Afganistan’ın Kunduz kentinde düzenlenen intihar saldırısında Cumartesi günü üç Alman askerinin hayatını kaybetmesi, Almanya’da hararetli tartışmalara neden oluyor. Birliklerin ülkeden çekilmesi yönünde taleplerin dile getirildiği Alman kamuoyunda, Afganistan misyonuna ilişkin şüpheler giderek büyüyor. Siyasiler arasında, Alman askerlerinin Afganistan’da görev almasına en mesafeli yaklaşan ise sol partiler.

Afganistan konusunda strateji değişikliği yapılması gerektiğini savunan Yeşiller partisi lideri Reinhard Bütikofer, bunu aslında uzun zamandır düşündüklerini ifade etti: “Kesinlikle bir tartışma gerekiyor. Biz uzun zamandır bu konuda topyekun bir strateji değişikliği yapılması gerektiğini savunuyoruz. Bu noktada iki seçenek ortaya çıkıyor: Öncelikle sivil alanda, daha güçlü bir vurgu yapılması gerekiyor. Böylece Afganistan’da güvenlik, adalet, altyapı ve eğitim gibi alanlardaki yeniden yapılanma faaliyetleri daha net olacaktır. Diğer yandan, askeri operasyonlar konusunda daha dikkatli olunmak zorunda...”

Sol Partili politikacılar da Afganistan misyonuna kuşkuyla yaklaşıyor. NATO birliklerinin düzenlediği operasyonlara destek amacıyla Almanya’dan gönderilen Tornado tipi keşif uçaklarını bu vesileyle gündeme getiren Sol Parti Genel Başkanı Oscar Lafontane, görüşlerini şöyle dile getirdi: “Afganistan’daki birliklerin düzenlediği operasyonlarda sık sık siviller ölüyor ve böylece Cenevre Konvansiyonu’nu ihlal ediyorlar. Orada çiftçilerle savaşçılar arasında bir ayırım yapılamıyor. Bu nedenle biz de Tornado ekibi aracılığıyla bu terörist faaliyetlere bulaşmış durumdayız. Biz hiç bir zaman teröre karşı terörle savaşmamalıyız. Gecikmeden buna bir son vermeliyiz artık.”

İktidar çekilmeyi istemiyor

Koalisyon partileri ise sol partilerden gelen bu talep ve eleştirileri “popülist bir yaklaşım” olarak değerlendiriyor. Sosyal Demokrat Parti’nin savunma uzmanı Rainer Arnold, Afganistan misyonunu, “Dünyada Almanya’nın sorumluluğu artıyor” şeklinde savunurken, Federal Savunma Bakanı Franz-Josef Jung da “Kesin olan tek şey, biz insanların kalbini kazanmak zorundayız. Afganistan’ın kuzeyinde, yol yapımı, su hastane ve çocuk yuvası gibi 650’den fazla projeyi hayata geçirmiş durumdayız. Bu doğru bir yol ve bu stratejiye devam edeceğiz” açıklamalarıyla Afganistan’daki insanların yardıma ihtiyacı olduğunu dile getirerek kamuoyunu ikna etmeye çalışıyor.

Alman Ordu Sendikası Başkanı Bernard Gertz de Alman basınına yaptığı açıklamada, Afganistan misyonunun tartışılması gerektiğini, ancak ülkeden birliklerin çekilmesini ise istemediğini ifade etti. Gertz, sadece sorumluluk almaya devam edilip edilemeyeceği konusunda tartışılması gerektiğini söylüyor.

"İntikam saldırısı mı?"

Deutsche Welle Asya Yayınları Sorumlusu Sybille Golte ise son gelişmeleri “Alman askerlerine yönelik bu son saldırı, Batılı medya ve politikacıların Afganistan’daki duruma ilişkin gösterdiği resmi bulandırdı. Ülkede gerçekten ne güvenli bir bölge var ne de, Taliban’ın direnişi kırılmış durumda. Durum, bunun tam aksi: Ülkedeki birçok camide insanlar cihada çağrılıyor ve öldürülen her Taliban savaşçısının yerine yenisi geliyor" diye yorumluyor.

“Bir hafta önce Amerikalıların düzenlediği operasyonda, Taliban lideri Molla Dadullah’ın öldürülmesinden sonra yaşananlar da bunu doğruluyor. Ülkenin birçok bölgesinde en çok korkulan adamlarından biri olan Dadullah için yaslar tutuldu, anma törenleri düzenlendi. Ve ölümünün ardından yandaşları intikam yeminleri etti. Kunduz’daki saldırı da bu intikam saldırılarından biri olabilir” diyen Golte’ye göre “Dolayısıyla Taliban’a karşı savaşı kazanabilmek için Afgan halkınının desteğini alabilmek gerekli. Ancak bu konuda şimdiye dek yeterli çaba gösterilmedi.”