1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Politikaİsrail

Alman basınında UCM'nin Netanyahu kararı

22 Kasım 2024

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Netanyahu ve Gallant hakkındaki tutuklama emri Alman basınında kapsamlı bir şekilde ele alınıyor. Karara destek veren gazeteler olduğu kadar karşı çıkanlar da var.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ve Eski İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant
Haklarında tutuklama emri çıkarılan Netanyahu ve GallantFotoğraf: Amir Cohen/REUTERS

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkartması Alman basınında büyük yankı buldu. Kararı doğru bulan gazeteler olduğu gibi karşı çıkanlar da var.

taz: Nihayet Netanyahu'dan hesap soruluyor

Die Tageszeitung (taz) gazetesi, "Nihayet Netanyahu'dan hesap soruluyor" başlıklı yorumunda konuyu şöyle değerlendiriyor:

"Dünya Benyamin Netanyahu için küçülüyor. Eski Savunma Bakanı Yoav Gallant ve o, 120'den fazla ülkede tutuklanma tehlikesi ile karşı karşıya. Federal Almanya Cumhuriyeti de, UCM'nin kararına rağmen Berlin'i ziyaret etmesi halinde Netanyahu'yu kelepçelemekle yükümlü. İsrail Başbakanı'nın önüne, onun emri ile İsrail ordusu tarafından işlenen savaş suçları ile insanlığa karşı suçların ilk faturası nihayet çıkarıldı. (...) Bugüne dek Netanyahu'ya karşı ne ülkede yapılan protestolar ne de uluslararası uyarılar bir işe yaradı. İsrail Başbakanı ilk defa kendi açısından tatsız bir önlemle karşı karşıya kalıyor. Bu onun tavrında bir değişiklik yaratmayacak ama alınan kararın yönü doğru."

SZ: Netanyahu'ya karşı tutuklama emri doğrudur

Süddeutsche Zeitung da "Netanyahu'ya karşı tutuklama emri Yahudi düşmanlığı değildir, doğrudur" başlıklı yorumunda UCM'nin tüm dünyada gündem olan kararını şu şekilde ele alıyor:

"Netanyahu ve Gallant hakkında dava konusu olan savaş suçu ve insanlığa karşı suç işleme iddiaları, bağımsız bir adli kovuşturma gerektirecek kadar ağır. Böylesi bir kovuşturma sürecinin İsrail yargısı tarafından yapılamayacağına dair inancın sebebi de, Adalet Reformu adını verdiği planlar gibi uygulamaları sebebiyle İsrail hükümetinin kendisi. UCM'nin aldığı kararın uygulamada karşılığı olmayabilir. UCM'nin çıkardığı tutuklama emrini infaz edecek bir polis gücü olmadığından, Netanyahu ve diğerlerinin sanık sandalyesine oturması mümkün görünmüyor. Buna karşı kararın siyasi etkileri, Mahkeme'nin kendine ağır hasar verecek bir kutuplaşmaya yol açacak kadar büyük olabilir. Ancak uluslararası hukuk ve uluslararası yargının önemi ciddiye alınacaksa bu hususlar dikkate alınmamalı."

Augsburger Allgemeine: İsrail ile Hamas aynı kefeye konuyor

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin tutuklama emrini doğru bulmayan gazetelerden Augsburger Allgemeine, alınan kararla İsrail ile Hamas'ın aynı kefeye konduğu görüşünde:

"Benyamin Netanyahu'yu kimse sevmek zorunda değil ancak ona kesinlikle savaş suçlusu denemez. Eski Savunma Bakanı Yoav Gallant ile birlikte Başbakan Netanyahu hakkında tutuklama emri veren UCM ise tam da bu önermede bulunarak İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki harekâtını Hamas'ın terörü ile aynı kefeye koyuyor; sanki İslamcı bir ayak takımının barbarca katliamı ile kendini demokratik bir devletin kendini düşmanlarına karşı savunması arasında bir fark yokmuş gibi. Başsavcı Karim Khan'ın ilkbaharda sunduğu iddianame akla kötü şeyler getirmişti. Mahkeme aldığı bu kararla bir gerçeklik yarattı ve Netanyahu'yu siyasi anlamda dışlanmış ilan etti; hakkında tutuklama emri çıkarılan Vladimir Putin ile aynı basamağa koyarak."

FAZ'den mahkemeye eleştiri

Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ) da UCM kararına karşı çıkarak, İsrail ile Hamas'ı eşit gördüğünü öne sürdüğü Mahkeme'yi eleştiriyor:

"Uluslararası Ceza Mahkemesi, savcılık makamı tarafından fiilen İsrail ile Hamas'ı eşitleyerek otoritesini tehlikeye atıyor. İsrail'in kendini savunduğu, soykırımsal terör saldırısı hakkında tek kelime yok. Seri katiller ile demokratik bir hukuk devletinin hükümet üyelerinin bir tutulduğu bir tutuklama emri çıkarılıyor. Mahkeme, bugüne dek ona sadık bir biçimde bağlı olan Batı devletleri bundan vazgeçer ve sadece hukuk ile özgürlük düşmanları tarafından alkışlanırsa buna şaşırmamalı. Yeni bir bölünme tehlikesi yaşanıyor, hem de varlığı tüm halkların birliği yemini üzerine kurulu ve 'bu kırılgan mozaiğin her an parçalanmasından' endişe duyan bir mahkeme tarafından. "

dpa/ET,JD

 

DW Türkçe'ye VPN ile nasıl erişebilirim?