Alman siyasilerden Türkiye değerlendirmesi
10 Kasım 2010Avrupa Birliği Komisyonu’nun 2010 yılı İlerleme Raporu, Türkiye’ye yönelik eleştirilerin yanı sıra övgüler içeriyor. Raporun eleştiri ve övgülerle yayınlanmasını beklediklerini dile getiren Alman siyasetçiler de Türkiye’de yapılan anayasa değişikliğini olumlu karşılarken, ifade, basın ve din özgürlüğü alanlarındaki eksiklikleri eleştirdi.
Reformlara hız verin
Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, yaptığı yazılı açıklamada, olumlu gelişmelerin yanı sıra basın ve din özgürlüğü, kadınların ve Kürt vatandaşların hakları konularında eksiklikler bulunduğunu belirtti. Hür Demokrat Parti lideri Westerwelle, reformlara hız verilmesi gerektiğine işaret etti. Yunanistan Dışişleri Bakanı Dimitri Druças ile yaptığı görüşmede de Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecini ele aldıklarını söyledi. ”Ortak kanâatimize göre, Avrupa perspektifi, Türkiye’de hukuk devleti nin hakim kılınıp özgürlüklerin artırılması yönünde yapılacak reformları hızlandırmak için en başarılı yöntemdir. Türkiye’nin yapacağı reformların hızı, Avrupa’ya yakınlaşma hızında belirleyici olacaktır. Bizim için önemli olan reformlara devam edilmesidir.” Westerwelle, Türkiye'ye verilen sözlerin tutulması gerektiğini ifade etti.
Hrıstiyan Birlik: Hedef imtiyazlı ortaklık
İktidar ortağı Hrıstiyan Birlik Partileri ise imtiyazlı ortaklık önerisini tekrarladı. Hrıstiyan Birlik Partileri Meclis Grubu'ndan yapılan yazılı açıklamada da, Türkiye’de Avrupa’nın değerleri ile ekonomik ve hukukî standartlarına ulaşmayı hedefleyen reformların desteklendiği belirtildi. Ancak Türkiye’nin tam üyeliğinin Avrupa Birliği’ne yük olacağı ifade edilerek, Türkiye’ye imtiyazlı ortaklık verilmesi gerektiği tekrarlandı.
"Müzakere süreci tıkanıyor"
Hrıstiyan Sosyal Birlik partisi Avrupa Politikaları Uzmanı Thomas Silberhorn da, Türkiye ile müzakere sürecinde hedefin değiştirilmesi gerektiğini dile getirdi. Silberhorn, temel özgürlüklerdeki eksikliklerin yanı sıra Kıbrıs sorununun çözülemediğini, bu nedenle müzakere sürecinin tıkandığını belirtti. ”Doğrusu yeni başlıkların açılması için hareket alanımızın kalmayacağı bir noktaya gelirsek, Hrıstiyan Birlik’in her zaman gündeme getirdiği, müzakerelerin hedefini değiştirmek ve somut ilerlemeler kaydebilmek için diğer seçenekler üzerinde düşünmek gerekmiyor mu, sorularını sormamızı lâzım. Diğer seçenek ise Türkiye ile Avrupa Birliği arasında, tam üyelik seviyesinin altında olan daha yakın ortaklık olabilir.”
Hrıstiyan Birlik partilerinin ortaya attığı ”imtiyazlı ortaklık” kavramını kullanmaktan kaçınan Silberhorn, bu kavramın Türkiye’de antipati yarattığını söyledi.
Stinner: Zor bir dönem başlıyor
Hür Demokrat Parti Alman Meclis Grubu Dış Politika Sözcüsü Rainer Stinner ise Türkiye ile üyelik müzakarelerinin ucu açık olarak sürdürülmesinden yana. Stinner, müzakere sürecinde açılabilecek üç başlığın kalması nedeniyle, zor bir döneme gelindiğini söyledi.
”Temel şartlar yerine getirilmediği için diğer başlıkların açılması mümkün olmazsa, müzakare süreci tıkanır. Bu ne Türkiye’nin ne de Avrupa Birliği’nin çıkarına olur” diyen Stinner, böyle bir tıkanmanın Türkiye'deki reform sürecini de olumsuz etkileceğini dile getirdi.
SPD: Kıbrıs'a baskı yapılmalı
Türkiye’nin tam üyeliğine destek veren Sosyal Demokrat Parti Meclis Grubu Türkiye Raportörü Dietmar Nietan da müzakere sürecinin zorlu bir aşamaya geldiği görüşünde. Nietan, bu çerçevede Türkiye’nin olduğu kadar Avrupa Birliği’nin de müzakere sürecini canlandırmak için çaba göstermesi gerektiğini dile getirdi. Nietan, bu süreçte demokratik alandaki eksiklerin giderilmesi gerektiğinin altını çizerek, çözüm bekleyen sorunlar olduğunu belirtti. ”Elbette Kürt sorunu da henüz çözüm bulunamayan bir mesele. Ama bu konuda hükümet ve hatta bazı siyasi partiler tarafından ilerleme kaydedildi. Bunun yanı sıra diğer bir mesele Kıbrıs sorunu. Bana göre burada önemli olan bir nokta da, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin Kıbrıs’a baskı yaparak, Kıbrıs’ın Türkiye karşısında yapıcı bir tutum izlemesini sağlamak.”
Yeşiller: Müzakere süreci canlandırılmalı
Birlik 90/Yeşiller Partisi de Türkiye ile müzakare sürecinin yeniden canlandırılması gerektiğini görüşünde. Parti Meclis Grubu Avrupa Politikaları Sözcüsü Manuel Sarrazin, bunun için Alman hükümetinin aktif rol oynaması gerektiğine işaret etti. ”Kanımca Alman hükümeti genişleme sürecinin devam etmesi için çaba gösterdiğini açıkça ortaya koymalı ve Türkiye’nin Avrupa yönünde ilerlediğini anlamalı. Ama bu Türk hükümeti ve diğer Türk siyasetçileri için de geçerli. Eksikliklerin giderilmesi için uğraşılmalı, çünkü tam üyeliğin başarıya ulaşması için, ki Yeşiller bunu istiyor, Kopenhag kriterlerinin yerine getirilmesi ve İlerleme Raporu’nda eleştirilen sorunların çözülmesi gerekiyor.”
© Deutsche Welle
Jülide Danışman / Berlin
Editör: Ahmet Günaltay