1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman gazetelerinden yorum özetleri

Derleyen: Ahmet Günaltay20 Aralık 2007

TSK'nin Kuzey Irak operasyonları, Almanya'daki göçmenlerin uyum sorunları ve genişletilmiş Schengen anlaşması 20.12.2007 tarihli Alman gazetelerinin yorum sütunlarında öncelik verilen konular arasında.

Fotoğraf: DW

Süddeutsche Zeitung, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin havadan bombardımanlarla PKK’nın dize getirilemeyeceğinin farkında olduğu görüşünde şöyle:

“Kuzey Irak operasyonunun tam tatminkar bulunmadığı generallerin yüzünden okunuyor. Hükümet ise haklı nedenlerle ayrıntılı açıklama yapmıyor. Türkiye 25 yıldır PKK’yı askeri yenilgiye uğratamıyor. Terör örgütü İsviçre Alpleri’ni andıran dağlık bölgedeki inlerde kolaylıkla saklanabiliyor ve ölen her militanın yeri doğu Anadolu’daki kardeşiyle doldurulabiliyor. Silahlı mücadelenin boşuna olduğunu Genelkurmay da biliyor. Ama generaller bunu emekli olduktan sonra itiraf ediyor. Kenan Evren Kürtçe’yi yasaklamanın hata olduğunu söylerken bir yıl önce emekliye ayrılan Hilmi Özkök de Kürtlerle meskun bölgelerin ekonomik bakımdan ihmal edilmesini eleştiriyor. Bu gerçekten gereken sonucun çıkarılmamasının tek nedeni, Kürt pollitikasını değiştirmeye kimsenin cesaret edememesi. Aynı şey militan Kürtler için de geçerli. PKK silahla Kürtler’e hiçbir şey kazandıramadı. Onların haklarını Avrupa Birliği kalaşnikoflulardan daha iyi savunuyor. Kuzey Irak Kürtleri’ne gelince. Onların PKK’ya fazla sempati besledikleri söylenemez. Ama Türkiye’den korkuyorlar. Sınırlarında Kürt devleti kurulmasına asla izin vermeyeceğini söyleyen Türkiye, yeni statükoya yavaş yavaş alışıyor. Askeri operasyon Irak Kürtleri’nin ezeli korkularını depreştirdi. Türkiye bu tutumuyla dost kazanamaz. ABD ve Avrupa’nın bütün olup bitenlere ses çıkarmaması izlenen politikanın doğruluğuna işaret etmez.”

Almanya hükümetinin göçmenlerin durumuyla ilgili raporu Alman gazetelerinin bir başka önem verdiği yorum konusu. Berlin’de yayımlanan Tageszeitung'un Alman hükümetini eleştirdiği yorum özetle şöyle:

“Göçmen ailelerinin Alman uyruğuna geçişi aksıyor. Almanya’da yabancı pasaportlu yedi milyon kişi yaşıyor. Bu üzücü bir durum. Toplumla kaynaşma ancak büyük çoğunluğun bütün hak ve görevleriyle bu toplumun bireyleri arasına katılmasıyla mümkün olabilir. Yabancıların Alman uyruğuna geçmemesinde devletin caydırıcılığı da önemli rol oynuyor. Hristiyan Demokrat koalisyon kanadının vatandaşlık testlerini zorlaştırma planları ve çifte vatandaşlık yasağındaki ısrarı göçmenlerin entegrasyonunu zorlaştırmaktadır.”

Oldenburgische Zeitung gazetesinin aynı konuyla ilgili yorumunda ise şu satırları okuyoruz:

“Politikacılar her fırsatta paralel toplumlaşmanın önlenmesi gerektiğinden söz ederler. Gerçekten de paralel toplumlar anlaşmazlık ve gerginlik nedenlerini arttırır. Ancak politikacılar bunun sorumluluğunu sadece göçmenlere yüklemeye pek hevesliler. Hükümetin, Meclis genel kurulunda tartışılan yabancılar raporu gerçeğin böyle olmadığını gösteriyor. Yabancılar raporu, göçmenlerle Almanlar’ın uyum içinde yaşamasını sağlama yolunda siyasi partiler tarafından atılan adımların hiç de yeterli olmadığını gözler önüne seriyor.”

AB ülkeleri arasındaki kimlik kontrollerini kaldıran genişletilmiş Schengen anlaşmasının yürürlüğe girmesi nedeniyle Berliner Tagesspiegel yorumunda Avrupa'nın doğusundaki ülkelerin tarihten kaynaklanan kültür zenginliğine dikkat çekiyor:

“İç sınırların açılması, hayat standardı farkının kapanmasına yaradığı için son derece önemli olan ekonomik boyutla sınırlı kalmıyor. Öncelikle Almanlar’ın, sınır tanımayan Avrupa kültür topluluğunun batı olduğu kadar bir de doğu ekseni olduğunu idrak etmesi gerekiyor. Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Baltık ülkeleri yüzyıllar öncesine uzanan Avrupa medeniyetinin yaşadığı yerlerdir. Komünizm yıllarında bile gözlerini hep batıya çeviren bu ülkeler sayesinde Avrupa tarihi büyüklüğüne yeniden kavuşmuş oldu.”