1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman siyasilerden referandum açıklaması

17 Nisan 2017

Türkiye’deki anayasa değişikliği referandumunun sonuçlarına ilişkin Alman siyasilerden açıklamalar gelmeye devam ediyor. Bazıları soğukkanlı olunmasından yanayken, bazıları “diktatörlüğün” başlayacağını belirtiyor.

Türkei Referendum | Jubel
Fotoğraf: picture alliance/AP Photo/E. Gurel

Türkiye'de yeni bir cumhurbaşkanlığı sisteminin önünü açacak anayasa değişikliği referandumunun tamamlanmasının ardından Alman siyasilerden sonuçlara dair tepkiler gelmeye başladı.

Türkiye'de sandıktan yüzde 51,2 oranında "Evet" ve yüzde 48,8 oranında "Hayır" çıkmasına yönelik sonuçları değerlendiren Alman siyasilerden farklı yönde açıklamalar yapılıyor.

Alman kamu televizyonu ARD'de konuşan Almanya Başbakanlık Müsteşarı Peter Altmaier, "Sonuçlar Türkiye'de oldukça farklı görüşlerin bulunduğu aleni bir tartışma ortamı olduğunu gösteriyor” dedi.

Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkan Yardımcısı Julia Klöckner, Huffington Post'a verdiği demeçte, "Artık Sayın Erdoğan, ülkesini bir tek adam rejimine, bir diktatörlüğe götürecek sistem değişikliğini yapacak” şeklinde konuştu.

Julia KlöcknerFotoğraf: picture-alliance/SvenSimon

"Erdoğan'ın Türkiye olmadığını gösterdi

Sosyal Demokrat Parti SPD'nin başkanı ve başbakan adayı Martin Schulz, referandum gecesi Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, "Başa baş sonuçlar, Erdoğan'ın Türkiye olmadığını gösterdi. Demokrasi ve insan hakları mücadelesi sürmeli” ifadesini kullandı.

Sol Parti Federal Meclis Grup Başkanı Sahra Wagenknecht, "Erdoğan, manipülasyon sayesinde diktatörlüğüne ulaşmayı sağlayacak çoğunluğu elde etti” değerlendirmesini yaptı.

Hür Demokrat Parti (FDP) Genel Başkanı Christian Lindner de, Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda, "Türkiye için kara bir gün. Referandum kampanyası ve oy kullanma süreci, ülkenin bir başkanlık diktatörlüğüne geçeceği yönündeki endişeleri doğruladı” ifadelerini kullandı.

FDP'li Avrupa Parlamentosu Başkan Vekili Alexander Graf Lambsdorff, "Türkiye'deki anayasa değişikliği, kuvvetler ayrılığı ilkesinin, hukuk devletinin ve parlamenter sistemin sonunu onaylıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir Sultan gibi tüm yetkileri kendisinde topluyor” şeklinde konuştu.

"Kapılar kapatılmamalı

Alman Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin Avrupa Milletvekili Elmar Brok ise Die Welt gazetesine yaptığı açıklamada "Kapıları kati şekilde kapatmamak gerekir " dedi. Brok Türkiye'de ancak idam cezasının geri getirilmesi durumunda AB tam üyelik müzakerelerinin sonlandırılması gerektiğini ifade etti.

Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir, Phoenix kanalında yaptığı açıklamada, "Erdoğan ile bir AB üyeliği söz konusu değil” şeklinde konuşurken, federal meclisin Yeşiller Partili başkan yardımcısı Claudia Roth da "Türkiye ile olan ilişkilerimizin yeni bir değerlendirmeye ihtiyacı var” dedi.

"Gündeminde idam olan adama bağımlı olundu

Sağ popülist Almanya İçin Alternatif (AfD) partisinin lideri Frauke Petry Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda, "Erdoğan referandumla istediğini yaptırdı, federal hükümet gündeminde idam olan bir adama bağımlı oldu” değerlendirmesini yaptı.

© Deutsche Welle Türkçe

DW/Dpa/GA

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik

Daha fazla içerik göster