Alman ordusunun donanımı yeterli mi?
6 Aralık 2022"Alman ordusu Bundeswehr'in mühimmatı sadece iki günlük çatışmaya yetiyor" Son birkaç gündür Alman medyasında, silahlı kuvvetlerin durumuyla ilgili buna benzer çok sayıda endişe verici manşet yer alıyor.
Eğer bu iddialar doğruysa (ki devlet sırrı olduğu için teyit edilemiyor), Alman ordusu mühimmat stokları, her üye ülkenin 30 günlük mühimmat stoku bulundurmasını şart koşan NATO'nun öngördüğü standartların çok altında. Savunma uzmanlarına göre Almanya'nın sadece bu açığı kapatmak için 20-30 milyar euroluk yatırım yapması gerekecek.
Ancak tek sıkıntı mühimmat değil. Bundeswehr envanterindeki teçhizatın durumu da uzun zamandır endişe konusu: Onarıma ihtiyaç duyan tanklar ve helikopterler, tutukluk yapan tüfekler ve termal içlikleri olmadan soğukta eğitim yapmak zorunda kalan askerlerle ilgili hikâyeler yıllardır Alman basınının manşetlerinden inmiyor.
Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının ardından Başbakan Olaf Scholz bir "milat" ilan etmiş, bu da yurtiçi ve yurtdışındaki askerî ve siyasi çevreler tarafından, ülkenin dış politikasında ve askerî stratejisinde bir dönüm noktası olarak yorumlanmıştı.
Nitekim Scholz, ciddi olduğunu kanıtlamak için savunma bütçesini artırarak ordunun modernizasyonu için bir defaya mahsus olmak üzere, 100 milyar euroluk özel bir fon oluşturacağını açıkladı.
Karşılıklı suçlamalar
Dokuz ay sonra, bol keseden yapılan bu vaatlerin akıbeti merak ediliyor.
Mühimmat konusu, hükümet ile Alman silah endüstrisi arasında kimin inisiyatif alması gerektiğine dair tatsız bir tartışmaya yol açtı: Kapasiteyi artırmak için silah sanayi daha fazla tedarik mi yapmalı, yoksa hükümet siparişleri daha hızlı mı vermeli?
Sosyal Demokrat Parti (SPD) Eş Genel Başkanı Lars Klingbeil, hafta başında ARD televizyonuna verdiği demeçte, "Silah endüstrisinden beklediğim şey, üretim kapasitelerini artırmalarıdır. Ancak beklemek ve önce siyasetin bize ne sunacağını görelim diyerek, bu açıkları başarılı bir şekilde kapatamayız. Eğer Alman silah endüstrisi bunu başaramazsa, o zaman yurtdışından, örneğin diğer NATO ülkelerinden neler satın alabileceğimize bakmalıyız" dedi.
Alman Güvenlik ve Savunma Sanayi Birliği (BDSV) İcra Kurulu Başkanı Hans Christoph Atzpodien ise Klingbeil'in açıklamalarının "bariz hatalı" olduğunu söyledi. Atzpodien Alman haber ajansı dpa'ya verdiği demeçte, büyük Alman savunma şirketlerinin Ukrayna'daki savaşın başlamasından sonraki haftalarda üretim ve tedarik kapasitelerini iki katına çıkardıklarını söyledi.
Mevcut durumu değerlendiren Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR) savunma analisti Rafael Loss, DW'ye verdiği mülakatta "Silah endüstrisi ile hükümet arasında hayli gülünç bir tiyatro sergileniyor" yorumunu yapıyor. Loss, silah şirketlerinin proaktif olarak silah üretmesini veya hükümet emri olmadan bankalardan kredi istemesini engelleyen düzenlemelere işaret ediyor.
Almanya'nın, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırı savaşının jeopolitik sonuçlarına yanıt verecek aciliyet duygusundan yoksun olmasından endişe duyan Loss, "Özellikle Doğu Avrupa'daki diğer ülkeler, hükümet ve sanayi arasında ilgili çalışma gruplarını kurmakta çok daha hızlı davrandılar" şeklinde konuşuyor.
Nitekim Kuzeydoğu Avrupalı bazı NATO müttefikleri, halihazırda Almanya'ya güçlü bir askerî ortak olarak güvenemeyeceklerini dillendirmeye başladı bile. Örneğin Letonya Savunma Bakanı Artis Pabriks, Ekim sonunda Berlin'de düzenlenen bir konferansta, Alman yetkililere hitaben, "Ülkenizin askerî gücü belirleyici olacak. Kusura bakmayın ama şu anda askerî gücünüz üst seviyede değil" dedi.
Askerî tedarik süreci uzun ve zorlu
Başbakan Scholz, silahlı kuvvetlerin acil ihtiyaçlarını gidermek için önemli siparişleri çoktan verdi. Almanya, eskiyen Tornado filosunun yerini almak üzere, her biri 200 milyon euro maliyetle 35 adet Amerikan yapımı F-35 savaş uçağı satın almak üzere bir sözleşme imzaladı. Ancak bu uçaklar en erken 2027 yılında Bundeswehr'e teslim edilecek.
Askerî tedarik, uzun ve zahmetli bir süreç. Diğer Batı Avrupa ülkeleri de savunma altyapılarını yenilemede benzer sorunlarla karşılaşıyor. Askerlerin giyeceği çoraptan savaş uçağına kadar ordunun ihtiyaç duyduğu hemen her şey sipariş üzerine özel olarak üretiliyor. Savunma Bakanı Christine Lambrecht geçen hafta Federal Meclis'teki bütçe görüşmelerinde "Belirli sistemleri hırdavatçıdaki raflardan seçip alamayız" diyerek, tedarik sürecinin zorluklarına dikkat çekti.
Savunma analisti Rafael Loss, "Ukrayna'ya teslim edilen silahlar için sürdürülebilir bir mühimmat tedariki sağlamak ve aynı zamanda Bundeswehr'i yeniden yapılandırmak için yaklaşık 15 kat daha fazla mühimmata ihtiyacımız var" saptamasını yapıyor.
Loss, önemli bir fiziksel soruna da dikkat çekiyor: "Son yıllarda Bundeswehr, Soğuk Savaş döneminden kalma depo ve sığınaklarının çoğunu sattı. NATO'nun zorunlu kıldığı 30 günlük mühimmat stoğu sağlansa bile, Alman ordusu bunu depolayacak yer bulmakta hayli zorlanacak."
Geçmişteki ihmallerin faturası ağır
Savunma uzmanı Loss'a göre muhalefetteki Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) tarafından yöneltilen eleştirilerin içi boş: "CDU'nun iktidarda olduğu son 16 yılda da durum farklı değildi. SPD ve CDU'nun Bundeswehr'in vahim durumu için birbirlerini suçladıklarını görmek eğlenceli ama bence her ikisi de eşit derecede suçlu."
Temel tedarik sorunları uzun zamandır aşikâr. Federal Meclis'in savunma komisyonu üyesi Eva Högl, geçtiğimiz günlerde haftalık Die Zeit gazetesine verdiği demeçte, Alman askerlerinin hâlâ gerekli koruyucu giysiler, termal içlikler ve diğer temel gereçler olmadan eğitim yapmak zorunda kaldığını söyledi.
Bu olumsuz tabloyu ivedilikle değiştirmek için bazı bürokratik engeller ortadan kaldırılacak: Şartnameler değiştirilerek küçük ihalelerin artık Avrupa çapında yapılmasına gerek kalmayacak ve komutanların 5 bin euroya kadar harcama yapmalarına izin verilecek.
Alman hükümeti de temel askerî ekipmanların yıl sonuna kadar tedarik edileceği sözünü verdi. İşler yolunda giderse Alman askerleri, yeni çoraplarına Noel'de kavuşabilecek.