığı, "Cesurca, kararlılıkla ve cerrahi bir keskinlikle kendini savunduğu" kaydediliyor, "İran'ın kalbinin derinliklerindeki hedeflere saldırdığı operasyonu bir saldırganlık değil, meşru müdafaadır" deniyor.

İran'ın "İsrail'i haritadan silmek istediğine" ve bunun "İran devletinin resmi doktrini olduğuna" vurgu yapılan yorumda "Bunu görmezden gelen ya da basite indirgeyen herkes bu barbarlığın suç ortağıdır" ifadeleri kullanılıyor.

"Unutmayalım: İran on yıllardır halkına vahşice baskı uygulayan İslamcı bir diktatörlüktür" görüşünün aktarıldığı yorumda, uluslararası toplumun artık İran'a karşı net tavır alması gerektiği savunuluyor.

Junge Welt: "Ortadoğu'da nükleer silahlanmayı tetikleyebilir"

Junge Welt gazetesi yorumunda İsrail'in İran'a saldırarak Ortadoğu'da nükleer silahlanmanın fitilini ateşlemiş olabileceğine dikkat çekiyor.

"Netanyahu ve yandaşları yıllardır İran'a karşı savaşın hayalini kuruyor" denilen yorumda, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun "önleyici" olarak nitelendirdiği saldırıyı İran'ın asla nükleer bombaya sahip olmaması gerektiğini söyleyerek meşrulaştırmaya çalıştığına işaret ediliyor.

Yorumda, İran'ın sivil bir nükleer program geliştirdiği, bu amaç doğrultusunda da Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) ile işbirliği yaptığı, oysa 1960'lardan beri ABD ve Fransa'nın desteğiyle bölgedeki tek nükleer güç olan İsrail'in IAEA ile işbirliği yapmayı reddettiği anımsatılıyor ve şunlar kaydediliyor:

İran ile İsrail arasında tırmanan gerilim Alman gazetelerinde geniş yer buldu.Fotoğraf: Jan Woitas/picture alliance

"İsrail Birleşmiş Milletlere, BM Şartı'na ya da uluslararası hukuka saygı göstermiyor. Ancak İsrail'in son saldırısı, saldırıya uğrayan ülkeyi artık sonunda kendi güvenliği için nükleer silahlara sahip olmanın daha iyi olacağına ikna edebilir. Aynı durum nükleer program geliştiren Körfez ülkeleri için de geçerlidir."

Reutlinger General Anzeiger: "İsrail'e nefret giderek artıyor"

İsrail Başbakanı Netanyahu'nun İran'a saldırarak, koalisyon hükümetini dağılmaktan kurtardığına dikkat çekilen Reutlinger General Anzeiger yorumunda, şunlar kaydediliyor:

"Netanyahu'nun, ülkesinin düşmanlarını teker teker ortadan kaldırma planı şimdilik işe yarıyor gibi görünüyor. Önce Gazze Şeridi'nde Hamas'ı, ardından Lübnan'da Hizbullah'ı, sonra Suriye'yi ve şimdi de İran'ı vurdu. Zaferin bedeli ise İsrail'e duyulan nefrettir ve bu nefret giderek artmaktadır. Kalıcı siyasi güvenlik ise ancak diplomasi ile sağlanabilir. Barış anlaşmaları, her iki taraf da bu anlaşmalarla yaşayabildiğinde kalıcı olur. Ancak Ortadoğu şu anda bundan her zamankinden daha uzak."

DW/ DA, MUK

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl erişebilirim?