Alman İstihbaratı'nın 'çift hattı'
21 Ağustos 2014Alman dış istihbarat servisinin hükümetin talimatıyla yıllardır Türkiye’yi dinlediği iddiası, gündemdeki yerini koruyor. Berlin'e yakın kaynaklar, iç ve dış politik gerekçeler öne sürerek Türkiye’nin dinleme kapsamına alınmasında yadırganacak bir şey olmadığını öne sürerken, Türkiye’nin şimdilik üst düzey yetkililer arasında yapılacak görüşmeleri beklediği gözlemleniyor. Alman Sol Parti’nin gizli servisleri denetleyen özel meclis komisyonundaki temsilcisinin, "Türkiye’nin bu kadar kapsamlı şekilde izlemeye alındığından bizim de haberimiz yoktu" şeklindeki sözleri Almanya’da, "İstihbarat birimleri denetiminden çıktı mı?" tartışmasını başlattı.
'Türkiye'ye yakın ilgi normal'
Almanya’nın önde gelen istihbarat uzmanlarından yayımcı Erich Schmidt-Eenboom, Alman istihbaratının on yıllardır Türkiye ile yakından ilgilenmesinin gayet normal olduğunu söylüyor. Schmidt-Eenboom, Deutschlandfunk radyosuna verdiği mülakatta Türkiye’nin dinlenmesinin nedenlerini şöyle sıraladı:
"Türk derneklerinin Alman iç politikası üzerindeki etkileri, PKK örgütü, uyuşturucu ve insan kaçakçılığıyla mücadele. Burada göze çarpan nokta, Almanya hükümetinin PKK’nın suç kapsamına giren faaliyetleri hakkında susmayı tercih etmesi. Çünkü Irak’ın kuzeyindeki peşmergeye siyasi bakımdan ihtiyaç duyuluyor."
Alman istihbarat uzmanı, 1990’lı yıllarda Türkiye’nin Orta Asya Cumhuriyetleri üzerinde nüfuz kazanmaya çalışmasının da dinleme nedeni olabileceğini söyledi. Bu alanda Türkiye’nin Almanya’ya rakip olduğunu belirten Schmidt-Eenboom, Türkiye’nin AB üyeliği arayışı karşısında Berlin hükümetinin iç dengelerin üyeliğe elverip vermediğini araştırmasının normal olduğunu sözlerine ekledi.
NATO üyeleri 'dost' sayılır mı?
Uzman, Deutschlandfunk’un, "NATO üyesi müttefik devletlerin dost sayılması gerekmez mi?" şeklindeki sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"İstihbarat servisleri çift hat üzerinden çalışır. Alman istihbaratı bir yandan uluslararası terörizm ile mücadelede ve Alman politikacılarının da dile getirdikleri militan dincilerin Türkiye üzerinden Suriye ve Irak’a geçişleriyle ilgili olarak Türk istihbaratıyla işbirliği yapıyor. Bu çok önemli bir proje ve Türkiye’nin izlenmesiyle ilgili değil. Türkiye, siyasi ve dış ticari faaliyetlerinin öğrenilmesi amacıyla izleniyor."
Hükümetlerin öncelikle kriz bölgeleriyle ilgili karar almak için detaylı bilgilere ihtiyacı olduğunu belirten Schmidt-Eenboom, kriz bölgesine yakınlığından dolayı Türkiye’ye istihbarat amacıyla ilgi duyulmasının normal karşılanması gerektiğini vurguladı.
"Alman dış istihbaratı teknik ve personel kapasitesine göre haber alma faaliyeti göstereceği ülkeleri sınırlamak zorunda. ABD, Çin ya da Rusya gibi devasa istihbarat servisleri bulunduran ülkelerin yanında Almanya, 1500’ü telekomünikasyonda olmak üzere 6 bin istihbaratçı çalıştırıyor. Bu nedenle de öncelik sıralaması yapmak durumunda. Öncelikler arasında doğal olarak kriz bölgeleri yer alıyor ve Türkiye de kriz bölgeleriyle kuşatılmış bir ülke."
'Türkiye çok kızgın'
Dinleme skandalıyla ilgili olarak Deutschlandfunk radyosuna açıklama yapan Sol Parti milletvekili ve istihbarat servisleri meclis özel denetleme komisyonu üyesi André Hahn, Türkiye’nin bir müttefiki tarafından dinlenmesine tepki göstermesinin normal karşılanması gerektiğini söyledi.
"Türkiye’nin kızgın olduğundan kuşkum yok. Amerikan büyükelçisi de Alman dışişlerine çağrılmamış, sadece görüşme için davet edilmişti. Türkiye’nin son derece kızgın olduğunu münferit beyanatlardan da anlamak mümkün. Türkiye’nin, Almanya hükümetinin talimatı doğrultusunda istihbaratın dinleme kapsamına alınmasından meclis denetim komisyonunun bile haberi olmadığını düşünürsek, Türkiye’nin kızgınlığını anlayışla karşılamak gerekir."
© Deutsche Welle Türkçe
DW/DLF/AG/EC/NH