Alman Hükümeti, Türkiye’den yeni bir göç akınını Ankara ve Atina ile işbirliğini güçlendirerek frenlemeyi hedefliyor.

Angela Merkel başbakanlığındaki Alman hükümeti, Ankara ve Atina ile yoğun diplomasi trafiği yürüterek, Türkiye-AB Mülteci Mutabakatı’nın çöküşünü önlemeye, yeni bir mülteci akınını frenlemeye çalışıyor.

Alman hükümet üyeleri ve yetkilileri bugün art arda açıklama yaparak yürütülen temaslar ve izlenen politikalar hakkında bilgi verdi.

Maas: "Normalleşeceğinden yola çıkıyorum"

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Türkiye’den Avrupa’ya ulaşan göçmen sayılarının artmasını "endişeyle" izlediklerini söylemekle birlikte, bu konuda Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile olumlu bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğine işaret etti.

Çavuşoğlu’na, "Avrupa Birliği, AB-Türkiye mutabakatından kaynaklı yükümlülüklerine bağlıdır, Türkiye için de bunun geçerli olduğundan yola çıkıyoruz" dediğini aktaran Maas, "Çok yapıcı bir telefon görüşmesiydi ve bu nedenle durumun adım adım normalleşeceğinden yola çıkıyorum" diye konuştu.

Seehofer’den Merkel’e Erdoğan teşekkürü

Avrupa’ya gelen göçmenlerin sayısındaki artış Federal Meclis’in gündeminde de yer aldı. Bütçe görüşmeleri sırasında söz alan İçişleri Bakanı Horst Seehofer, Türkiye’den artan "kaçak göç" sayılarına rağmen, Almanya’nın bir yılda kabul edeceği göçmenlere ilişkin belirlenen 180 bin ile 220 bin arasındaki üst sınırın sene sonuna kadar aşılmayacağından emin olduğunu kaydetti.

Seehofer, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile dün bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğine dikkat çekerek, "Üzerimizdeki yoğun göç baskısı sürüyor… Türkiye ve Yunanistan ile ilgili gelişmelerden ötürü, Sayın Merkel’e, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bu telefon görüşmesini yapmış olmasından dolayı teşekkür ediyorum" diye konuştu.

Alman hükümeti, Merkel'in Erdoğan ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini, bu görüşmede Ege’deki sığınmacıların durumu ile ilgili olarak AB-Türkiye mutabakatı çerçevesinde nasıl bir iş birliği yapılabileceğini ele aldıklarını duyurmuştu.

Türk Sahil Güvenliği’ne destek önerisi

Bu arada Seehofer’in sağ kolu Türkiye ile yürütülen istişare hakkında dikkat çekici açıklamalar yaptı.

Alman İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Stephan Mayer, Funke Medya Grubu’na verdiği röportajda, Türkiye’den Yunanistan’a artan "kaçak göç" hakkında değerlendirmelerde bulundu ve "Sizce Erdoğan iş birliğini sürdürecek mi? " sorusunu yanıtladı.

3 milyon 600 bin Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye’nin "büyük bir yük altında olduğunun görülmesi gerektiğini" vurgulayan Mayer, aynı zamanda cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bu konu nedeniyle iç politikada baskı altında olduğuna dikkat çekti.

Mayer şu ilginç değerlendirmeyi yaptı:

"AB ile şu anda gerilimin tırmandırmanın Erdoğan’ın çıkarına olmadığından eminim. Dünkü telefon görüşmesinin de durumu sakinleştirmeye yardımcı olduğunu ve bizim Türk hükümeti ile birlikte bu gelişmeleri kontrol altına almamızı sağlamamıza vesile olacağını düşünüyorum. Bu noktada gerilimi tırmandırmak hiç kimsenin yararına değil. Türkiye ve Yunanistan ile birlikte, önümüzdeki günlerde ve haftalarda çok yakın istişareler yoluyla, belki de Türk Sahil Güvenliği’ne Almanya’nın yardımı ile daha az mültecinin Ege adalarına gitmek üzere yola çıkmasını sağlayabiliriz. "

2015-2016 yıllarındaki mülteci krizinin ardından sağ popülizmin yükseldiği Almanya’da, göçmen karşıtı Almanya için Alternatif Partisi (AfD) oy oranını artırdı. Bu nedenle yeni bir göç akının önlenmesi Merkel başbakanlığındaki Alman hükümetinin öncelikli gündem maddeleri arasında yer alıyor.

DW / DA,BÜ, AÜ

© Deutsche Welle Türkçe